Güncelleme Tarihi:
MÜSİAD tarafından düzenlenen 12. Uluslararası İş Forumu (IBF) Kongresi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla başladı.
Kuran-ı Kerim okunması ve İstiklal Marşı'nın ardından Seyrantepe Halil Tanır İlköğretim Okulu folklor ekibi gösteri sundu. Folklor ekibi, gösterinin ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve diğer konukların yanına giderek, hatıra fotoğrafı çektirdi.
“12. Uluslararası İş Forumu Kongresi”nin açılışında konuşan Erdoğan, fuar ve kongreye 60 civarında ülkenin katılmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi ve konukların her birinin İstanbul'da kendilerine ait bir ses, bir tat, bir iz bulacaklarını vurguladı.
Konuklara, fuar ve kongreden fırsat buldukça bu tarihi kentin atmosferini teneffüs etmelerini öneren Erdoğan, “İstanbul tarih boyunca, bugün de şu anda yaşadığımız gibi yine aynı atmosferi halkına yaşatmış, dünya milletlerine yaşatmış önemli merkezlerdendir” dedi.
Erdoğan, İstanbul'un artık dünyada özellikle tercih edilen kongre kentlerinden biri haline geldiğini belirtti.
Tüp geçit projesine değinen Erdoğan, İstanbul Boğazı'nın iki yakasını asma köprülerin bağladığına işaret etti. Erdoğan, “Şimdi biz bir başka devasa projeyi hayata geçiriyoruz. İki kıtayı denizin altından deniz yoluyla bağlayan bir tüp geçidin inşasına başladık” diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, 11 adet tüpün proje kapsamında denizin altına başarıyla yerleştirildiğini anımsatarak, dünyada derinlik açısından 44 metre derinliğinde San Francisco'da da böyle bir geçit bulunduğunu, şimdi ise Boğaz'daki tüp geçidin 60 metre derinlikte yapıldığını ve 2012 yılı sonunda hayata geçirileceğini bildirdi.
Tüp geçidin biraz daha güneyinde otomobillerin geçeceği bir başka tüp geçit inşa edileceğini belirten Erdoğan, öte yandan Bakü-Tiflis-Kars arasındaki demiryolunun inşaatına da geçtiğimiz aylarda başlandığını hatırlattı.
BORU HATTI PROJELERİ
Demiryolunun tamamlanmasıyla tüp geçitin Londra'yı Pekin'e bağlayacağını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
“Böyle bir adımı da şu anda atmanın hamdolsun mutluluğu içindeyiz. Türkiye olarak enerji noktasında da önemli bir geçiş güzergahındayız. Asya ve Orta Doğu'nun zengin enerji kaynaklarını batı pazarlarına ulaştırmak için de büyük ölçekli projeleri başlattık. Bir kısmı tamamlandı, bir kısmını da kararlılıkla yürütüyoruz. Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattını 4 Haziran 2006'da devreye aldık. Azeri ve Kazak petrolünü dünya pazarlarına ulaştıran bu hattan günde 1 milyon varil petrol akıyor ve bunu 1,6 milyon varile çıkarmanın hedefi içindeyiz.”
2007 Temmuz ayında Bakü-Tiflis-Erzurum Doğalgaz Hattı'nın devreye girdiğini, bu hattın da Hazar Bölgesi doğalgazını Avrupa'ya taşıdığını anımsatan Erdoğan, Avrupa gaz ringi projesinin ilk aşaması olan Türkiye-Yunanistan doğalgaz projesinin de tamamlandığını ve geçen yıl doğalgaz akışına başlandığını anımsattı. Başbakan Erdoğan, bu hattın İtalya'ya kadar uzatılması için çalışmaların da başladığını söyledi.
NABUKO PROJESİ
Başbakan Erdoğan, Türkiye üzerinden Bulgaristan, Romanya ve Macaristan'a uğrayarak Avusturya'ya ulaşacak doğalgaz projesi “Nabuko”nun da çalışmalarına devam ettiklerini vurgulayarak, bu proje tamamlandığında borulardan yılda yaklaşık 30 milyar metreküp doğalgaz akacağını kaydetti. Erdoğan, şunları kaydetti:
“Bir kez daha ifade etmek istiyorum. Bu projeler tarihi nitelikte projeler ve doğu ile batıyı her anlamda buluşturan projeler. Türkiye olarak sadece ulaştırma, sadece enerji köprüsü olarak değil, medeniyetler arası dostluk ve barış köprüsü olarak da üzerimize düşen sorumluluğu en iyi şekilde yerine getirmeye çalışıyoruz. Bunlar, medeniyetler arası bir çatışmanın engellenmesi için attığımız adımlardır ve bu sürekli olarak dünyada hakikaten çok anlamlı bir yer bulduğu içindir ki şu anda da takdirle anılıyor.”
Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin BM Genel Kurulu'nda yapılan oylamada Güvenlik Konseyi Geçici Üyeliğine 192 ülkenin 151'inin oyunu alarak seçildiğini anımsatarak, “Bu seçimde, aramızda şu anda bulunup bizlere desteğini veren tüm dost ve kardeş ülkelere, özellikle şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum. BM çatısı altında İspanya ile birlikte medeniyetler ittifakı girişimini başlattık ve bu noktada önemli mesafeler de aldık” diye konuştu.
TÜRKİYE'NİN AB ÜYELİĞİ
Erdoğan, Türkiye'nin AB'ye katılım sürecini aynı kararlıkla devam ettiğini, AB içindeki bazı ülkelerin engelleyici ve süreci yavaşlatıcı tutumlarına rağmen içeride reformları kararlılıkla sürdürdüklerini dile getirerek, şunları söyledi:
“Halkı Müslüman bir ülkenin AB'ye tam üye olması, bölgesel ve küresel barışa eşsiz katkılar sağlayacak doğu ile batının birbirini daha iyi anlamasını ve tanımasını da beraberinde getirecek. Türkiye tüm bu adımları atarken bir hassasiyeti gözden kaçırmıyor. O da şu, dünyada biz medeniyetler çatışmasını istemiyoruz. Ve bir şeyi ispat eden bir ülkeyiz. Nedir o? Bu ülkede farklı inanç grupları bir arada yaşayabiliyor, farklı dinler bir arada yaşayabiliyor. Bu ülkede farklı mezhepler bir arada yaşayabiliyor ve ülkemizde ki bu yaşam sürecinde, demokratik olarak vatandaşlarımızın haklarını en rahat bir şekilde kullanabilmesi ispat edilmiştir. Ve bunu ispat eden bir Türkiye var.
Özellikle Gürcistan olayında Türkiye, sürece hemen dahil oldu. Bu sürece dahil olurken Kafkasya İstikrar ve İşbirliği Platformu'nu bir çözüm önerisi olarak getirmiş ve coğrafi esaslı olarak. Türkiye, Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan'ı içine alacak şekilde burada bir adım attı. Bu da bu ülkelerin her biri tarafından takdir topladı.”
“TERÖRÜN PANZEHİRİ”
Başbakan Erdoğan, iş adamlarından özellikle bu noktada hassas olmalarını isteyerek, “Ekonomik kalkınmanın, ticaretin, yatırımın, üretimin önünde önemli bir engel teşkil eden terörün panzehiri aynı zamanda ekonomik kalkınma, ticaret, yatırım ve üretimdir” dedi.
Bu konuda Türkiye'den bir örnek vermek istediğini kaydeden Erdoğan, Güneydoğu Anadolu Projesi'nin (GAP), Türkiye'nin en büyük, dünyanın da sayılı büyük projelerinden biri olduğunu, proje tamamlandığında bölgede 1 milyon hektar alanın sulamaya açılacağını, 22 baraj ve 19 hidroelektrik santral kurulacağını bildirdi.
GAP'ın, dünya genelinde gıda ve tarım ürünlerine yönelik ciddi endişelerin oluştuğu bir dönemde Türkiye için olduğu kadar, dünya için de stratejik önem taşıdığını vurgulayan Erdoğan, projeyle birlikte bölgenin sosyo-ekonomik yapısının da hızla değiştiğini söyledi.
Bugün petrol ne kadar önem ifade ediyorsa, yarın gıda ve suyun önem ifade eder hale geleceğini anlatan Erdoğan, bu yılın Mayıs ayında GAP'ı yeniden ele aldıklarını, gerekli finansmanı oluşturduklarını ve çalışmalara başladıklarını anlattı. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“2012 sonu itibariyle bu dev projeyi (GAP) inşallah tamamlıyoruz. Buna ilave olarak Doğu Anadolu ve Konya Ovası projelerini bir bütün olarak hayata geçiriyoruz. Terör örgütü bu projelerden çok büyük rahatsızlık duyduğu için bugün panik içinde gerilimi tırmandırmaya çalışmaktadır. Örneğin, barajların yapıldığı bölgelerde tehdit oluşturmanın gayreti içinde... İstemiyor barajların yapılmasını, sulama istemiyor. Çünkü bölgenin kalkınması onlar için adeta nemalarının kesilmesi anlamına geliyor. Nitekim bölgenin sosyo-ekonomik kalkınması tamamlandığında terör örgütü de zemininin önemli ölçüde kayacağını görüyor.
Özet olarak, terörle mücadele, her kademede gerek diplomatik, gerek askeri-güvenlik, gerek siyasi, gerek psikolojik gerek sosyolojik-kültürel her türlü alanda tüm ülkelerin ortak bir platform oluşturmak suretiyle mücadele edeceği bir konudur ve burada dayanışma şarttır. Bugün bize olan sıkıntı yarın diğerlerine olacaktır. Bunu buradan duyurmak istiyorum.”