Güncelleme Tarihi:
Büyükekşi, Türkiye’nin ilk dört aylık ihracatının yüzde 22’lik artış gösterdiğini ve bu aslında bu yılsonu için belirlenen 127 milyar dolar hedefini geride bırakıp, 2011 yılı sonunda 135 milyar dolar ile Cumhuriyet tarihi rekoru kıracaklarına inandığını belirtti.
Wall Street Journal gazetesinin, 2010’da en hızlı büyüyen ülkeler sıralamasına Türkiye’den giren tek şehir olan Gaziantep’in son on yılda Türkiye’nin ihracat performansının üstüne çıktığına dikkat çeken Büyükekşi, şehrin 2001 yılından bu yana ihracat hacmini sekiz katına çıkardığını belirtti.
Gaziantep’in başarısında en büyük etkinin komşularla son dönemde artan ilişkilerin büyük olduğuna dikkat çeken TİM Başkanı, şehir içindeki “Ortak Akıl” mantığının başarının temel anahtarı olduğuna dikkat çekti.
İşte Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet Büyükekşi’yle Gaziantep’te yaptığımız söyleşi:
Gaziantep, 2010’da Türkiye’nin en fazla ihracat yapan altıncı şehri ve şehrin bu başarısında Ortak Akıl mantığının, yani sanayicisinden ihracatçısına şehirdeki bütün önemli kurumların ortak bir mantık içinde hareket etmesinin etkili olduğu söyleniyor. Bu mantığı, bölgedeki diğer şehirlere de uygulamak mümkün mü? Gaziantep, bir rol modeli oluşturabilir mi?
Gaziantep’teki bütün kamu kuruşları, ihracatçısından, sanayi odasına yetkili bütün kurumlar, her konuda ortak akıl oluşturarak, yaptıkları çalışmalarda fikir birliğine varmaları, bunca olumsuzluğa rağmen Gaziantep’in kendi kendine gelişmesine zemin hazırlamıştır.
Olumsuzluklardan kast ettiğiniz şey nedir?
Biliyorsunuz bugüne kadar Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerindeki şehirler için iki farklı teşvik programı yapıldı. İlkinde 36 il vardı. İçinde Gaziantep yoktu. Sonrasında 49 ile çıkarıldı yine yoktu. Çevresindeki bütün illerde teşvik var. Gaziantep teşviksiz bir şekilde bu başarıya imza attığı için, çevresindekilere örnek olması lazım. Bugün baktığımızda Gaziantep’in Türkiye’nin ihracat ortalamasında aldığı payın on yıl içinde yüzde 1.6’dan, yüzde 3.4’e yükseldiğini görüyoruz.
Bölgede Gaziantep potansiyeli taşıyan başka iller de var mı?
Bölgede şu anda yok. Ama bazı önemli gelişmeler var. Biz illeri inceliyoruz. Türkiye’de 14 il şu anda 1 milyarın üzerinde ihracat yapıyor. Yüzde 1400 e varan ihracat artışları yaşayan illerimiz de var. Mesela Sakarya, Manisa. Buralara baktığımızda, Toyota, Vestel gibi şirketlerin dev yatırımları olduğunu görüyoruz. Manisa’da Vestel yatırımı var. Bugün Vestel yatırımı, ihracatçı olmayan Manisa’yı ihracatçı bir il haline getirdi. Gaziantep de hali hazırda bölgede liderken, büyük şirketlerden ya da yurtdışından gelecek yatırımlarla önü çok daha açık bir il olabilir. Bundan sonraki dönemde Gaziantep'in yabancı yatırımcılar için daha çekici hale getirilmesi gerekiyor.
SANAYİ ÜNİVERSİTE İŞBİRLİĞİ ÇOK ÖNEMLİ Yaptığınız sununda, Türkiye ile Libya arasındaki ihracatın yüzde 98 oranında azaldığını açıkladınız. Bu neredeyse, iki ülke arasındaki ihracatın sıfırlanması demek. Bu bölgelerde yaşanan ayaklanmalar Türk ihracatçılara bugüne kadar ne kadar zarar verdi? Biz şu anda Libya’ya 2 milyar dolar ihracat yapıyoruz. 1.7 milyar dolar Suriye’ye ihtiyacımız var. Ortadoğu ülkeleriyle özellikle son dönemde yoğun bir ihracat ilişkisi içindeyiz. Bizim yaptığımız simülasyona göre, Kuzey Afrika ve Ortadoğu’daki gelişmelerin aylık yüzde 4, yüzde 5 civarında olumsuz etkisi var. Bu da, ortalama olarak son iki ayın rakamlarına göre yaklaşık 500 milyon dolarlık bir zarar anlamına geliyor.
Gaziantep başta olmak üzere, diğer şehirlere de önümüzdeki dönemde, bilhassa moda, marka, bilgi teknolojileri, bilişim gibi alanlarda yabancı yatırım çekmek için sanayi üniversite işbirliğinin geliştirilmesi gerekiyor.
Yine bugün açıklanan rakamlarda, Suriye’de de ayaklanmalar, karışıklılık yaşanmasına rağmen, bu ülkeye yapılan ihracatın azalmadığı, hatta Nisan ayında yüzde 35 arttığını söylediniz? Bunun nedeni nedir?
Aslında bazı olayların etkisini bir anda hissetmeyi beklememek lazım. Suriye ile olan gümrük kapılarında geçişler devam ediyor. Daha önceden yapılmış olan bağlantılar var. Bu bağlantılar devam ediyor. Aslında Suriye’de gerçekten ne yaşandığını bilmiyoruz. Benim yaptığım görüşmeler sonrasında, aslında Suriye’de karışıklığın bazı şehirlerde yaşandığını söyleyebiliriz. Mesela Halep’de böyle bir şey yok. Aslında bölgesel sıkıntılar yaşanıyor ve bu bizim ihracatımızı etkileyecek ölçüde değil şu anda.
Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da demokratikleşme süreci tamamlanırsa, Türkiye’nin bu bölgelere olan ihracatının artmasını bekliyor musunuz?
Şu anda yüzde verebilecek durumda olmasam da demokratikleşme sonuçlandığında, bu bölgelere yaptığımız ihracatın artacağına inanıyoruz. Biliyorsunuz, özellikle bizim sınırımız olan ülkelerde demokratikleşme adımları atılıyor. Bu konuda en güzel örnek Irak. Mesela 2003’ten önce Irak’a ihracat yoktu. Biz o yıl başladık. Ancak 2010 yılın sonunda Irak, 6 milyar dolarla en çok ihracat yaptığımız ülkelerden biri. Bu da demek oluyor ki, işler düzelince, sınırı olan komşusu olan ülkelerle Türkiye’nin ihracatı ve dış ticareti artış gösterecek. Bunun diğer ülkelerde de aynı olacağını düşünüyoruz. Çünkü halka refah yayılınca, kişilerin seyahat özgürlükleri artınca, ticaret de gelişecek.
Suudi Arabistan konusunda da endişeler var. Olası bir ayaklanmanın ihracatçılara etkisi ne olacak?
Suudi Arabistan’la aslında artan bir ihracat ilişkimiz var. Biz bu bölgelerdeki demokratikleşme süreçlerinin çatışmalardan ziyade, kendi içinde yumuşak geçişler olmasından yanayız. Baktığımızda bunun en güzel örneğini Mısır’da yaşadık.
LİBYA’DA SULAR DURULMAYACAK
Bölgede şu anda en sıkıntılı yer Libya. Ülkede taraflar arasında ciddi çatışmalar var. Bu yüzden bu bölgedeki karışıklığın uzayacağını düşünüyoruz. Oldukça büyük bir sıkıntı var. Ama diğer ülkelerde Libya kadar sert bir sürecin yaşanmamasını temenni ediyoruz.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz hafta Çılgın Projesi’ni yani Kanal İstanbul’u açıkladı. Siz, bu projenin tamamlanma olasılığını ne kadar görüyorsunuz? Bununla birlikte, Kanal İstanbul’un ihracatçılara etkisi ne olacak?
Baktığımız gerçekten, sadece Türkiye değil, tüm dünyayı ilgilendirecek büyük bir proje gibi duruyor. Çok büyük katma değer sağlayabilir. İhracata etkisine gelecek olursak da, aslında ihracatta zaman ve taşıma oldukça önemli konular. Şu anda ithalat ve ihracat alanlarında, özellikle İstanbul’da bekleme süreleri uzun. Bundan dolayı da maliyetlerin artmasından şikayet ediliyor. Bu soruna bir çözüm getirebilir. Türkiye’nin bu konuda önünü açabilir. Malların sevkiyatının hızlanmasını sağlayabilir.
21. YÜZYIL HIZ YILI OLACAK
Bildiğiniz gibi, 21. yy. aslında hız yılı. Türkiye de coğrafi avantajlarından dolayı elinde önemli imkanlar tutuyor. Bu imkanları değerlendirmesinin, ülkemize büyük katkılar sağlayacağını düşünüyorum. İstanbul’un marka şehir olması ve diğer şehirlerin önüne geçmesi adına önemli bir proje olarak kabul edilebilir.
Önümüzde seçimler var. Seçimlerden beklentiniz nedir? Yine tek parti iktidarımı gelecek yoksa koalisyon hükümeti olasılığı var mı? Olası bir koalisyon hükümetinin ekonomiye ve ihracata etkisi ne olur?
Tahminden ziyade şöyle bir yorum yapmak isterim. Biz son on yılda şunu gördük. Sağlanmış olan güven ve istikrar Türkiye’yi nereden nereye getirdi. O yüzden sağlanmış olan güven ve istikrar ortamının bundan sonra da devam etmesi açısından tek parti iktidarı gerçekten önemli. Türkiye’nin geçtiğimiz on yıldaki dinamikleri açısında, huzur, istikrar ve güven ortamının devam etmesini temenni ediyoruz.
Yeni hükümetten yeni projeler bekliyor musunuz?
Şu anda devam eden bir GAP projesi var ama bundan sonra ne olacağı konusunda bir şey söyleyemem. Her zaman yeni açılımlar olabilir.