Mustafa KUTLAY/HAVANA
Oluşturulma Tarihi: Aralık 11, 2003 02:44
Güneyde garsonluk yaparken tanıştığı Hollandalı turistin peşinden Amsterdam'a giden Erzincanlı Zafer Dönmez, Küba'nın en başarılı turizm yöneticisi oldu. İspanyol NH'nin Havana'da yıllardır zarar eden otelinin Genel Müdürlüğü'ne getirilen Dönmez, oteli hem kára geçirdi hem de ‘Küba’nın En İyi Oteli' seçilmesini sağladı.
İSPANYOL oteller zinciri Navarra Hotels (NH), Küba'nın başkenti Havana'daki sürekli zarar eden 5 yıldızlı Parque Central otelinin başına Erzincanlı Zafer Dönmez'i getirdi. Otelin genel müdürlüğünü üstlenen Dönmez, 2 yıl içinde oteli kára geçirmeyi başardı. Otel, geçtiğimiz yıl da ‘Küba’nın En İyi Oteli' ödülünü aldı. 34 yaşındaki Sönmez bugün artık Küba'da turizm sektörünün en başarılı yöneticisi olarak gösteriliyor.
Zafer Dönmez, 1988 yılında Mersin Turizm ve Otelcilik'den mezun olduktan sonra kısa bir süre Türkiye'nin güney sahillerinde garsonluk yapmaya başladı. Kısa süre sonra Türkiye'de tatile gelen bir Hollandalı ile tanıştı ve evlendi. Eşinin ısrarları üzerine 1990'da Hollanda'ya gitti ve Amsterdam'a yerleşti. Zafer Dönmez, Hollanda'ya gider gitmez Amsterdam Üniversitesi'nde dil eğitimi almaya başladı. Ve eğitimini aldığı turizm işletmeciliği konusunda çalışabilmek için 8 otele iş başvurusu yaptı.
GARSONLUKTAN BAŞLADI
Bu başvurulardan 4'ü kabul edildi. Dönmez, Golden Tulip oteller zincirine yaptığı ve olumlu yanıt aldığı iş başvurusunu değerlendirdi ve oteller zincirinin Amsterdam Havaalanı yakınlarındaki otelinde garson olarak çalışmaya başladı. Dönmez otelin garson olarak çalışmaya başladığı restoranında 2 ay sonra bölüm şefliğine getirildi. 1 yıl sonra ise otelin restoranında ikinci müdür oldu. Bu arada eğitimini de sürdüren Dönmez, insan kaynakları ve turizm eğitmenliği diplomalarını da aldı.
1995'de Amsterdam Golden Tulip Oteli'nin yiyecek içecek müdürlüğü görevi boşalınca Dönmez, bu göreve talip oldu. Ancak otelin o zamanki müdürü, ‘‘Ben bir Türk'ü 80 kişinin başına yönetici olarak getiremem’’ deyince, Dönmez yine aynı oteller zincirine bağlı bir başka otele transferini istedi. Ancak, Dönmez'in ayrılması ile birlikte Amsterdam'daki Golden Tulip'de işler aksamaya başlayınca 8 ay aradan sonra otel yönetimi Dönmez'i geri çağırdı.
İSRAİL’İ İSTEDİ
2000'de otelin genel müdürlüğüne bir başkasının getirilmesi kararı alınınca, Dönmez de şirketin bir başka oteline geçmek için yönetime başvuruda bulundu. Aynı tarihlerde İspanyol oteller zinciri NH de Golden Tulip'i bünyesine katmıştı. Dönmez, yönetime İsrail'deki otelde çalışmak istediğini söylemişti. Ancak yönetim Dönmez'i 1999'da Havana'da Küba devleti ile yüzde 50 ortaklıkla açılan ve sürekli zarar eden otele göndermek istedi. Ve Dönmez 2000 yılında bu otele yiyecek içecek müdürü olarak gönderildi. 2002'de Paraque Central Oteli'nin Genel Müdürlüğü görevine getirilen Zafer Dönmez ile birlikte otel de kár edebilen bir işletme haline geldi. Hızla kendini yenileyen otel, yılda 25 bin ABD'li turisti ağırlamaya başladı. Dönmez, başarısını ‘‘Türk olmanın verdiği pratik düşünme yeteneği ile Avrupa'da yaşayarak kazandığım deneyimi birleştirince, pek çok sorunu çözdüm’’ sözleriyle açıklıyor.
Puro içti hayatı değişti
ZAFER Dönmez'in hayatını değiştiren iki olay var. Biri Türkiye'nin güney sahillerinde garsonluk yaparken tanışıp evlendiği Hollandalı turist, diğeri ise Golden Tulip Otelleri'nin Yönetim Kurulu Başkanı Martin Paardekooper ile yaptığı görüşme. Bu görüşmede Dönmez, şirketin İsrail'deki oteline gitmek istemiş. Sohbet sırasında Paardekooper, Dönmez'e bir puro ikram etmiş. Sigara kullanmadığı halde puroyu alan Dönmez, ‘‘Puro sever misin’’ sorusunu, ‘‘İlk kez içtim ve sevdim’’ yanıtını verince, Paardekooper Dönmez'e ‘‘Seni Küba'daki otele gönderiyorum’’ demiş.
Tek isteğim Castro ile tokalaşmak
BUGÜN 277 odası ile Küba'nın en prestijli ve iyi oteli olarak kabul edilen Parque Central'ın Genel Müdürü olan Zafer Dönmez'in en büyük hayali, Küba lideri Fidel Castro ile tanışabilmek. Dönmez, ‘‘Castro inanılmaz bir karizmaya sahip. Ve her ne kadar Küba halkının bir bölümü ona kızsa da, yine de bu ülkenin sorunlarını çözebilen tek kişi Castro’’ diyor.
Kolay söylensin diye Zafer, ‘Victor’ oldu
ZAFER Dönmez, yurtdışında yaşamaya başlaması ile birlikte, adının yabancılar tarafından telafuz edilmekte zorlandığını farketti. Bunun üzerine, tüm iş yaşamında adının ingilizce karşılığı olan ‘victory’den bir isim türetti. Zafer Dönmez, tüm kartvizitlerinde, yazışmalarında hatta günlük hayatında artık Victor ismini kullanıyor.