Güncelleme Tarihi:
2023 yılı Ocak-Nisan döneminde 333 bin 650 adetle son 10 yıllık ortalamaların üzerinde otomobil ve hafif ticari araç satışı yapılmasına rağmen markalar talebe yetişmekte güçlük çekiyor. Son günlerde tüketicilerin en merak ettiği soruların başında ise seçimlerden sonra otomotiv piyasasını nelerin beklediği geliyor. Konuyla ilgili Hürriyet’in sorularını yanıtlayan Otomotiv Distribütörleri ve Mobilite Derneği (ODMD) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Haydar Bozkurt, şu bilgileri verdi:
‘ARZ BİRAZ RAHATLADI’
“Hem bireysel tüketici hem de filo tarafında ertelenmiş talep satışlarda yükselişte rol oynamaya devam ediyor. Arz tarafında geçtiğimiz aylara göre bir miktar rahatlama olduğu görülüyor. Bu sonuçlarda arz darboğazının bir miktar gevşemesi, ertelenen talep ve negatif reel faizler etkili oldu. Negatif reel faiz nedeniyle taşıt fiyatlarının endeksli olduğu döviz kurunda bir hareketlenme olabileceği endişesi talebe yansıyor. Tüketici elindeki parayı reel varlıklara bağlama ihtiyacı hissediyor. Nisan ayı arz bakımından da bekleyen talebin bir kısmının karşılanabildiği bir ay oldu.
‘PAZAR 850 BİN ADETLE KAPANIR’
2023 yılı geçen yıla oranla bir miktar arzdaki rahatlamaya rağmen içerisinde yurtiçi ve yurtdışı kaynaklı çok sayıda belirsizliği barındıran ve tüm gelişmeleri anlık olarak takip etmemiz gereken, yönetmesi hassasiyet gerektiren bir yıl oluyor. Seçim de bu belirsizliklerden bir tanesini oluşturuyor. Otomotiv sektörü bakımından 2023’ün arzı etkileyen faktörlerin tamamı yönünden normalleşme yılı olmasını umuyoruz. Avrupa’da bu sene normalde 19-20 milyon olması beklenen pazar ancak 14.5 milyon civarına çıkacak. 2023 yılı Türkiye toplam otomotiv pazarının ise yaklaşık 850 bin adet civarı ile sonuçlanacağını öngörüyoruz.”
‘YENİ DÜZENLEME CAYDIRICI VE AĞIR’
TİCARET Bakanlığı’nın bayilerin liste fiyatı üzerinde araç satışını engellemeye yönelik yeni düzenlemesini de değerlendiren ODMD Başkanı Ali Haydar Bozkurt, “Global olarak arzın halen tam olarak talebe yeterli oranda cevap verememesi, ne yazık ki fırsatçıların ortaya çıkmasına yol açabilmektedir. Sektör olarak bu fırsatçıların kamu tarafından tespit edilerek gerekli takiplerin yapılması, ayrıştırılması ve tüketici mağduriyetlerinin önüne geçilmesinden yanayız. Bu düzenlemenin de bu anlamda oldukça caydırıcı ve ağır bir yaptırım olarak kamu yönünden yanlış uygulamaların tespitine imkân tanıyacağını umuyor ve tüketici mağduriyetlerinin önüne geçmesi için olumlu karşılıyoruz” ifadelerini kullandı.