Linn: Yabancı sermayede iki yıldır aynı yerdesiniz

Güncelleme Tarihi:

Linn: Yabancı sermayede iki yıldır aynı yerdesiniz
OluÅŸturulma Tarihi: Åžubat 15, 2002 00:00

Ankara'da, yabancı sermaye açısından Türkiye'de yatırım ortamının iyileÅŸtirilmesi toplantısına katılan Dünya Bankası BaÅŸkan Yardımcısı Johannes Linn, ‘‘2 yıl önce de benzer bir toplantıya katıldım. O zaman da benzer ÅŸeyler tartışılıyordu. 2 yılda pek birÅŸey deÄŸiÅŸmemiş’’ dedi.Dünya Bankası BaÅŸkan Yardımcısı Johannes Linn, Türkiye'nin daha fazla doÄŸrudan yabancı yatırım alamadığı için Avrupa ile Gümrük BirliÄŸi'nin avantajlarını tam olarak kullanamadığını savundu. Ankara'da ‘Türkiye’de Yatırım Ortamının Ä°yileÅŸtirilmesi' konulu toplantıya katılan Linn, ‘‘Türkiye'de 2 yıl önce de benzer bir toplantıya katılmıştım. O toplantıda da benzer bir rapor tartışılıyordu. O tarihten bu yana pek birÅŸey deÄŸiÅŸmemiş’’ dedi.Linn, ‘‘Türkiye AB pazarında bir yer edinmek isteyen küresel ÅŸirketler için önemli bir konum olabilirdi. Nevar ki 90'lı yıllarda bu ÅŸirketlerin çoÄŸu aslında Türkiye'ye gelebilecek olan yatırımlarını Avrupa BirliÄŸi içinde ve çevresinde baÅŸka ülkelere yapmıştır’’ dedi. Linn, doÄŸrudan yabancı sermaye çekebilmek için Türkiye'ye yardıma hazır olduklarını söyledi.Türkiye'ye 1990'lı yıllarda giren doÄŸrudan yabancı yatırımın, Gayrısafi Yurtiçi Hasıla'nın binde 5'inden az olduÄŸunu söyleyen Linn, ‘‘Bu durumu izah edebilmek çok güçtür’’ dedi. Bu sonucun Türkiye'nin daha çok iÅŸ yaratma ve rekabet gücünü arttırma fırsatlarını kaçırmasına yol açtığını vurgulayan Linn, Türkiye'nin bu nedenle Avrupa ile Gümrük BirliÄŸi avantajlarını da tam olarak kullanamadığının altını çizdi. Dünya Bankası BaÅŸkan Yardımcısı; Türkiye Odalar ve Borsalar BirliÄŸi (TOBB), Yabancı Sermaye DerneÄŸi (YASED) ve Finans Dünyası'nca ortaklaÅŸa düzenlenen ve BirleÅŸmiÅŸ Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Hazine MüsteÅŸarlığı'nın katkıda bulunduÄŸu ‘Türkiye’de Yatırım Ortamının iyileÅŸtirilmesi' konulu konferansta konuÅŸtu.Türkiye'de 2 yıl önce de benzer bir toplantıya katıldığını ve benzer bir raporun tartışıldığını ifade eden Linn, o tarihten bu yana pek birÅŸey deÄŸiÅŸmediÄŸini söyledi.Linn, 1990'lı yıllarda Macaristan, Çek Cumhuriyeti ve Polonya'ya gelen doÄŸrudan yabancı yatırımın, milli gelirlerine oranla yüzde 2 ile 4 arasında olmasına karşın, Türkiye'deki bu sonucu şöyle deÄŸerlendirdi:‘‘Türkiye birçok bakımdan dışa açık bir ülkedir. Sermaye hareketleri oldukça serbest ve piyasalar da aynı oranda liberal bir yapıdadır. Türkiye, kısa vadeli portföy yatırımlarına çok ağırlık vermiÅŸ, ama istikrarlı ve avantajlı olan uzun vadeli uluslararası sermayeyi çekememiÅŸtir.''MEKSÄ°KA'YI ÖRNEK ALINMacaristan, Çek Cumhuriyeti ve Polonya dışında Türkiye için diÄŸer önemli bir örneÄŸin Meksika olduÄŸunu söyleyen Linn, Meksika'nın, ABD ile yaptığı serbest ticaret anlaÅŸmasının ardından, 1990'ların sonuna dek yılda 10 milyar doların üzerinde yatırım giriÅŸi saÄŸladığını kaydetti.Meksika'nın bunu saÄŸlayabilmek için yatırım mevzuatını deÄŸiÅŸtirdiÄŸini, Türkiye'nin de aynı ÅŸeyi yapabileceÄŸini söyleyen Linn, ‘‘Bunu bir an önce yapmasını içtenlikle öneririm’’ dedi.Türkiye'de yabancı yatırımların neden çok az olduÄŸunu saptamak için, Dünya Bankası Yabancı Yatırım Danışmanlık Servisi (FIAS)'ın davet edilerek bu konuda bir çalışma hazırlandığını belirten Linn, rapora göre yatırmcıların bürokratik süreçlerden, karmaşık vergi ve teÅŸvik rejiminden yakındıklarını aktardı.Linn, Türkiye'nin uyguladığı yapısal reform programı ve makro istikrarın saÄŸlanmasıyla sürdürülebilir büyümeyi yeniden saÄŸlayacağını ve sosyal hedeflerine ulaÅŸabileceÄŸini söyledi.TÃœRKÄ°YE ADIMLAR ATTIBankacılık, telekomünikasyon, enerji, tarım ve özelleÅŸtirme alanlarındaki yeni kurumlar ve yasal düzenlemelerle, Hükümetin ÅŸeffaflığı arttırarak, özel yatırımcıları için kuralları daha açık hale getirdiÄŸini söyleyen Linn, yeni fırsatlar oluÅŸturulduÄŸunu belirtti. Yolsuzlukla Mücadele ve Ä°yi YönetiÅŸim ile uygulanan önmellerin ise yatırımların önündeki gizli engelleri kaldıracağını belirten Linn, ÅŸu deÄŸerlendirmeyi yaptı: ‘‘Bu reformlar, makro ekonomik istikrarın saÄŸlanmasıyla birlikte, Türkiye'nin sürdürülebilir büyümeyi yeniden saÄŸlamasına ve sosyal hedeflerine ulaÅŸmasına yardımcı olacaktır.’’Bürokratınız ‘yatırımcı dostu' gibi davranmıyorTürkiye'de Yatırım Ortamının Ä°yileÅŸtirilmesi konulu toplantıda Dünya Bankası'na baÄŸlı Yabancı Yatırım Danışmanlık Servisi (FIAS) tarafından hazırlanan ‘‘Türkiye: DoÄŸrudan Yabancı Sermaye Yatırım Ortamı Analizi ve Yatırımın Önündeki Ä°dari Engeller Raporu’’ da açıklandı. Raporda dikkat çeken baÅŸlıklardan biri, Türk bürokrasisinin yabancı sermaye konusundaki tutumu. 262 sayfalık raporda Türk bürokratları ile ilgili görüşler şöyle:Türk bürokrasisi, karmaşıklığı, yavaÅŸlığı ve sonuçların önceden belirlenemez olması gibi özelliklerini korudu. Ãœlke bürokrasisinin kafa yapısı genel olarak yatırımcılara karşı dostane deÄŸildir. Bu faktörler DYSY riskini arttırarak, saÄŸlıklı yatırım kararlarını zorlaÅŸtırıyor. Günlük iÅŸ iliÅŸkilerindeki en önemli engellerden biri, zaman kaybına yol açan verimsiz bürokrasi. Yatırım süreciyle ilgili bürokratik iÅŸlemler uzun, gerkesiz derecede karmaşık ve sonuçları önceden tahmin edilemez niteliktedir. Çok sayıdaki zorunluluk ve zahmetler ürtekne faaliyetlerinin baÅŸlamasını yıllarca geciktiren aşılması zor bir tehdit ÅŸeklini alıyor. Yasaların tutarsız uygulanması, yetkili bürokratların beceri eksiklikleri ve yargı yaptırımlarının eksikliÄŸi yerli ve yabancı yatırımcıların sık sık dile getirdiÄŸi hususlardır.Hükümet, Türkiye'ye katkı saÄŸlayacak belli ülkelerle idarecilerin karşılıklı deÄŸiÅŸimine iliÅŸkin program oluÅŸturmayı düşünebilir. ÖrneÄŸin, Macaristan ve Polonya yabancı sermayeyi çekmekte çok baÅŸarılı ülkelerdir. Türk bürokratları, son 10 yıl içinde kendi iÅŸ ortamlarını oldukça rekabetçi bir düzeye çıkarmayı baÅŸaran bu ülkelerden çok ÅŸey öğrenebilir.Ticari davalara güven yokDünya Bankası'na baÄŸlı Yabancı Yatırım Danışmanlık Servisi (FIAS) raporunda, Türkiye'de kabul edilen yasaların uygulamaya girmesinde yaÅŸanan gecikmeler ve adli sistemin ağır iÅŸleyiÅŸine de dikkat çekildi. Raporda bu konudaki deÄŸerlendirmeler şöyle:ÊKabul edilen yasalar zamanında yürürlüğe girmiyor. Kabul ile yürürlük arasında üç yıla varan gecikmeler olabiliyor. Ticari davalara iliÅŸkin yargı süreci çok zaman alıyor. Yargıçların yoÄŸun iÅŸ yükü, bunun temel nedenidir. Ticari davaların kalitesi ve tarafsızlığı konusunda güven eksikliÄŸi var. Yasaların yürürlüğe girmesi için gerekli yönetmelikler için yılların geçmesine izin vermemek gerekir. Bunun en iyi yolu yasaya paralel olarak yönetmelik taslağı oluÅŸturmaktır.Ticari davalara bakan yargıçların eÄŸitimini geliÅŸtirmek, yargıçların iÅŸ yükün dava karar süreleri makul ölçülerde kısalıncaya kadar azaltmak gerekiyor. Gümrükler yolsuzluk yuvasıYolsuzluÄŸun görünüşte pek çok bürokratik gecikmenin ardındaki esas neden olarak alılanmasa bile, yatırımcılar açısından baÅŸka bir sorun olarak ortaya konduÄŸuna dikkat çekilen Dünya Bankası FIAS raporunda şöyle devam edildi: ‘‘Mevcut hükümetin yolsuzluÄŸu frenleme yönündeki çabaları takdir edilse de yatırımcılar kritik durumlarda özellikle gümrüklerde ve imar izinlerinin sözkonusu olduÄŸu belediye iÅŸlemlerinde görevlilerin adil olduklarını inanamadıklarını belirtiyorlar. Uluslararası Saydamlık Enstitüsü'nün 2000 yılındaki yolsuzluk algılama endeksine göre Türkiye yolsuzluk açısından 90 ülke arasında 50. sırada yer alıyor.’’Pearson: Bizim güçlü Türkiye'ye ihtiyacımız varABD Büyükelçisi Robert Pearson, Türkiye'nin verimlilik, esneklik ve kabiliyet açısından dünya çapında bir özel sektöre ve emek gücüne sahip olduÄŸunu söyledi. TOBB, YASED ve Finans Dünyası tarafından düzenlenen ‘‘Türkiye'de Yatırım Ortamının Ä°yileÅŸtirilmesi’’ konferansında konuÅŸan Pearson, Türkiye'nin ekonomik geliÅŸme ve dünya ekonomisiyle daha iyi bütünleÅŸme yönünde önemli avantajlara sahip olduÄŸunu belirtti. Afganistan da dahil Orta Asya'ya yakınlığı ile Türkiye'nin büyük avantajlarından biri olduÄŸunu ifade eden Pearson, Türk ÅŸirketlerinin ortak yatırımlar yoluyla Afganistan'ın yeniden imarına aktif biçimde katılmasını istediklerini kaydetti. ABD'nin güçlü bir Türkiye'ye her zaman ihtiyacı olduÄŸunu belirten Pearson, ‘‘Çünkü bu tehlikeli ortamda bu görevi bir tek Türkiye gerçekleÅŸtirebilir’’ dedi. Pearson, 2004 yılına kadar tekstil kotaları konusunda büyük deÄŸiÅŸiklik beklenmemesi gerektiÄŸini belirtirken, ABD'nin Türkiye ekonomisinin düzelme döneminden çıkıp, artık büyüme dönemine geçmesini istediÄŸini kaydetti.KOTA SORUNUTürkiye ile Washington arasında pazarlık konusu olan tekstil kotaları konusunda da deÄŸerlendirmede bulunan Pearson, tekstil kotaları konusunun ABD'de doÄŸrudan 100 bin kiÅŸinin istihdamını etkileyeceÄŸini ve Türkiye'nin baÅŸka alanlarda da ürünler sunması gerektiÄŸini söyledi. Büyükelçi, Türkiye'nin 2001 yılında 37 kategoriden sadece 8'i için ürün gönderdiÄŸini ve kotaların yalnızca yüzde 16'sını doldurduÄŸuna dikkat çekti.Öztrak: Artık sıcak parayı unutalımHazine MüsteÅŸarı Faik Öztrak, Türkiye'nin bir an önce, sıcak paraya dayalı sanal büyümeden vazgeçmesi gerektiÄŸini söyleyerek, ‘‘Türkiye attığı adımları anlatabilirse, bu yıl doÄŸrudan yabancı sermaye yatırım açısından önemli bir sıçrama tahtası olabilir’’ dedi.Öztrak, yeni bir doÄŸrudan yatırım mevzuatı hazırlandığını bildirdi. Yatırımcı Konseyi'nin Türkiye‘de kurulması çalışmalarına baÅŸladıklarını anlatan Öztrak, bu çerçevede önemli uluslararası ÅŸirketlerle temasa geçildiÄŸini ve bu yıl içinde gerçekleÅŸmeyi planladıklarını kaydetti. TOBB: Sermaye gelmeyince borç aldıkTürkiye Odalar ve Borsalar BirliÄŸi (TOBB) BaÅŸkanı Rifat HisarcıklıoÄŸlu, Türkiye'nin dış borç stokunun, 2001 Ekim itibariyle 118 milyar dolar olduÄŸunu hatırlatarak, ‘‘Bunun anlamı ÅŸudur: Türkiye yabancı sermaye yatırımı olarak alamadığı 118 milyar doları borç olarak almıştır’’ dedi. BM Kalkınma Programı (UNDP) Avrupa ve Bağımsız Devletler TopluluÄŸu ülkelerinden sorumlu Direktör Yardımcısı Jakob Simonsen de, ‘‘Türkiye‘nin yeni yabancı sermaye yasası, doÄŸrudan yabancı sermayeyi çekebilmek açısından önemli bir adım’’ dedi. Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!