Güncelleme Tarihi:
Karcı, yaptığı açıklamada, mevcut 30 kooperatif üyesi tarafından yılda 2 bin 400 ton leblebi üretimi yapıldığını, talebin giderek arttığını hatta talepleri karşılamakta zorlandıklarını belirtti.
Birçok üreticinin Ortadoğu ve Avrupa ülkelerine ihracat yaptığını belirten Karcı, "30 leblebi üreticisinin bulunduğu Kula'da Avrupa standartlarına
uygun olarak yaklaşık yıl bazında 2 bin 400 ton leblebi üretiliyor. 20 yıl önce İstanbul'da leblebilerimiz kalitesiz diye müşteri bulamamıştık. Daha sonra Avrupa standartlarına uyarak üretime başladık. Şimdi leblebilerimizi paketleyip Yunanistan'da bulunan marketler zinciri ve gıda imalatçılarına satıyoruz. Artık dış pazarımız çok geniş. Leblebi yetiştiremiyoruz. Ortadoğu ülkeleri ve AB ülkeleri artık Kula leblebisini tüketiyor." diye konuştu.
Üretimin her aşamasının titizlikle yapıldığını anlatan Karcı, nohudun leblebi haline geliş aşamalarını ise şöyle anlattı:
"Nohut eleme işlemi yapıldıktan sonra, el eleği ile boyutlandırılır. Daha sonra tavlama denilen birinci kavurmadan sonra, sıcak
olarak naylon olmayan çuvallara konularak burada 6 gün dinlendirilir. Bu sürede nohutlar birbirini pişirir. İkinci kavurma yapılarak yine çuvallarda iki gün daha bekletildikten sonra kuru bir yere serilen nohut, 15- 20 gün dinlendirmeye bırakılır. Birinci tavlamada yeterli şekilde kavrulmayan nohut, son kavrulmada bölünerek kırığı çok olur. Bu kırık nohut tekrar kavrularak kırık leblebi olarak satılır. Son tavlamada, bir teneke nohut alınarak üzerine bir miktar su serpilerek çuvala konulur. Nemlendirilmiş nohut çuvalda bir gün bekler ve üçüncü kez kavrulur. Bu kavurmada nohudun kabukları soyulur ve buna tek kavurma leblebi denilir. Bir veya iki gün sonra istek ve satışa göre bu leblebi yeniden kavrularak tam leblebi olur ve yenilecek kıvama gelir.
"KENDİMİZİ YENİLEDİK, ŞİMDİ İSTEDİĞİMİZ FİYATTAN SATIYORUZ"
Yaklaşık 52 yıldır imalat yapan kooperatif üyelerinden 64 yaşındaki Halil Erdil ise Kula'da 4 kuşaktır leblebi imalatıyla uğraştığını, daha önce ürünlerini toptancılar üzerinden İstanbul'a gönderdiklerini, üretim miktarının da düşük olduğunu söyledi.
Leblebinin ham maddesi nohudu, Uşak, Afyonkarahisar, Kütahya, Denizli ve Konya'dan aldıklarını anlatan Erdil, eski üretim tarzı ile pazarlama yöntemini yenileyerek başarı elde ettiklerini vurguladı.
Erdil, şunları kaydetti:
"1990'lı yıllarda günlük üretimlerimiz yaklaşık 100 kilogramı geçmezdi. Bu az miktardaki ürünü de toptancılar bizlerden çok ucuz fiyatlara alırlardı. 2000'li yılların başlarında kendimizi yenilemek ve daha başka pazarlar bularak nasıl para kazanacağımızı araştırmaya başladık. İlk olarak üretimimizi günlük 500 kilogramın üzerine çektik, toptancıyı aradan çıkartarak direk satış noktalarına yöneldik, daha önce çuvalla satmaya çalıştığımız ürünümüzü koliledik. Bir kısmını belirli gramajlarda ambalajlanmasını sağladık ve istediğimiz fiyatlardan da satmaya başladık. Buraya taşıdığımız bu hedeflerimizi daha da ileriye götürmek istiyoruz bunun içinde araştırmalarımızı yapıyoruz.
Şu anda hem üretim hem de ihracat yapıyoruz. Ürünlerimizi Avrupa ülkeleri ve Ortadoğu ülkelerine pazarlıyoruz. Yılda, yaklaşık 2 milyon ABD doları ihracat gerçekleştiriyoruz."