Lahmacunla 90 milyon dolara yaklaştı, 1700 kişi iş buldu

TÜRKİYE’nin küresel fast food (hızlı yemek) zincirleri karşısında en başarılı ürünlerinden lahmacunda başarılı grafik çizen Esen Ailesi’nin markası Hacıoğlu, 75 restoranlı bir zincir oldu. 1965’te Bursa’ya yerleşen Diyarbakırlı Hacı Esen’in, kebap ve baklava ile başlayan restoran işi 1976’da İstanbul’a taşındı. Oğulları Yılmaz, Ali, Ferit ve Cihan’la 75 şubeli lahmacun zincirine dönüştü. Yılmaz Esen, “2009 ciromuz 75 milyon dolardı, bu yıl 90 milyon dolara yaklaştı” diyor ve şöyle başlıyor anlatmaya:

Bursa Altıparmak’ta başladı

“Bu işi babamız Hacı Esen Bursa Altıparmak’ta kurdu. Diyarbakırlıyız, 1965’te Bursa’ya yerleşmişiz. Başlangıçta daha çok kebap ve baklava üzerineydi. Eniştemiz Emin Saka (ablamızın eşi) baklavacıydı. Enişte hâlâ Gemlik’te devam ediyor. Babamız 1976’da İstanbul’a Cevizli’de bir restoran açtı. Tekel fabrikası vardı ve çok güzel iş yaptı. Lahmacun kebap üzerine dönüyordu. Babamız İstanbul’da Hacı’nın Yeri olarak başlamış. Oğulları olarak Hacıoğlu’nu kurduk. 2’si kız 8 kardeşiz. Bu işte 4 kardeş devam ediyoruz.”

Maltepe’de ilk fast food

Cevizli’deki restoran Tekel işçileri sayesinde başarılı olunca, Maltepe’de iki restoran daha açtıklarını anlatan Yılmaz Esen, ilk lahmacun fast food restoranı fikrini de 20 metrekarelik bir yerde yine Maltepe’de uyguladıklarını belirtiyor. Esen, şöyle devam ediyor: “Maltepe’de 1988’de ikinci restoranı açtık ve dönüm noktası oldu. Çünkü insanlar ayakta bekliyordu. Kebap ve lahmacun beraber gidiyordu. Maltepe’de sonra ikinci dükkanı da açtık. Sonra da ‘self servis lahmacun’ açtık. 20 metrekarelik kebapçı için küçük bir yer bulmuştuk. ‘Döneri, kebabı nereye koyacağız’ diye düşünürken ‘büfe mantığıyla işleyen, sadece lahmacun olsun, self servis olsun, az kişi çalıştıralım maliyet de düşsün’ diye karar aldık. Yıl 1992’ydi. Fırının üzerine de ‘self servis-kendiniz alıyorsunuz’ yazdık. Kısa sürede müşteri ne olduğunu çok iyi anladı. Biz çok satıp sürümden kazanıyorduk. İnsanlar lahmacun almak için sıraya girmeye başladı. ‘Bundan sonra hep böyle yapalım’ dedik. Çünkü, kebapçı olunca 2-3 kardeş bir dükkana yetmiyorduk. Self serviste ise hem kaçak ve kayıt dışı yoktu hem de daha çok dükkana yetişebilirdik.”

Kadıköy, lahmacunköy oldu

Yılmaz Esen, 1993’te de Kadıköy çarşıda lahmacuncu açtıklarını belirtiyor ve şöyle konuşuyor: “10 metrekarelik bir yerdi. Oradaki potansiyel çok daha büyüktü ve çok başarılı oldu. Kadıköy’deki başarı çok büyüktü ve televizyonlara gazetelere haber olmaya başladık. Lahmacun kuyruğu 50 metreyi aşıyordu. Bizim çok kazandığımızı gören lahmacuna girdi. 48 lahmacuncu olduk Kadıköy Çarşı’da. Burası Kadıköy mü, Lahmacunköy mü? diye soruyorlardı.”

Köfte pizza ve kebapta yeni ‘fast food’lar geliyor

YILMAZ Esen, Hacıoğlu Ltd. olarak lahmacun fast food’unda elde ettikleri deneyimi pizza, köfte ve kebapa da uygulayıp büyümek istediklerini söylüyor. Esen, “Şu anda Hacıoğlu olarak ayda 100 ton et tüketiyoruz. Alice Köfte, Today Pizza, Sarma Kebap markalarıyla da 16 restoran açtık. 2011’de Hacıoğlu 100 restorana çıkacak ama diğer fast food markalarımızı da büyüteceğiz. onlarda da zincirler oluşacak” diyor.

Günde 150 bin lahmacun satıyoruz

YILMAZ Esen, Kadıköy’de çok sayıda lahmacuncu açılınca sıkıntı yaşadıklarını belirtiyor ve bu aşamada franchising ile tanıştıklarını anlatıyor. Esen, şöyle konuşuyor: “Ulusal Franchising Derneği (UFRAD) yeni kurulmuştu, 1993’te onlarla tanıştık. O zamana kadar hepsi Anadolu yakasında 7 restoran açmıştık. İlk franchise’mizi Beşiktaş’ta 1993’te verdik. Franchising sistemimizi kurmak için danışmanlık aldık. Hacıoğlu Ltd. olarak kendi sistemimizi kurduk. Lahmacunda kendi lezzetimizi korumak ve standartımızı oluşturmak için çalışmaları ardından da tüm yeni altyapımızı kurduk. Şimdi 12 ilde 75 restoranımız var. Bunların 25 tanesi franchise. Bir Hacıoğlu açmak 250-300 bin dolara mal oluyor. Günde 50 civarında franchise başvurusu alıyoruz. Zincirde toplam 1700 kişi çalışıyor. Bizim imalat ve restoranlarda ise 1100 kişi var. Günde ortalama 150 bin lahmacun satıyoruz. Mönülerimiz çoğaldı, tatlılar eklendi. Kaynarca’da 2 bin metrekare kapalı alana sahip imalathanemiz var. Kendimize ait özel araçlarla malzemeyi dağıtıyoruz.”

Akkanat, köyüne fabrika kurdu, ‘köye göç’ başladı

BÜYÜK çoğunluğu tekstil fabrikasında çalışan, tek bir işsizin bile olmadığı, Konya’nın Derebucak ilçesine bağlı Durak köyünde, her eve ayda en az 2 bin lira giriyor. Köydeki herkes, ünlü markaların tekstil ürünlerini giyiyor. Toroslar’ın 1600 rakımlı eteklerine kurulu, Durak köyü, Arnavut kaldırımlı sokakları, içinde dolaşan lüks araçları ve emsallerine ancak büyük şehirlerde rastlanan villalarıyla dikkat çekiyor. Konuklarını, belediye binasını andıran muhtarlık binasında ağırlayan Durak köyü muhtarı Ramazan Ballı, “Köyümüzün nüfusu 540 ve 10 yıldan beri göç vermiyoruz. Aksine göç almaya başladık. Bütün bunlar, hemşehrimiz Ali Akkanat’ın Beyşehir’e kurduğu tekstil fabrikası sayesinde oldu. Ai Bey fabrikasının işçilerini öncelikle kendi köyü Durak’tan seçti ve köyümüzün kaderi değişti” dedi. Muhtar Ballı, köylülerin, yaklaşık 50 kilometre uzaklıktaki fabrikaya günlük servislerle taşındığını anlattı.

Trabzon’da Özel İdare, 16 dönümlük arsayı ‘otel yapılması şartıyla’ yatırıma açtı

TRABZON İl Özel İdaresi, Merkez ilçe Gülyalı Mahallesindeki arsa ve üzerindeki binayı, otel yapılmak üzere yatırıma açtı. İmar planında turizm alanı olarak ayrılan 15 bin 995 metrekare taşınmaz üzerinde, rayiç bedeli turizm yatırımları için 2 katından az olmayacak şekilde otel yapılmasına ve teşvikten yararlanacak gerçek veya tüzel kişiler lehine, üzerinde ilk yıl için emlak vergi değeri yüzde 3 oranında takdir edilecek bedel karşılığında, 49 yıl süreli bağımsız ve sürekli nitelikte irtifak hakkı tesis edilecek. Rayiç bedeli 12 milyon 139 bin 929 lira olarak belirlenen işin belgeleri, Trabzon İl Özel İdaresi Emlak ve İstimlak Müdürlüğünden temin edilebilecek. Katılımcılar bu belgeleri, 25 Ocak 2011 tarihinde mesai bitimine kadar İl Özel İdaresi Muhasebe Birimine verecek.