Güncelleme Tarihi:
Türkiye’yi otel yatırımları için doğu ve batı arasında bir geçiş kapısı olarak gördüklerini belirten Starwood Hotels&Resorts’un Batı ve Orta Avrupa Bölge Direktörü ve Başkan Yardımcısı Thomas Willms, “Avrupa üzerinden Asya’ya tek çıkış yolu Türkiye’den geçiyor. Asya lüks tüketimde büyüyen bir pazar olduğu için biz de doğduğumuz topraklardan o yöne doğru ilerliyoruz” dedi. Türkiye’deki büyüme hedeflerini ‘agresif’ olarak tanımlayan Willms, “2014 yılına kadar Türkiye’de 3 yeni otel açarak toplam otel sayımızı 10’a çıkaracağız. Şu anda İstanbul’da 4, Ankara’da 2, 1 tane Çeşme’de otelimiz bulunuyor. Önümüzdeki yıl, Ankara, Adana ve Bursa’da yeni otellerimizin açılışını gerçekleştirerek Anadolu’ya yayılacağız. Böylece Türkiye’deki W Hotels, Sheraton ve Le Meridien’in yanına diğer bir markamız olan Aloft’u da ekleyeceğiz. Hedefimiz, grubumuz çatısı altındaki Element, Four Points, Westin, The Luxury Collection ve St. Regis markalarından da en az bir tanesinin Türkiye’de açılması” diye konuştu.
Çevre şehirlere bakıyor
Starwood olarak, kendilerini Türkiye’nin yakaladığı büyüme trendine hazırladıklarını anlatan Willms, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Kuzey Amerika merkezli bir şirket olmamıza rağmen, yönümüzü artık Asya’ya çevirdik. Büyümemizin yüzde 70’i ABD dışındaki Türkiye, Rusya, Doğu Avrupa ve Orta Doğu gibi ülkelerde gerçekleşiyor. Bu noktada İstanbul, hem iş hem de turizm anlamında her yaş grubundan potansiyel taşımasıyla öne çıkıyor. Burası pek çok doygunluğa ulaşmış bir şehir olmasına rağmen, çevresinde de pek çok iş şehrini barındırıyor. Buralarda ciddi potansiyel olduğunu düşünüyoruz. Ayrıca direkt uçuşun olduğu Anadolu şehirleri bizim için öncelikli yer teşkil ediyor. Antalya Sheraton ile yaşadığımız bazı sorunlar nedeniyle yollarımızı ayırdık. Biz yine de, özellikle Rus turist bakımından oldukça zengin olan Antalya’da yeni bir yatırım için kapsamlı araştırmamızı sürdürüyoruz. Antalya önceliğimiz olmasa da yeni yatırımlarımız yolda.”
Konaklamanın altın çağı
Türkiye ve Çin gibi ülkeleri gelişmekte olan ülke olmaktan çıktığına dikkat çeken Willms, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu pazarlar patlayan bir hızla büyüyor. Konaklamanın altın çağını yaşıyoruz. Yeni dönem şimdi başlıyor. Çünkü Çin’e baktığımızda, o ülkedeki orta gelir düzeyine sahip insanlar artık seyahat etmeye başlıyor. Bu diğer gelişmekte olan ülkeler için de geçerli. Sadece Çin’de 100 milyon kişi bu yıl ilk defa seyahat edecek. Bu da bizim dünya genelindeki otellerimiz için yeni bir müşteri portföyünü temsil ediyor. Şu anda sadece Çin’de 100 tane otel inşaatımız sürüyor. Bu potansiyel Türkiye için de geçerli. Doğu ve batı kültürünün karışımını yansıtan İstanbul, bu noktada çok önemli bir şehir olduğu için biz de yatırımımızı burada gerçekleştirdik. Le Meridien’i, tasarımı önde tutan bir lifestyle markası olarak tanımlayabiliriz. Dolayısıyla İstanbul bizim için gerçek bir cazibe merkezi. O nedenle 5 yıl önce gerçekleştirdiğimiz satın almadan sonra Avrupa’daki ilk Le Meridien’i İstanbul’da açtık.”
Kokusuyla ziyaretçide bağımlılık yaratıyor
DÜNYA genelinde 100’ün üzerinde Le Meridien otelini işlettiklerini anlatan Willms, şu bilgileri verdi: “Tüm Le Meridien otellerimizin tarzında ciddi bir değişikliğe giderek dünyanın önde gelen yaratıcı tasarımcılarıyla çalıştık. İstanbul’daki otelde de önce gelen yerli ve yabancı tasarımcıların eserleri bulunuyor. Oteldeki giriş kapısından duvarlara, koltuklardan, yataklara, masalara ve bardaklara kadar her şey tasarımcılar tarafından özel olarak dizayn edildi. Otelin kokusu bile özel olarak tasarlandı. Dünyanın herhangi bir şehrindeki Le Meridien Otel’de kalan bir ziyaretçimiz, İstanbul’a geldiğinde de otelde aynı kokuyu hissedecek. Bu sayede markaya bağlılığı yaratmış oluyoruz. Misafirlerimiz, daha sonra farklı bir ülkeye seyahat ettiklerinde yine grup bünyesindeki başka markalı otellerimizi tercih ediyorlar. Öte yandan çağdaş sanat öğelerinin yer aldığı otelde, kartların da koleksiyon yapılacak kadar özel olmasına dikkat ettik. Konuklarımız, oda kartlarını kullanarak İstanbul Modern Sanatlar Müzesine ücretsiz olarak girebilecek.’’
Havalimanı oteliydi tasarımla öne çıktı
THOMAS Willms dünya genelinde 1100 otelleri ve toplamda 322 bin 300 oda kapasitesine sahip olduklarını belirterek şunları söyledi: “Le Meridien’i artık tasarımla ön plana çıkan bir otel olarak tanıtıyoruz. 1972 yılında kurulan Le Meridien Air France’ın kontrolünde yer alan bir havalimanı oteli olarak faaliyet gösteriyordu. Biz de Starwoods olarak 5 yıl önce Le Meridien markasını satın aldık. Son 5 yılda markada ciddi bir yeniden yapılandırmaya giderek 43 oteli elden çıkardık ve onun yerine 10 yeni otel açtıp, mevcut 13 otelimizi de yeniledik.”