Güncelleme Tarihi:
Türkiye'de takı denilince ilk akla ilk gelen 'altın'ın fiyatı kadar tasarımı ve işlemeleri de önem arz ediyor. Ham halde bulunan altın zorlu bir çalışmanın ardından deneyimli ustaların elinde şekillenip bilezik, kolye, küpe ve yüzüğe dönüşürken, kuyumcu vitrinlerinden geçerek vatandaşlara ulaşıyor. Yaklaşık 950 derecelik ocakta eritilen altınlar, daha sonra makineler ve el işçiliğinin birleşmesiyle ziynet eşyaları haline geliyor.
Ancak son zamanlarda oldukça artan altın görünümlü takılar, Türkiye genelinde olduğu gibi Ordu’da da kuyumcuların başını derde sokabiliyor. Profesyonelce üretilen ve kimi zaman altından ayırt edilmekte zorlanılan altın görünümlü takılar, fiyatından dolayı düğünlerde dahi tercih edilebiliyor. Kuyumculara gelerek takıları bozdurmak isteyenler altınların sahte olduğunu anlayınca hayal kırıklığına uğradığı gibi, ayırt edemeyen bazı kuyumcular da durumdan dolayı mağdur olabiliyor.
“ARTIK BÜTÜN ÜRÜNLERİN SAHTESİ VAR”
Ordu Kuyumcular ve Sarraflar Derneği Başkanı Erman Enginyurt, sahte takılara sürekli maruz kaldıklarını söyledi. Neredeyse bütün altın ürünlerinin sahtesinin üretildiğini aktaran Enginyurt, “İnsanlar her ne kadar birbirlerinin gönüllerini kırmamak ve eksik kalmamak anlamında hediye olarak alsalar bile sonuçta yapılan iş sahtekarlıktır. Ürünler artık giderek değerlendiği için bu rakamlar çeyrek dahi olsa yaklaşık 400 TL civarında. İnsanlar bunların dahi sahtesini alıp takabiliyorlar. Bilezik, yüzük, küpe başta olmak üzere bütün ürünlerin sahtesi mevcut” dedi.
“UCUZ ALTIN YOKTUR”
“Bu işin içerisinde alaylı olmayanlar anlamıyor ve ayırt edemiyor, ancak kesip bakmak lazım” diyen Enginyurt, “Ayar suyuna vurmak lazım, bununla birlikte çeşitli formülleri de mevcut, rastgele almamak lazım. Meslektaşlarımıza da bu anlamda uyarılarda bulunuyorum. Vatandaşlarımız da kesinlikle bildikleri yerden alacaklar. Ucuz altın yoktur, o işin içerisinde muhakkak farklı bir iş vardır. Bunu asla unutmasınlar, insanlarımız güvenli yerden ve bildikleri yerden alışveriş yapacaklar” şeklinde konuştu.
Özellikle yeni model ürünlerin sahtelerinin üretildiğini belirten Enginyurt, “Eski altınlarda genellikle sahte olmaz, çünkü rengi açılmış ve solmuş olur. Dönemsel olarak biz de müşteri yoğunluğundan dolayı aldığımız ürünlerde sahte aldığımız altınlar oluyor. Kontrol etmeden almamak lazım” ifadelerini kullandı.
“ÜRETİCİLER OLARAK SAHTE ALTINDAN ÇOK MUZDARİBİZ”
Altın üreticilerinden Zeki Bilikçi de imalat sektörünün imitasyon ürünlerle başının dertte olduğunu söyledi. Çekirdekten itibaren bu sektörün içerisinde olanların sahte ve orijinal altını ayırt edebildiğini aktaran Bilikçi, sahte ürünleri ayırt etmenin birkaç formülünü şöyle anlattı:
“Sahte ürünlerin gramajı, gerçeği ile örtüşmez. Gramı aynı olsa dahi şüphelenilen ürünü kesmemiz lazım. Sahteleri farklı, sert olur ve kesilmez. Sadece dışlarında yaldız boya vardır. Bunlarla birlikte her kuyumcunun elinde mevcut olan mihenk taşı ile kontrol edilmesi gerekiyor. Üretici olarak bu sahte ürünlerden çok muzdaribiz. 1 kilogramlık altın da olsa içerisindeki en ufak yabancı madde altını bozuyor. Bu da hem zaman kaybına hem de maddi zarara yol açıyor.”
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR