Güncelleme Tarihi:
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, İstanbul Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezi’nde, İstanbul İktisatçılar Derneği tarafından düzenlenen "Göç ve Ekonomi" konulu "Sabahattin Zaim İslam ve Ekonomi Sempozyumu"na katıldı.
Sabahattin Zaim’in hayatından kesitlerin anlatıldığı sinevizyon gösteriminin ardından kürsüye çıkan Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Türkiye’nin ve dünyanın göç sorunu karşısında neler yaptıkları hakkında bilgiler verdi.
" 2 MİLYON 280 BİN SURİYELİ MÜLTECİYLE KARŞI KARŞIYA KALDIK"
Göç ve ekonomi sorununa karşı dünya kamuoyunun son zamanlarda ilgisinin artığını dile getiren Kurtulmuş, Türkiye’nin göçün ortaya koymuş olduğu sorunlarla son 5 yıldır boğuşan bir ülke haline geldiğini ifade etti. Kurtulmuş, "Türkiye yaklaşık 2 milyon 280 bin sadece Suriyeli mülteciyle karşı karşıya kalmıştır. Ayrıca Irak’tan gelen mültecileri kabul etmiştir. Bu millet dünyanın neresinde başı sıkışan neresinde başı belaya giren varsa ona yardım eli uzatmış, ülkelerinin sınırlarını açarak ev sahipliği yapmıştır" dedi.
"HARCANAN PARA 8 MİLYAR DOLAR"
Kurtulmuş, 5 yıl içerisinde mültecilere yapılan ev sahipliğinin maddi karşılığının ise yaklaşık 8 milyar dolar seviyesinde olduğunu söyledi. Türkiye’nin böylesine önemli bir yükü tek başına çektiğini ve katlanmak zorunda kaldığını belirten Kurtulmuş, "Bunu yaparken de hiçbir şekilde yüksünmeden, hiçbir şekilde şikayet etmeden Türkiye, böylesine bir sorunun üstesinden gelmeye gayret etmiştir" dedi. Bu durumun devletin başarısından çok milletin başarısı olduğunu söyleyen Kurtulmuş, "Bu milletin böylesine büyük bir hazmetme kapasitesi olmasaydı, batılı ülkeleri kastederek söylüyorum, bin tane, on bin tane geldiği zaman büyük bir sorun olarak ayağa kalkanlara inat bu millet neredeyse 2 buçuk milyon mülteciyi 5 yıl içerisinde alırken hiçbir şekilde hazmetme sorunu çekmedi" diye konuştu.
"TÜRKİYE’NİN MİSAFİRPERVERLİĞİYLE ÇÖZÜLEMEYECEK KADAR VAHİM NOKTADA"
Kurtulmuş, tüm bunlara rağmen meselenin sadece Türkiye’nin tek başına altından kalkacağı bir mesele olmadığını dile getirerek, "Hani diyorlar ya ’Avrupa Birliği’nden şu kadar milyar dolar yardım gelecek’ hiç kusura bakmasınlar 1 kuruş bile yardım etmeseler de Türkiye mülteciler konusunda tek başına mücadele etmeye devam edecektir. Ancak mesele sadece Türkiye’nin bu misafirperverliğiyle, hamiyetperverliğiyle çözülemeyecek kadar vahim bir noktadadır" dedi.
"3. DÜNYA SAVAŞINDAN DAHA BÜYÜK BİR TEHDİT"
Göç meselesinin bu şekilde devam etmesi durumunda önümüzdeki on yılların en ana sorunlarından birisi olacağını söyleyen Kurtulmuş, "Açık söylüyorum eğer dünya sistemi ve dünya sisteminin temel aktörleri göç konusundaki tavırları bu şekliyle devam ederse küresel göç tehdidi 3. dünya savaşından daha büyük bir tehdit olarak insanlığın gündeminde devam edecektir" diye konuştu.
"NE ZAMAN Kİ AYLAN BEBEĞİN CESEDİ KARAYA VURDU..."
Aylan bebeğin cesedinin sahile vurana kadar dünya kamuoyunda yeterince bir hassasiyet oluşmadığına da dikkat çeken Kurtulmuş, "Mesele birçok siyaset yapıcı için uzaklarda ötede, doğuya ait bir meseleydi. Doğunun yüzüne bakılmayan insanların bir iç sorunu olarak bakılıyordu. Ancak ne zaman ki 2015’in yaz aylarında Doğu Akdeniz göç yollarının farklı kanalları kullanılarak Türkiye üzerinden Avrupa’ya çok yoğun bir göç dalgası başladı, ne zaman ki denizlerde cesetler yüzmeye başladı, ne zaman ki Aylan bebeğin cesedi karaya vurdu insanlığın gözü açılmaya başladı" dedi.
"YENİ BİR DÜNYANIN KURULMASINI DA TEKLİF EDİYORUZ"
Mülteci sorununun başka bir temel sorunu da beraberinde getirdiğini belirten Kurtulmuş, "Bugün ki dünya sistemi dünyadaki hiçbir temel sorunu çözme yeteneğine sahip değildir. Ukrayna’daki sorunu nasıl çözecek yeteneğe sahip değilse bu kadar önemli bir küresel kriz haline gelmiş olan göç meselesini de ne yazık ki kaybetmiştir. Bu meseleyi çözebilmek için yeni bir bakış açısına yeni bir paradigmaya ihtiyaç var. Bugün ki dünyadaki kurulu sistem, dünyanın yoksullarının da bu dünyanın vatandaşları, eşit insanları olduğu fikri üzerine oturmamaktadır. Şuan ki sistem, elinde ekonomik, politik ve silah gücü olanın, BM’de tanıdığı olanın, her türlü zalimliğe kayıtsız kalanların sistemidir. Onun için göç meselesi konusunda konuşurken aynı zamanda yeni bir dünyanın kurulmasını da teklif ediyoruz" dedi.