Güncelleme Tarihi:
Akkuş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, şirketin 1982 yılında babası Mahmut Akkuş tarafından kurulduğunu, babasının ticaret için gittiği Kuveyt'te bir ortakla şirket kurduğunu ve ağırlıklı olarak Türkiye'den o bölgeye hazır giyim ihracatı yaptıklarını anlattı.
İşlerin iyi gitmesiyle bölgede tekstil üretim tesisi kurduklarını ve Suudi Arabistan'a ihracat yaptıklarını belirten Akkuş, Körfez Savaşı'na kadar aktif ticaret yapan babasının orada Kraliyet ailesiyle belirli düzeyde ilişkiler kurduğunu ve aralarında bir güven oluştuğunu vurguladı.
“FON İLE PETROL BİTERSE REFAHI SÜRDÜRMEK İSTİYORLAR”
Savaşın bitmesiyle bölgede Şems Dış Ticaret'i kurduklarını anlatan Akkuş, Kuveyt Emiri El Sabah'ın başa gelmesiyle tekrar yatırımların gündeme alındığını, uluslararası yatırımlara çok hızlı şekilde start verildiğini söyledi. Kuveyt Emiri El Sabah'ın kendilerine yatırım konusunda öneriyle geldiklerini ifade eden Akkuş, şöyle konuştu:
“Kuveyt 17 bin metrekarelik büyüklüğe sahip, 800 bin Kuveytli nüfusu olan bir ülke. 3 milyonluk nüfusun geri kalanı işçi ve hizmetli. İspatlanmış petrol rezervi 110 milyar varil. Bunun yaklaşık 100 yıl kadar süreceği tescil edilmiş durumda. Petrol kaynaklarının tükenmesinden sonra refahı sağlamak amacıyla El Sabah ailesi, Kuveyt içinde Kuveyt Yatırım İdaresi adı altında yatırım fonu kurdu. Her yıl petrol gelirlerinin yüzde 10'unu buraya aktararak, dünyanın her tarafında yatırımlar gerçekleştirip petrolün bitmesi durumunda refahı sürdürmeyi amaçlıyorlar.”
“ROTA, TAMAMEN TÜRKİYE'YE VE KOMŞU ÜLKELERE DÖNDÜ”
Yatırımları farklı ülkelere yönlendirdiklerine dikkati çeken Akkuş, “Daha önce Avrupa ve Amerika üzerineydi. Dünyadaki konjonktürün değişmesiyle artık Türkiye gözde bir ülke. Yeni Emir'in hükümete gelmesiyle tamamen rota Türkiye'ye ve komşu ülkelere döndü. Bize aile tarafından 'bizim yatırımlarımızı Türkiye'de yönlendirir misiniz, bize danışmanlık hizmeti verir misiniz diye” teklif geldi. Yapıyı oluşturduk ve 2007 başından beri resmi olarak kendilerinin Türkiye'deki yatırımlarına yön veriyoruz” diye konuştu.
Uğur Akkuş, Türkiye'ye 3 yılda yaklaşık 1,5 milyar dolarlık yatırım yaptıklarını,bunların gayrimenkul, emlak sektörü, İMKB'de bazı portföy alımları ve turizm yatırımlarından oluştuğunu, yatırımların devamını da sağlamak istediklerini kaydetti.
2009'daki kriz nedeniyle inceledikleri birçok projeyi dondurduklarının altını çizen Akkuş, projeleri 2010 başında tekrar gündeme almaya başladıklarını söyledi.
“ÜÇGENİ KESİP KÖRFEZ'DEN TÜRKİYE'YE YATIRIMA ÇALIŞIYORUZ”
Körfez'dekilerin genellikle “pişmiş yemeği yemek” istediklerini, dolayısıyla son yatırımcı olmadıklarını, alıp daha sonra ondan para kazanmayı tercih ettiklerini ifade eden Akkuş, “Şimdiye kadar Körfez sermayesi Amerika'ya Avrupa'ya gitti. Oradaki bankalarda işlenip bizim gibi ülkelere geldi. Biz artık Amerika-Türkiye, Londra-Türkiye veya Ortadoğu üçgenini kesip direkt Körfez'den Türkiye'ye yatırım yapmaya çalışıyoruz. Çok zor bir şey, ama ufak ufak bölgeyi bunlara alıştırmaya çalışıyoruz” dedi. Akkuş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Şu anda bizim çalıştığımız 3 milyar dolara yakın 3-4 büyük proje var. 2 yıldır çalışıyoruz. 3 milyar dolarlık yatırımda ağırlık yine emlak konusunda olacak. Fokuslandıkları nokta İstanbul... Geçen seneden sonra rota, Boğaz çizgisine döndü. Şehir merkezlerine daha çok fokuslandılar. Ayrıca enerji ve 2009 yılındaki dünyadaki finans ve bankacılık sektörü gerilemesine rağmen Türkiye'deki bankacılık sektörünün çok karlı olmasıyla bankacılık sektörü... Biz enerjide hidroelektrik santralleriyle ilgileniyoruz. Bankacılıktan önce tarım da gündemdeydi. Bankacılıkta tekrar geri adım atıp daha çok tarıma yönelebilirler. Körfez'de her şey ithalata dayalı. Türkiye, önümüzdeki yıllarda Körfez bölgesinin besin deposu olabilecek konumda. Tarımda yoğunlaştığımız bölge ise GAP... Tarım faaliyetinde bulunan firmanın belli hisselerini alıp ortaklık şeklinde veya mevcuda yatırım yapıp geliştirme şeklinde olabilir. 3 milyar dolarlık yatırımın 2012 sonuna kadar artacağını düşünüyorum. 2010'da bir sürpriz de yapabiliriz.“
“ÇOK GÜZEL, KALİTELİ DEDİ, 4-5 TANE DAHA İSTEDİ”
Önümüzdeki yüzyılın Orta Doğu'nun yeni İsviçre'sinin Türkiye olacağını dile getiren Akkuş, bölgede oynanan çok sayıdaki Türk dizilerinin etkilerinin çok rahatlıkla görülebildiğini, Türk popülaritesinin en üst seviyede bulunduğunu vurguladı. Akkuş, “Çocuklarına Türk isimlerini koyuyorlar. Gümüş dizisinden dolayı kız çocuklarına Nur ismini veriyorlar. Gazze olayındaki çıkıştan sonra doğan çocukların ismini Recep koyuyorlar” dedi.
Türk iş adamlarının çok profesyonel, dünya oyuncuları durumunda olduklarını vurgulayan Akkuş, “Türk malı, eskiden Alman malı vardı ya şimdi öyle... Tekstilde de öyleyiz. Geçen günlerde buradaydık. Kuveyt Emiri'nin kız kardeşinin oğlu yarım saat alışveriş yapmış, gömlek almış. Oraya gittiğimde 'çok güzel, çok kaliteli, bana bundan 4-5 tane getirir misin' dedi. Türk malları da artık tercih ediliyor” diye konuştu.