OluÅŸturulma Tarihi: Nisan 16, 2002 00:00
IMF'nin Birinci Başkan Yardımcısı Anne Krueger, Türkiye'nin ekonomik programını uygulamada önemli başarılar elde etmesine karşın, risklerin sürdüğünü ve büyümeye geçişin zamanlama ve gücünün halen belirsiz olduğunu söyledi. Krueger, Türkiye'deki ekonomik durumu değerlendirdiği açıklamasında şu görüşlere yer verdi: "Türk hükümeti iddialı ekonomik reform programının uygulanmasında kayda değer ilerleme sağladı. Geçmişte finansal disiplin eksikliği ve yapısal zayıflıklar yüzünden Türkiye ekonomik potansiyelini değerlendiremiyor ve onlarca yıldan beri istikrarsız bir büyüme ve enflasyon ortamı ortaya çıkıyordu. Bu zayıflıkları gideren mevcut programın ekonominin şoklara karşı zafiyetini azaltması gerekiyor. Geçmişin müdahaleci politikalarından uzaklaşma anlamına gelen bu program, gelecekte daha tutarlı bir ekonomik performansın temelini oluşturacak. Bu çerçevede hükümetin geçen sonbahardan bu yana yakaladığı pozitif makro ekonomik düzenleme ve yapısal reform süreci cesaret verici bulunuyor. Makro ekonomik politikalar başarıyla uygulanmakta olup hükümet yapısal reform yönünde de çaba göstermeyi sürdürdü.'' ''Türk Hükümetinin bu çabalarının, faiz oranlarındaki önemli düşme, ödemeler dengesi pozisyonunun güçlenmesi, Türk lirasının değer kazanması, enflasyon ve enflasyon beklentisindeki düşmeyle ödüllendirildiğini'' vurgulayan Krueger, buna karşın risklerin sürdüğü uyarısında bulundu.    Krueger, ''Özellikle üretimde toparlanmanın (büyüme) zamanlaması ve gücü halen belirsiz ve finans piyasaları yeni şoklar ihtimaline karşı alarmda bulunmayı sürdürüyor. Bu yüzden koalisyon hükümetinin bölünmez desteğiyle programın harfiyen uygulanması, Türk ekonomisinin sürdürülebilir bir büyümeye geçmesi için gerekiyor'' dedi. Krueger sözlerine şöyle devam etti: ''Mali gelişmeler yolunda olmaya devam ediyor. Ancak borç ödemesinin sürdürülebilirliğinin güvenceye alınabilmesi için sıkı bütçe uygulamasının mutlaka sürmesi gerekiyor. Hükümet, 2002 yılı için, GSMH'nin yüzde 6.5'i olarak belirlenen faiz dışı bütçe hedefinin sağlanmasına bağlı olmayı sürdürürken bir taraftan da muhtemel olumsuz riskleri de gözününde tutmalı ve gerektiğinde bu hedefin tutturulması için yeni telafi edici önlemler almaya hazır olmalı. Bu çerçevede, genel bütçe hedeflerinin sağlanması kamu istihdamı ve bütçe mekanizmalarında kararlı reformlarla garanti altına alınmalıdır. Bu konuda harcama yönetiminin iyleştirilmesi, vergi politikalarının düzenlenmesi ve gelir yönetiminin güçlendirilmesi cesaret verici. Vergi tarafında, vergi yasasının ilave teşviklerle daha karmaşık hale gelmesinin önlenmesi önem taşıyor. Harcama tarafında da kamu sektöründe çok ihtiyaç bulunan küçülmeye yönelik olarak kamu kuruluşlarındaki istihdam fazlasının inandırıcı şekilde belirlenmesi gerekiyor. ''Krueger, açıklamasının geri kalan kısmında şu saptamaları dile getirdi: ''Enflasyonun düşürülmesi ve güvenin artırılmasına yönelik para politikalarının ufku genişliyor. Yollardan birisi enflasyon beklentilerinin kontrol altına alınması için enflasyon hedeflemesine geçiş. Bu çerçevede enflasyona ilişkin son gelişmeler cesaret verici. Rezervlerin yönetimine ilişkin olarak da yetkililerin beklenenden dahaiyi şekilde ortaya çıkan ödemeler dengesine ilişkin gelişmeleri kullanarak
döviz rezervlerine önceden açıklanan döviz ihaleleri yoluyla artırma çabaları doğru. Bunun güveni daha da artırması öngürülüyor. Para ve döviz piyasalarının daha fazla gelişmesi, döviz rejiminin dalgalanması sisteminin daha düzgün işlemesi açısından gerekli görülüyor. Hükümetin, rezerv ihtiyaçları sisteminin reforme etme çabası da memnuniyet verici.
Merkez Bankası, finansal bildiri, iç kontrol ve dış denetleme sürecindeki ilerlemelerle ÅŸeffaflığı geliÅŸtirmede iyi bir ilerleme saÄŸladı.''   Kruger açıklamasını şöyle tamamladı: ''Yapısal alanlarda daha iyi bir geliÅŸme gerekiyor. Bankalara sermaye saÄŸlanması planının uygulanması da dahil bankacılık sektöründeki ilerleme memnuniyet verici. Ä°leriye bakıldığında bankalara sermaye saÄŸlanması sürecinin bütünlüğü ve ÅŸeffaflığı ve Türkiye'nin düzenleyici özerk kurumlarının bağımsızlığı devam etmeli. Piyasa koÅŸullarının daha olumlu olduÄŸu gerçeÄŸi çerçevesinde özelleÅŸtirmeye yeni bir hız verilmeli ve hükümet yatırım ortamındaki eksikliklerin giderilmesine olan baÄŸlılığını güçlü ÅŸekilde ortaya koymalı. Â
button