Güncelleme Tarihi:
KOZMETİK, kriz dönemlerinde de büyümeye devam eden az sayıdaki sektörden biri olurken, bazı firmalar sadece ciroları ile değil, istihdamlarıyla da krizden kârlı çıktı. Bu firmalardan biri olan Oriflame, kriz döneminde işsiz kalmamak ya da ek iş iş yapmak için doğrudan satış sistemine katılan danışmanları sayesinde Türkiye’deki büyümesini sürdüren şirketlerden biri oldu. Oriflame Türkiye CEO’bu Johan Larsson, hem pahalı markaları terk eden tüketici hem de bu dönemde kendine gelir yaratmaya çalışanların sayısındaki artış ile dünya ortalamasının üzerine çıkarak Türkiye’de yüzde 18 büyümeyi sağladıklarını söyledi.
Danışman sayısı arttı
1967 yılında Jonas ve Robert af Jochnick kardeşler ve arkadaşları Bengt Hellsten tarafından İsveç’te kurulan ve 19 yıldır da Türkiye pazarında faaliyet gösteren Oriflame’in, Türkiye’de başarılı bir büyüme grafiği çizdiğini anlatan Larsson, bu yıl elde ettikleri sonuçları şöyle anlattı: “Kriz dönemi olmasına karşın Türkiye’de yüzde 18 büyüme sağlayarak, dünyadaki diğer Oriflame ofisleri arasında yukarılara tırmandık. Büyümemizde danışman sayımızın yüzde 26 artmış olması etkili oldu. Sahip olduğumuz 900 ürünle kadın, erkek, çocuk her kesime hitap ederken, birçok kişiye de iş fırsatı sunmamız büyümemizde etkili oldu.”
Türkler’i doğrudan satış konusunda başarılı bulan Larsson, bu konuda Oriflame Türkiye bünyesinden şu örnekleri verdi: “Dünyada ‘en çok Oriflame ürünü satan danışmanlar listesi’nde, Türkiye’den 3 kişi ilk 50 arasında yer alıyor. Toplam 63 ülkede faaliyet gösterdiğimiz ve toplam 3.4 milyon danışman bulunduğu dikkate alınırsa, bu rakamın önemi daha iyi anlaşılır. Üstelik bir danışmanımız, 50 kişilik bu listesinin 5’inci sırasında. Danışmanlarımızın çoğu ev kadınlığından gelme. Genellikle işe 5-10 lira kazanarak başlıyor, sonra 50-100 derken, bir süre sonra eşinin maaşından daha fazla gelir elde edebiliyor. Hatta çok çalışıp, yılda 100 bin lira kazanabilen danışmanlarımız var.”
Pahalı markalar
Oriflame’in kriz dönemindeki başarısında yüksek kalite-uygun fiyat prensibinin de etkili olduğunu dile getiren Larsson, şunları söyledi: “Ekonomi kötüyken, işsizlik artıp gelirler kısılırken hemen her sektörde alıcı bulmak zorlaşıyor. Ama bizim bir avantajımız var. Bugüne kadar kozmetik de pahalı ürünleri tercih eden pek çok kişi, bu dönemde kalitesine karşın daha uygun fiyatlı olduğu için Oriflame ürünlerine yöneldi. İsveç, Polonya, Çin, Rusya ve Hindistan’da üretim merkezleri bulunan Oriflame bünyesinde 100’den fazla bilim adamı Ar-Ge için çalışıyor, Ar-Ge için yılda 13.2 milyon Euro ayrılıyor.”
Hedef ilk 3 ülke arasına girmek
ORIFLAME Türkiye olarak zigzaklar çizmeden büyüme planları yaptıklarını vurgulayan Johan Larsson, elde ettikleri sonuçları diğer ülkelerle şöyle karşılaştırdı: “Rusya, Oriflame dünyasının en hızlı büyüyen ülkelerinden ama bu yıl İran ve Çin pazarı çok hızlı büyüme gösterdi. Krizden en çok etkilenen ülke Romanya oldu. Biz bu yıl, en çok satış gerçekleştiren, en çok büyüme gösteren 7’nci ülkeyiz. Hedefimiz ilk 3 arasında girmek.”
Türk erkekleri, kozmetik ürünlerinin satışına da kullanımını da uzak duruyor
ORIFLAME’in erkekler için pek çok ürünü bulunsa da, klasik olarak asıl müşteri kitlesini kadınların oluşturduğunu belirten Johan Larsson, Türk erkeklerinin sadece ürün kullanımında değil, satış konusunda da bu sektöre uzak durduğuna dikkat çekti. Türkiye’de 100 danışmandan ancak 3 tanesinin erkek olduğunu belirten Larsson, Türk erkeklerinin ‘fazla maskülen’ olduğu görüşünde. Türk erkeklerin, bakım, güzellik gibi konularına pek eğilimi olmadığı yönündeki gözlemini aktaran Larsson, kadınların da ‘sabırsız’ olduğuna dikkat çekti. Türk kadınlarının ‘bir krem alıp, 2-3 kullanıp, sonuçlarını uzun vadede gözlemlemek yerine, bir ruj alıp hemen güzelleşmeyi’ tercih ettiklerini söyleyen Larsson, “Ancak sektördeki büyüme ile bu eğilimler de azalacak. Türkiye’de kişi başı kozmetiğe ayrılan miktar 23 Euro iken Avrupa’da bu rakam 156 Euro’ya kadar ulaşıyor. Bu da Türkiye’de var olan potansiyeli çok iyi anlakıyor. Ankara’nın doğusunda artış gördük, artık o bölgelere de ağırlık vereceğiz. Türkiye’de büyümemizi sürdüreceğiz” dedi.