Kurtlar sofrasında savunmasız kaldık

Güncelleme Tarihi:

Kurtlar sofrasında savunmasız kaldık
Oluşturulma Tarihi: Kasım 01, 2010 00:00

Londra’da Hampstead mağazasını bu hafta, Covent Garden’ı ise aralık ayında açmaya hazırlanan Desa’nın Yönetim Kurulu Başkanı Melih Çelet, Türkiye’deki kur politikasını eleştirerek, “Kurtlar sofrasında savunmasız kaldık. Oysa bu ülkede her şey var. Türkiye tekstilde yeniden kral oldu. Bırakın bu insanlar üretsin” dedi.

MELİH Çelet, sanayici bir babanın oğlu... Gaziantepli babasının iplik ve çırçır fabrikası vardır ama 60 ihtilalinin ardından bütün mallarına el konulur. Yıllar sonra eczacılık fakültesindeyken, tanıştığı bir Amerikalı’nın siparişlerini bir gecede Kapalıçarşı’da yaptırarak 1970’te deri serüvenine atılır. 1980’lerde dünyanın önde gelen markaları için üretim yaparken, 1983’te Samsonite’ın Türkiye distribütörü olur. 2007 yılına gelindiğinde Samsonite ile Türkiye’de ortak şirket kurar. Şu anda 65 (6 tanesi franchise) olan Desa mağaza sayısını yıl sonuna kadar 68’e çıkarmayı hedefliyor. Ayrıca 5 Samsonite ve 7 DKNY Jeans mağazası bulunuyor. Gizlilik sözleşmesi gereği isimleri açıklanmasa da global lüks markaların büyük kısmına Türkiye’de üretim yapan Desa’nın Yönetim Kurulu Başkanı Melih Çelet ile sektörü ve işten arta kalan zamanlarını konuştuk.

Birileri bizi şişiriyor
/images/100/0x0/55ea6963f018fbb8f87e2ea3

Türkiye’nin önde gelen deri ürün ihracatçılarından birisiniz. Talep artışı söz konusu mu? Fiyat tutturmakta zorluk çekiyor musunuz?
Aslında yaşam kavgası veriyoruz. Güçlü olduğumuz yerde zayıf düştük. Dünya ile entegreyiz; iyiye kötüye açığız. Tüm dünya kur savaşına dönüyor biz ise kurtlar sofrasında korunaksız kaldık. Bütün baskılara rağmen Çin, Brezilya, Tayvan gibi ülkeler paraları değerlenmesin diye ellerinden geleni yapıyor. Bizde ise tam tersi. Birileri bizi pompalıyor, havaya sokuyor. Ne kadar şişersek o kadar kötü patlayacağız. TL, Euro bazında yüzde 20 değerlendi. Asgari ücretler Euro bazında yüzde 31 değerlendi. Bizim ihracatımız 50 milyon dolara koşuyor ama ondan para kazanamıyoruz. Lüks segmente üretim yaparken fiyat tutturamıyorsam daha ne yapayım? Biz ihracatta çok önemli bir oyuncuyuz. Şimdilik dünyada Çin faktörü var ama bize Pakistan, Hindistan da sorun olacak. Pakistan ve Hindistan kendi ülkemde benden daha avantajlı. Haksız rekabete maruz kalıyoruz. Buna üzülüyorum.

Türkiye yeniden kral

Ama Avrupa’dan Türkiye’ye gelen taleplerde bir artış var değil mi?
Tekstilde Türkiye’ye yeniden talep var. Türkiye yeniden kral oldu. Avrupa’nın dibindeyiz. Teknoloji, iyi işçilik, kalite var; bırakın bu insanlar üretsin, üretebilsin.

Sektörde çok konuşulan bir ilanınız oldu. Neyi amaçlamıştınız bununla?
Deri şu anda çok moda. Hazır giyimciler de koleksiyonlarına koyunca ithalatı çok arttı. Verdiğim ilanla tüketicinin aldığı ürün hakkında bilgi sahibi olmasını istedim. Çok olumlu tepkiler geldi. Nasıl ayırt edebileceklerini sordular bize. Çünkü ben dev lüks markalara yaptığım kalitede kendi markamı üretiyorum. Kalitesiz ithal malı fahiş fiyatlara çok kaliteliymiş gibi satmalarına kızıyorum.

Samsonite yönetimi devretti

Londra iki mağaza açılışı planlamıştınız. Ne aşamadalar?

Londra’da Hampstead mağazamız bu hafta açılıyor. Aralık ayında da Covent Garden mağazamız açılmış olacak. Ayrıca Türkiye’de de mağazalarımızın yüzlerini yeniledik.

Çevre ülkelere açılma niyetiniz de var mı?
Elbette biz de çevre ülkelere yayılma kervanına katılacağız. Erbil’de Samsonite açacağız. Fakat o ülkelere iyi bir ortakla gireriz. Herkes yakını seçti ama biz İngiltere gibi zor ve uzak bir pazarla yurtdışına açıldık.

Samsonite ile ortaklığınız nasıl gidiyor?
İki yıl onlar yönetti; çok zarar yazdık. Şimdi “Alın siz yönetin” dediler bize. Samsonite ortak girişiminde bizim payımız yüzde 40. Samsonite olarak Azerbaycan, Gürcistan, KKTC ve Suriye’ye de mal gönderiyoruz.

Yıl sonu cironuz ne olur?
Bu yıl ciroda geçen yıla kıyasla yüzde 35 artış bekliyoruz. Beklenenin 5 puan kadar altındayız ama kötü bir yıl değil. İki yıl durduk şimdi yüzde 35 artış yakaladık. Ciromuz 100 milyon dolar civarında.

Üretim konusunda zehirlenmiş bir nesiliz

İş hayatına patron olarak başlamış biriyim.
Babamın iplik, çırçır fabrikası vardı. 60 ihtilali olunca babamın bütün mallarına el koydular. O zaman 10 yaşındaydım.
Sanayici bir ailenin çocuğuydum ama bende ticari kafa vardı. Biz üretim konusunda zehirlenmiş bir kuşağız.
1968 Ankara Koleji mezunuyum. Çok başarılı bir öğrenci değildim. Nişantaşı Eczacılık Fakültesine özel diye yazılmıştım.

Eskiden daha güler yüzlü uyanırdım

Pazar dahil sabahları 05.30-06.00 gibi uyanırım. 06.10’da oğlum Burak’ı ararım.
Bir saat spor yaparken televizyonda haberleri izlerim ve gündemi takip ederim.
08.30’a kadar gazeteleri okurum.
Sonra iş başı yaparım.
Uykumla ilgili bir sıkıntım yok.
Hanımın söylediğine göre eskiden daha güler yüzlü uyanırdım.
Fakat şimdi beni bazı sabahlar torunlar uyandırıyor. Hayatta bundan daha tatlı bir şey yok.

Torunların korkusundan avı bıraktım

En büyük hobim torunlarım.
Kendi çocuklarımı yeterince sevemedim, vakit ayıramadım çünkü çok seyahat ediyordum. Ama torunları doya doya seviyorum.
Ara sıra ava giderdim ama artık torunların korkusundan gidemiyorum.
Kuş öldürdüğümü, ördek avladığımı görüp benden nefret ederler diye çok korkuyorum.
Hobilerim av, yüzme, balık tutmak ve tekne.

Sigarayı bıraktım nefesim açıldı

Güne mutlaka spor yaparak başlarım.
Bir saat yüzerim.
Eskiden sigara içerken sporda zorlanırdım. Bıraktım nefesim açıldı.
60 yaşındayım. 48 yıl sigara içmişim.
Eskiden 20 dakikada nefesim kesilirdi artık 3 saat suda kalabiliyorum.
Arada tenis oynuyorum.

Kazadan kurtaran araba

Uzun zamandır araba kulanmıyorum; şoförüm var.
Hep tek tip araba kullanırım. Toyota Land Cruiser. Eşim, oğlum, kızım hepsi aynı arabayı kullanır.
6 yıl önce çok kötü bir kaza yaptım. İngiliz misafirlerimle orta refüje çarpıp, karşı şeride takla attık. Sadece kaburgam kırıldı.
Çok büyük bir kazadan az hasarla çıktım. Altımda Toyota vardı. Ondan sonra da hep Toyota kullandım, kullandırttım.
Bir tane de BMW var. Av için ise Lada 4x4 bulunuyor.

7 saat kendimizi eleştirdik

Öğlen 13.00’e kadar mağazacılık konusuyla ilgileniyorum.
Öğleden sonra ise üretim ve satınalma konularına eğiliyorum.
Geçenlerde 7 saat süren bir toplantı yaptık. Özeleştiri toplantısıydı. Çok verimli geçti, herkes çok tatmin oldu.
Galiba yaşlandıkça daha çok konuşuyorum.
Perakende iletişim işi ve tedarikçiden tüketiciye herkesten bir şeyler öğrenebilirsin.

Teknede hiç yalnız olunamıyor

Göcek’te bir teknem var ve artık onun dışına pek çıkmıyorum.
Hep deniz üstündeyim, karaya pek ayak basmıyorum.
Bu yıl yine Yunan adalarını dolaştık.
Geçenlerde kızımı ve torunumu ağırladım.
Tekne tek lüksüm. Kendimi şımartmak için aldığım bir şey.
Teknede hiç yalnız olunamıyor. Hep bir misafir ağırlama durumu var.
Bazen Burç Cemiloğlu, Turgut Toplusoy, Zafer Kurşun, Sait Akarlılar, Tahsin Özlenir tekneleri yan yana bağlayıp yemeğe, çaya gidip geliyoruz birbirimize.

Kebap da sashimi de severim

York testiyle dokunan yemekleri tespit ettik. Uyku kalitem arttı. Şeker, kolesterol sıkıntım çözüldü.
Kahvaltıda keçi peyniri, domates, zeytin, buğday ekmeği ve çay; öğlen mutlaka çorba, salata, köfte veya tavuk ızgara yerim.
Akşamları ise Gaziantep ev yemekleri yeriz. Eşim Nihal, Antepli değil ama yuvalamayı, içli köfteyi harika yapar. Kebap çok severim.
Her akşam mutlaka sashimi yerim. Deniz mahsullerine de çok düşkünüm.

En güzel yemekler evde

Çok gurme bir hanımım var ve sayesinde damak tadım çok gelişti. En güzel yemekleri evde yiyorum.
Dışarı çıkarsam sadece Sunset’e gidiyorum.
Balık için ise Yeşilköy’den Ayvaz arar “Balık var” der. Atlayıp gideriz. Taze taze balık yemeyi severiz.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!