A.A.
Oluşturulma Tarihi: Ocak 20, 2009 10:27
Sağlıklı Tavuk Bilgi Platformu (STBP) ile Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçılar Birliği (BESD-BİR) Başkanı Zuhal Daştan, “çok ucuz” olduğu için krizde kırmızı et ve balıktan tavuğa yönelme olduğunu belirtti.
Zuhal Daştan, bir yıl kar, bir yıl zarar eder şekilde yoluna devam eden sektörün 2007'de yüzde 20-25 büyüme ile büyük kar elde ettiğini, ancak 2008'in sektör açısından son 10 yılın en kötü yılı olduğunu söyledi.
Tavukçuluk sektörünün kötü bir dönem geçirdiğini belirten Daştan, “Piliç etinde 14 aydır zararına satış yapılıyor. Kasım 2007'de başlayan fiyat düşüşü halen devam ediyor. Plansız, programsız yapılan üretimden kaynaklanan bir zarar söz konusu” diye konuştu.
Her yıl kış aylarında balığın ciddi bir rakip olarak karşılarına çıktığını ifade eden Daştan, “Yaz ayları geldiğinde bu zararı çıkartıyorduk. Ancak, üretimin fazla olması ve kene olayları nedeniyle 2008'in yazında maalesef bu zararı çıkartamadık” dedi.
Daştan, artan üretim ve daralan tüketim nedeniyle zararına satışa devam ettiklerini, 2008'in son 3 ayında ise Irak pazarındaki talebin arttığını, “zararına da olsa” bu ülkeye önemli ölçüde ihracat yaptıklarını, böylece stokların şişmesini önlediklerini söyledi.
Sektörün krizden de etkilendiğini ifade eden Daştan, “2008 yılının 1 Ocak'ından 31 Aralık'ına kadar sektörde hiçbir firma kar elde edemedi. Beyaz et üretimiyle uğraşan küçük veya büyük hiçbir firma 2008 için kar açıklayamaz, hepsi zarardır” dedi.
Bir süre önce Köy- Tür Ege ve Kılıç Holding'e bağlı Mupi Tavukçuluk'un faaliyetlerini durdurduğunu anımsatan Daştan, “İflaslar inşallah olmaz ama dedikodular duyuyoruz. Böyle devam ederse olur. Herkes üretimini ve diğer şartları ayarladı. Dayanma süresini uzatıyoruz” şeklinde konuştu.
IRAK'A YAPILAN İHRACAT 14 KAT ARTTI
Zuhal Daştan, beyaz et sektörü ihracatının, 2008'de önceki yıla göre yüzde 100'e yakın artışla 87 milyon 733 bin dolarlık “rekor” seviyeye ulaştığını, en fazla ihracatın 25 milyon dolarlık tavuk ayağıyla Vietnam'a yapıldığını, Irak'a yapılan tavuk eti ihracatının ise 14 kat artışla 16 milyon 657 bin dolara ulaştığını kaydetti.
AB üyesi ülkeler arasında Türkiye'nin piliç eti üretimi sıralamasında İspanya, İngiltere ve Fransa'dan sonra 5. sırada yer aldığını belirten Daştan, “İhracat koşullarını geliştirebildiğimiz ve iç pazarda tüketimi artırabildiğimiz takdirde bu sıralamanın en başına oturma şansına sahibiz” dedi.
Daştan, Türkiye'nin beyaz et ihracatında ciddi bir aktör olamadığını, tavuğa yedirilen mısır ve soyayı dünyada çok ucuza mal eden ABD ve Brezilya'daki üreticilerle rekabet ettiklerini, dış pazarlara ancak niş veya butik ürün ihracatı yapabildiklerini söyledi.
Dünyada petrole alternatif yenilenebilir enerji kaynağı olarak kullanılan mısır ve soya fasulyesinin, petrol fiyatlarının düşmesiyle indiğini, ancak Türkiye'deki fiyatın aynı seviyelerde kaldığını savunan Daştan, Türkiye'nin mısırın yüzde 90'ını kendisinin ürettiğini, ancak burada fiyatların dünyaya göre iki kat fazla olduğunu iddia etti.
Toprak Mahsulleri Ofisinin elinde bu yıl yaklaşık bir milyon ton mısır bulunduğunu ifade eden Daştan, “(Bu mısır bu ülkeye fazla, bir kısmını ihraç edelim) düşünceleri var. Aman bunu yapmasınlar. Bu memleketin beyaz etçisinin, yumurta üreticisinin, yem ve nişasta sanayilerinin bu mısıra ihtiyacı var” diye konuştu.
Daştan, sektördeki stok et miktarının kuş gribi döneminde 80 bin tona çıktığını ve buzhanelerde yer bulma imkanı olmadığını, şu anda buzhanelerde yer bulunduğunu, ancak sektörün stoklamaya gitmeden malı ucuza sattığını anlattı.
Yaklaşık 15 gün öncesine kadar marketlerde bir kilo tavuğu 3 TL'ye alma imkanı bulunduğunu dile getiren Daştan, “çok ucuz” olduğu için krizde kırmızı et ve balıktan tavuğa kayış, yönelme olduğunu söyledi.
“YÜZDE 60 CİVARINDA KÜÇÜLDÜK”
Mudurnu Tavukçuluk'un marka sahibi ve Pak Piliç Yönetim Kurulu Başkanı Daştan, sektörde işten çıkarmalar da olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
“Biz iki vardiya çalışırken tek vardiyaya indik. 250 kişinin işine son vermek zorunda kaldık. Mudurnu Piliç olarak normalde haftanın 6 günü çalışıyor, pazar günleri tatil yapıyorduk. İlk defa çarşamba günleri de iş yerimiz kapalı. Böyle bir durum diğer bazı firmalarda da vardır. Biz yüzde 60 civarında küçüldük. Eskiden günde 130 bin hayvan keserken şimdi bu rakam 55-60 bine indi. Talep krizle birlikte azaldı. Maliyetlere dikkat edip, kılı kırk yararak üretim yapmaya devam ediyoruz. “
2009'da sektörün teşviklerle ihracat yapmasının önünün açılması gerektiğini, giderlerinde artış olduğunu, ancak fiyatlarda artış yapılamadığını, bunun da firmaları zor duruma soktuğunu kaydeden Daştan, krizin etkisinin gittikçe artacağını öngördüklerini, sektör temsilcilerinin üretim planlarında bu doğrultuda revizyonlar yaptığını anlattı.
Rekabet Kurulunun beyaz et sektörü hakkındaki soruşturması nedeniyle üyelerinin “korkularından” birbiriyle bilgi alışverişi yapmadığını ve Birliğe bilgi vermediğini belirten Daştan, “Neyin suç, neyin suç olmadığını bilmiyoruz. Birbirimize sadece selam veriyoruz” şeklinde konuştu.
Adil rekabet koşullarının hakim olduğu kanatlı hayvan sektöründe fiyat anlaşmasının söz konusu olmadığını, yoğun rekabetin yaşandığını ifade eden Daştan, “Rekabete aykırı hareket edilmediği; sektörün hali hazırda haftada 8-10 milyon TL zarar ediyor oluşundan, Köy-Tür Ege ve Mupi entegrelerinin kapanmasından ve pek çok üreticinin iflas noktasına gelmiş olmasından da rahatlıkla anlaşılabilir” dedi.
Mupi'nin iflasına da değinen Daştan, üretimini durduran şirketin Mudurnu değil, Mupi Tavukçuluk olduğunu, Mupi Tavukçuluk'un, şirketleri adına kayıtlı ve tescilli Mudurnu Tavukçuluk markası ile bir ilişkisi bulunmadığını anımsatarak, tedarikçilerin, kendilerine “kapattınız mı” diye sorduğunu, bu durumdan rahatsız olduklarını söyledi.