Güncelleme Tarihi:
Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği (AİFD) tarafından yapılan açıklamada, uluslararası yenilikçi ilaç sektörünün küresel krize rağmen bu yıl dünya çapındaki Ar – Ge ve üretim çalışmalarına 100 milyar dolar dolayında kaynak ayıracağı hatırlatılarak, Türkiye’nin de bu yatırımlardan hak ettiği payı alabilmek için Fikri Mülkiyet Hakları konusuna önem vermesi gerektiği kaydedildi.
Konuyla ilgili bir değerlendirme yapan AİFD Genel Sekreteri Engin Güner şunları söyledi:
“Fikri Mülkiyet Hakları ilerlemenin, teknolojinin ve refah artışının temelidir. Patent hakları yenilikçiliği teşvik etmekte, gelişmenin önünü açmakta ve sektörümüzde hastaların ilaca erişimini güçlendirmektedir. Türkiye 1995 yılında Patent Koruması’nı, 2005 yılında ise Veri münhasıriyetini uygulamaya koyarak doğru yönde iki önemli adım atmıştır. Şimdi yapılması gereken, bu alanda geriye gitmek değil, varolan boşlukları ve sorunları gidererek bu hakları hızla uluslararası standartlara çıkarmak ve kararlı bir şekilde uygulamaktır. Yenilikçi ilaç firmaları uluslararası Ar – Ge ve üretim yatırımlarını uzun vadeli bir perspektif içinde küresel düzeyde sürdürmektedir. Bu yıl da, küresel kriz ortamına rağmen, tüm dünyada 100 milyar dolar dolayında yatırım yapacaklardır. Ülkemizin bu yatırımlardan hak ettiği payı alabilmesi için Fikri Mülkiyet Haklarını uluslararası standartlarda korumalıyız. Yenilikçi ilaç sektörünün bir ülkede yatırım yapmadan önce baktığı temel konuların başında bu haklar gelmektedir. Eğer ülkemize çekebilirsek, yenilikçi ilaç firmalarının uluslararası Ar – Ge yatırımları Türkiye’nin krizden çıkış anahtarı olabilecektir.”
Hindistan orijinal ilaç üretimi ve Ar-Ge yatırımlarını çekmek için atakta: Dünyadaki ilk 5 Ar-Ge merkezinden biri olunması ve 500.000 kişiye istihdam sağlanması hedefleniyor
Engin Güner şöyle devam etti:
“Yapılan son bir açıklamaya göre, Hindistan önümüzdeki 4 yıl içinde araştırmacı ilaç sanayii için dünyanın ilk 5 Ar-Ge merkezinden biri olmak ve 500.000 kişiye Ar-Ge alanında istihdam sağlamak üzere çalışmalarına başlamıştır. Ar-Ge alanındaki alt yapı yatırımlarına ciddi kaynak ayırma kararı alınmıştır. Açıklamada Ar-Ge yatırımlarını çekmek için 1 milyar dolar tanıtım fonu ayrıldığı ifade edilirken, global ölçekte geliştirilecek her 10 yeni orijinal ilacın 5’inin Hindistan kaynaklı olmasının hedeflendiği belirtilmektedir.
Görüldüğü gibi ciddi rekabetin yaşandığı global Ar-Ge yatırımlarını çekmek için Türkiye harekete geçmekte gecikmektedir. Fikri Mülkiyet Hakları alanında gerekli adımların süratle atılması, Ar-Ge altyapısının geliştirilmesi ve hükümet-sanayii-üniversite işbirliğine dayalı ekosistemin bir an önce hayata geçirilmesi global rekabette pay alabilmemiz için elzemdir.”
Fikri Mülkiyet Haklarında atılan her adım ekonomiye ciddi katkı sağlayacaktır
Güner şöyle konuştu:
“Fikri Mülkiyet Haklarının sektörümüzde sadece küresel düzeyde faaliyet gösteren yenilikçi ilaç firmaları açısından değil, bütün kurumlar için önem taşıdığını vurgulamak isterim. Türkiye daha fazla Ar-Ge yatırımı çekmek istiyorsa, küçük ölçekli araştırma şirketleri kurulması, uzman kişiler tarafından geliştirilecek ürünlerin patent hakları ile desteklenmesi gerekmektedir. Bilindiği gibi, bu ürünleri geliştirenler belli bir aşamadan sonra ticarileştirebilmek için ürünlerini çok uluslu firmalara sunmakta, patent hakları onları korumaktadır.
YASED’in “Fikri Mülkiyet Haklarının Korunması: Uluslararası Doğrudan Yatırımlara Etkiler Raporu”nda yer verildiği üzere “PRA Fikri Mülkiyet Hakları Endeksi”nde Türkiye; Macaristan, Çek Cumhuriyeti ve Polonya’nın gerisinde yer almaktadır. Fikri Mülkiyet Hakları alanında yapılacak iyileştirmelerin bir an önce hayata geçirilmesiyle uluslararası yatırımları çekme konusunda rakiplerimiz olan bu ülkelerin önüne geçmemiz an meselesidir.
Aynı rapora göre bugün sadece Patent Hakları Endeksinde %10’luk bir artış sağlanması halinde ülkemizin doğrudan yatırım stokunda %16 oranında bir artış yaşanabilecektir. Fikri Mülkiyet Hakları korumasında Macaristan’ın seviyesini yakaladığımız taktirde ise ülkemize 19.2 milyar dolar dolayında ilave yatırım çekilmesi sözkonusu olacaktır. Bununla birlikte 19.2 milyar dolarlık ilave doğrudan yatırımın imalat sanayine girmesi halinde milli gelirimizin GSMH’nin binde yedisi oranında 4.4 milyar dolar kadar artacağı, ihracatımızın mevcut duruma göre %12 oranında 13 milyar dolar dolayında artış yaşayacağı, 150. 000 vatandaşımıza ilave istihdam sağlanacağı tahmin edilmektedir. ”
Engin Güner sözlerini şöyle tamamladı:
“Görüldüğü gibi global kriz ortamında Türkiye’nin fikri mülkiyet hakları alanında atacağı ileriye dönük her adım ülkemizin krizden çıkışına katkı sağlayacaktır. Fikri Mülkiyet Hakları ilerlemenin, teknolojinin, refah artışının ve istihdamın temelidir. Türkiye’de yapmamız gereken, bu alandaki yasa ve düzenlemelerimizi geriye götürmek değil aksine Avrupa Birliği ile tam uyumlu hale getirmek ve bunları kararlı bir şekilde uygulamaktır.”