Küllük satarken şirket ortağı oldu, dökme gıda bidonuyla işleri büyüttü

Güncelleme Tarihi:

Küllük satarken şirket ortağı oldu, dökme gıda bidonuyla işleri büyüttü
Oluşturulma Tarihi: Mart 28, 2011 23:43

Tahtakale’de küllük pazarlamadaki başarısıyla bir şirkete ortak alınan Hayim Yuhay, sonra kendi işini kurdu. 2005’te ‘dökme gıda’ ürünleri için kraft teşhir bidonları üretimine odaklanan Yuhay’ın ‘Bidonss’u 4 milyon dolar ciro yakaladı.

Haberin Devamı

Yetiştirdiği tüccarlarıyla ünlü Tahtakale, Türkiye’nin geleneksel bakliyat, kuruyemiş, yaş yemiş, şekerleme ve bal, reçel gibi akışkan ürünlerle ilgili teşhir düzenini değiştiren bir tüccar daha çıkardı. Gelibolulu bir esnafın oğlu olan Hayim Yuhay, Kabataş Erkek Lisesi’nde okumak için geldiği istanbul’da harçlık çıkarmak amacıyla cumartesi-pazar günleri çalışmaya başladığı Tahtakale’de ticareti öğrendi ve sanayici oldu.

/_np/4248/13044248.jpgMetal küllük şansı<ımg>

Tahtakale’de Facit ve yazarkasa pazarlamasıyla başlayan, sonra şekerlik ve ardından da metal küllük satarak ticarette kendini geliştiren Hayim Yuhay, 2000 yılında kendi işini kurar. 2005’te kraft bidonları kuruyemiş ve bakliyat teşhir ürünü olarak tasarlayıp pazarlamaya başlar. Hayim Yuhay’ın şirketi Bidon Dökme Gıda Ambalaj San ve Dış Ticaret Ltd., ‘Bidonss’ markasıyla ürettiği ürünlerle geçen yıl 4 milyon dolar ciroya ulaştı.

Haberin Devamı

Öğrenci harçlığı için

Hayim Yuhay, şöyle başlıyor anlatmaya: “Gelibolulu tuhafiye ve saraciye esnafı bir babanın (rahmetli) çocuğuyum. 1964’te babam beni Kabataş Erkek Lisesi’ne gönderdi. Bir otobüs esnaf çocuğu gelmiştik ama öyle bol harçlığımız da yoktu. Sonra cumartesi, pazar günleri Tahtakale’de gömlek satarak çalışmaya başladık. Böylece çok iyi bir ticaret okuluna da girmiş olduk. Bir süre sonra Facit hesap makineleri ve yazar kasa satan bir firmada askerlik sonrası Beko’da pazarlama yaptım. İkisi de çok iyi deneyim oldu benim için. Ardından kendim bir ürün yaptırıp satmak istedim ve bir şekerlik tasarladım. Onun pazarlamasıyla uğraşırken Eli Ateş ile tanıştım. Kendisi küllük üretip satıyordu. Bana ‘küllük de satar mısın’ dedi. Eli Bey, satışlarımdan çok memnun oldu ve ortak pazarlama şirketi kurduk (Tekno).”

El feneri ve tekstil kovaları

Tekno’daki ortaklık sırasında, çok farklı ürünler pazarladıklarını anlatan Hayim Yuhay, şöyle devam ediyor: “Kırtasiye piyasasına girdik. Ardından, plastik alaşımlı el fenerleri ürettirdik ve ilk yıl 10 bin, ikinci yıl 100 bin adet sattık. El feneri bitince Düsseldorg’a fuara gittik ve alüminyum raf sistemleriyle döndük. Kız çocuklarına yönelik puset, araba, çiş iskemlesi v.s. üretip sattık. Kaykay modası başladı, yararlandık. 2000 yılında Eli Bey’den ayrıldım. Kraft işine girdim, tekstil kovaları üretip satmaya başladım. 2005’te tekstil krize girdi. Bir markette otururken ‘bakliyat ve baharat reyonundaki teşhir sorunu’na tanık oldum. Bu alana yönelik ürün geliştirme kararı aldım.”

Haberin Devamı

Nemi çekti, taze tuttu

Hayim Yuhay, istanbul’daki imalathanesinde (kraft) tekstil kovaları üretirken 2005’te yeni ürün tasarlayıp bakliyat ve kuruyemiş için teşhir bidonları yapmaya başladığını belirtiyor. “Kraft’tan ürettiğimiz bidonların şeklini değiştirdik, görsellik ekledik ve ilk bakliyat baharat bidonu ortaya çıktı. Kraft kat kat ve nemi çekiyor. Sonra kendi kendine kuruyor. Böylece hem kuruyemiş, hem bakliyat taptaze kalıyor” diyor.

Hacı Bey üste para istedi Gaziantepli Göral hemen aldı

BİDON Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Hayim Yuhay, ürünü pazarlamak için nasıl mücadele ettiğini şöyle anlatıyor: “Mısır Çarşısı’nda ünlü bir firmaya ilk ürünü satmak için gittim. ‘Hacı Bey kuruyemişlerini bunlara koy, para istemiyorum’ dedim. Bakliyat, çuvallar içinde, kuruyemiş sepet, naylon leğen içinde satılıyordu. Hacı Bey ‘üste para ver’ dedi.  Gaziantep’e gittim ve ilk müşterimiz Göral oldu. Hacı Bey çok sonra geldi ve ürün aldı. Yüzde 10 iskontolu peşin satış yaptım.”

Haberin Devamı

130 bin ürün satıyoruz yaş yemişi çözdük

HAYİM Yuhay, kuruyemiş, baharat, bakliyattan sonra farklı materyalleri kullanarak yaş yemişler, şekerleme, reçel, bal, zeytin, pastırma, lokum, ekmek gibi ürünler için de teşhir ürünleri yapmaya başladıklarını belirtiyor ve şöyle konuşuyor: “250 çeşide ulaştık, yılda 120-130 bin adet ürün satıyoruz. Hem esnaf hem de dev perakende zincirleri müşterimiz. Geçen yıl ihracata başladık. 60 kişilik istihdamımız var ve 2010’da ciromuz 4 milyon dolar oldu. 2011’de yüzde 70 ciro artışı bekliyoruz. 2006 ciromuz 400 bin liraydı.”

Diğer haberler:

Pencere camına sürülen yalıtım ürünü Türkiye'de

Pencere camlarına uygulandığında hem güneşin zararlı ışınlarını durduran hem de yaz ve kış aylarında içeriyle dışarı arasındaki ısı ilişkisini minimum düzeye indiren bir ürün Türkiye’de de satışa çıktı.Kristalbond markasıyla satılacak ürünün distribütörlüğünü alan KBT Kimya Sanayi Ticaret  Ltd. ortakları Işık ve Müjde Tolgay, Japon buluşu ürünün bir çok ülkede hızla yaygınlaştığını belirterek şunları söylediler: “Sıvı ürün, cam yüzeyine içerden sürülerek uygulanıyor. Sol-Gel ile nano teknoloji birleşmesinden ortaya çıkmış. Güneş ışığını kesmiyor, kızıl ötesi ışınları yüzde 90, ultraviyole ışınlarını yüzde 99 azaltıyor. 5-10 derece ısı farkı sağlıyor. Yaklaşık yüzde 14 enerji tasarrufu da sağlıyor.”

Haberin Devamı

Paperworld’den Akoffice’e ödül

Dünyanın en büyük ofis ürünleri fuarı Paperworld’de, Office Products International (OPI) tarafından verilen Avrupa Ofis Ürünleri Ödülleri’nde ‘Yılın En İyi Bölgesel Satışçısı’ kategorisinde Akoffice, birinci oldu.Akçay Kırtasiye’nin kurumsal ofis ürünleri markası olan Akoffice, böylece Türkiye’nin adını dünyaya da duyurdu. 2010’da  26 milyon dolar ciro yapan Akçay Kırtasiye’nin, perakende sektöründe faaliyet gösteren “Kırtasiye Dünyası” isimli bir markası daha bulunuyor. Akçay Kırtasiye Genel Müdür yardımcısı Alper Kısa, “Sektör profesyonellerinin Türkiye’ye bakışı çok pozitif. Türkiye, ofis ürünleri sektöründe de en büyük firmalar için cazibe merkezi haline gelecek” dedi.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!