Ayşegül AKYARLI GÜVEN
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 29, 2009 00:00
Resimde krizle birlikte çağdaş eserlere kayan sanat sevgisi, sanatseverlere yüksek getiriler sağlıyor. Bunda da Türk ressamların tabolarının 5 yılda 100 katı bulabilen fiyat artışları etkili oluyor. İlgideki bu artış 10 yıl öncesine kadar 10 milyon dolar olan müzayede pazarını 100 milyon dolara ulaştırıyor.
KRİZ sadece yaşam tarzımızı ve harcamalarımızı değil, sanat anlayışımızı ve beğenilerimizi de değiştirdi. Bir süre öncesine kadar cami önünde dilenci figürlü resimlere ilgi duyan Türk sanat severin ilgisi çağdaş sanat eserlerine kaymaya başladı. Bunda da Türk ressamların tabolarının 5 yılda 100 katı bulabilen fiyat artışları etkili oldu. İlgideki bu artış 10 yıl öncesine kadar 10 milyon
dolar olan müzayede pazarını 100 milyon dolara ulaştırdı.
40 müzayede evi var15’i daha büyük olmak üzere 40’a yakın önemli müzayede evinin bulunduğu Türkiye’de müzayedeciler sanatın borsa gibi bir yatırım aracı olarak algılanmasını istemese de, sanat ister istemez bir yatırım aracına dönüşüyor. Ancak, bu yatırımda kazananlar da yine sanattan anlayanlar oluyor. Doğru sanatçıyı bulan sanatsever ya da yatırımcı 5-10 sene önce 1000-2 bin dolara satın aldığı tabloyu bugün 100-150 bin dolardan elden çıkartabiliyor. Ancak her ressamda aynı getiri sağlanamıyor. Bunun için sanat ile ilgili olmak ve işi bilmek gerekiyor.
Global çağdaş trendModernleşme eğiliminin sadece Türkiye’de değil, Arap dünyasında da gelişiyor olması Türk ressamlarının alanını genişletiyor. Ancak, özellikle Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne giriş sürecinde olması Türk ressamların Avrupa’da gördüğü ilgiyi artırıyor. Burhan Doğançay, Adnan Çoker, Ömer Uluç, Mehmet Güleryüz gibi Türk ressamların tablolarının değeri ve önemi de yükseliyor. Krizde artık Christie’s, Southeby’s gibi çok ünlü müzayede evlerinde de klasikten çağdaş tablolara kayan bir tavır değişikliği gözleniyor.
Rekoru kıran olmadı
Kriz döneminde müzayedelerde satışa sunulan eserlerin satılabilme oranı yüzde 80’lere ulaşıyor. Ancak Halil Bezmen gibi koleksiyoner ismin de ön plana çıktığı müzayedelerde bu yüzde 95’lere kadar çıkıyor. Türkiye’de tabloların fiyatı hızla artsa da 5 milyon TL’ye satılan Şeker Ahmet Paşa’nın Kaplumbağa Terbiyecisi rekorunu kimseye kaptırmıyor.
Hoca Ali Rıza’dan Mübin Orhon’a
TÜRK Sanat severlerin çağdaş resme yaptıkları geçişte oldukça hızlı geliştiğini ifade eden Artium Sanatevi’nin Kurucusu Rüştü Sungur şunları söyledi: "Bir süre öncesine kadar Hoca Ali Rıza tablolarına hayranlık duyanların çok hızla Mübin Orhon hayran olması şaşırtıcı. Ben de Mübin Orhon’u seviyorum. Ama bu benim yıllarımı aldı. Şimdi Mübin Orhon fiyatları patladı. New York’ta 400-500 bin dolara satılan tablolar Londra’da 300-400 bin paunda alıcı buluyor. Bu resimler 5-6 yıl önce 2-3 bin dolardı."
Yaşayan en pahalı ilk 5 Türk ressam
ARTIUM Sanatevi’nin Kurucusu Rüştü Sungur’a göre Türkiye’deki eserleri en pahalı satılan, yaşayan 5 Türk ressam ve eserlerinin fiyat aralığı şöyle:
Burhan Doğançay: 100 bin dolar-1 milyon dolar
Ferruh Başağa: 50 bin TL - 250 bin TL
Adnan Çoker-Ömer Uluç: 140 bin dolara kadar çıkıyor
Mehmet Güleryüz: 50 bin dolar-140 bin dolar
Kara listeye giren bir daha katılamıyor
MÜZAYEDECİLERİN uluslararası anlamda kendileri arasında kurdukları Bankalar Arası Kart Merkezi’ne benzer bir yapıları olduğunu dile getiren Beyaz Art’ın kurucusu Aziz Karadeniz şunları söyledi: "Bunu çok sık yaşamıyoruz ama bayrağı kaldıran bir alıcı, müzayedeninin sonunda bu alımdan vazgeçebiliyor. Böyle olunca katılımcı anında kara listeye giriyor. Bu kara liste uluslararası müzayede evlerinin paylaştığı bir ağ niteliği taşıyor. Müzayedede eserlerini satışa sunacak koleksyonerler de, o eseri müzayede evine teslim ettikten sonra, bir daha vaz geçemiyor."
Rakamlarla müzayedecilik
Müzayedelerde çok uzun sürmemesi için 300-350 eser sergileniyor.
Galerilerin aldığı komisyon yüzde 30-40 olurken, müzayede evleri yüzde 10-15 komisyon ile çalışıyor.
Bir müzayede ortalama 100 bin TL’ye mal oluyor. Ancak yeterli ilgi oluşmazsa, zararla da kapatabiliyor.
Türkiye’de bir müzayedeye 300 kişi katılabiliyor. Buna karşın, bu Christies’de genelde 100 kişide kalıyor. Bu da Türkiye’de seyircilerin ilgisinden kaynaklanıyor.
Türkiye’de toplam koleksiyoner sayısı 150-200’ü buluyor. En ciddi alıcıların sayısı da 30’da kalıyor.
Demirbaş geçiyor amortisman düşüyor
TÜRKİYE’de kurumsal yatırımcılar sanat eserlerine yaptıkları yatırımlar ile ilgili herhangi bir vergi indirimi alamıyor. Bu eserler şirketin demirbaşları olarak muhasebe defterine kayıt ediliyor. Ardından da her yıl amortisman düşüyor. Zaman geçtikçe değeri artan sanat eserlerinin değeri bir süre sonra ya hurda değerine düşüyor, ya da sıfırlanıyor. Müze kurmak isteyenler de vakıf engeliyle karşılaşıyor. bir iş adamının müze kurmak istemesi durumunda sergileyeceği tüm sanat eserlerini kurduğu vakfa bağışlamak zorunda kalıyor. Kişisel malı, vakfın malı oluyor. Ayrıca sanatseverler de aldıkları eser için yüzde 18 KDV ödemek zorunda kalıyor. Bu da sanata olan ilginin düşmesine yol açıyor.
Beyaz Art’ın müzayedesi yarın
YILDA ortalama 3 müzayede gerçekleştiren Beyaz Art, yarın dokuzuncu müzayedesini gerçekleştirmeye hazırlanıyor. 91 sanatçıya ait 201 eserin sergileneceği müzayedede Erol Akyavaş, Zefi Faik İzzer, Cihat Burak gibi çok sayıda önemli sanatçının eseri satışa çıkartılacak.