Krizde ’gay’leri keşfetti ayakkabıyla 54 ülkeye yayıldı

Güncelleme Tarihi:

Krizde ’gay’leri keşfetti ayakkabıyla 54 ülkeye yayıldı
Oluşturulma Tarihi: Eylül 28, 2006 00:00

Ferudun Kundura’nın patronu Ferzat Erdebil, 2001 krizinde çıkış yolu ararken, ’uçuk tasarım’a yöneldi ve ’gay’lere dönük ayakkabıyla çözümü buldu. Milano’daki Micam Ayakkabı ve Deri Fuarı’nda ürünlerini sergileyen Erdebil, Düsseldorf Fuarı’nın kataloglarına modellerini "gay ayakkabısı" diye yazdırdı. Ferudun Kundura, "uçuk ayakkabı" modelleri sayesinde ihracatta 54 ülkeye uzandı.

MERKEZİ İstanbul’da bulunan Ferudun Kundura’nın patronu Ferzat Erdebil, 2001 krizinde kendine çıkış yolu ararken, ’gay’lere dönük ayakkabı üreterek çözümü buldu. Erdebil, "Alıcıyla flört ettiğimiz yer" dediği fuarlara ısrarlı katılımı sayesinde, ’gay’lere yönelik ürettiği ayakkabıları, sattı miktar düşük de olsa dünyanın 54 ülkesine yaymayı başardı. Son olarak İtalya’nın Milano kentindeki Micam Uluslararası Ayakkabı ve Deri Fuarı’na İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği’nin (İTKİB) şemsiyesi altında katılan Erdebil, Düsseldorf Fuarı’nın kataloglarına modellerini ’gay ayakkabısı’ diye de yazdırdı.

BANA ’DELİ’ DEDİLER: ’Gay ayakkabısı’ dediği modellerini Milano Micam Fuarı’nda da sergileyen Ferzat Erdebil, "Nereden aklınıza geldi bu tür ayakkabı modellerine girmek?" sorusu üzerine şunları anlattı: "2001 krizinde, ’bir çıkış yolu bulmalıyım’ diye kafa yordum. Sonunda ’uçuk ayakkabı’ modelleri tasarlamaya karar verdim. Bunlardan bazılarını üretip, katıldığım fuarlarda sergilemeye başladım. Baktım çok ilgi görüyor. Artık fark yaratmayı bayarmıştım. Ancak, başlangıçta çevremdeki birçok insan bana ’delisin sen’ diye takıldı. Birlikte iş yaptığım kardeşlerim bile bana karşı çıktı, direttim."

KATMA DEĞERİ YÜKSEK: Ürettiği ayakkabıları bizzat tasarladığını belirten Ferzat Erdebil, ’gay ayakkabısı’nın normal ayakkabıya göre biraz daha yüksek fiyata satılabildiğini ifade ederek, şöyle konuştu: "Bir anlamda katma değeri yüksek ürün geliştirmiş durumdayız. Türkiye’de bu tip ayakkabı yapan yok. Fuarlarda bile bazı yabancıların bizim ayakkabı modellerini taklit ettiklerine denk gelmeye başladık. Modellerimiz dikkat çekici olunca ihracat oranımız da yükseldi."

54 ÜLKEYE SATIYORUZ: Ferudun Kundura’nın yıllık üretimi 60-70 bin çift düzeyinde bulunuyor. Ferzat Erdebil, ilginç tasarımlarıyla ihracatlarının günden güne arttığını kaydederek, şöyle konuştu: "Şu anda üretimimizin yüzde 65’ini ihraç ediyoruz. Henüz 1 milyon dolar ciroyu yakalamaya çalışıyoruz. Sipariş aldıkça, ürünlerimize ilgi arttıkça biz de üretimimizi artırma yoluna gidiyoruz. Bir yandan ’gay’lere ilginç tasarımlarımızla hitap ederken, diğer taraftan Arap ülkelerini değişik erkek terliklerimizle kucaklıyoruz."

FUAR, FLÖRT YERİ: Ferzat Erdebil, gerek ulusal, gerekse uluslararası fuarlara katılma gereğini de şöyle değerlendirdi: "İnsan evlenirken bile belirli bir dönem flört yaşıyor. Fuarları ben alıcılarımızla fört yeri olarak görüyorum. Gücümüz yettiğince her fuara bıkmadan, usanmadan katılıyoruz. İyi de sonuç alıyoruz. Bir-iki yıl katılıp, ’Sonuç alamıyorum’ diye fuarları bırakmamak gerekiyor. Birkaç yıl sonuç alamadığınız fuarlarda alıcının size aşina olmasıyla birlikte daha sonra şansınız çok iyi dönebiliyor."

Uzakdoğu’dan 6 milyon çift ayakkabı geliyor, 1.3 milyonu kayıtlarda var

TÜRKİYE Ayakkabı Sanayicileri Derneği (TASD) Başkanı Ali Murad Kızıltaş, Avrupa Ayakkabı Sanayicileri Federasyonu’nun Başkanlar Kurulu üyeleri arasında bulunuyor. Derneğin Genel Sekreteri Bahadır Öztanyel de aynı federasyonun İcra Komitesi Üyeliğini yürütüyor. Ali Murad Kızıltaş, Türk ayakkabı sektörünün envanterinin olmamasından yakınarak, "40 bin üretici, 400 milyon çift üretim kapasitesi var diye tahmin ediyoruz. Ancak, gerçek büyüklükleri kimse bilemiyor" diyor. Kızıltaş, benzeri bir durumun farklı şekilde ithal ayakkabıda da yaşandığını belirterek, "Çoğunluğu Çin’den olmak üzere Uzakdoğu’dan Türkiye’ye aslında 6 milyon çift ayakkabı giriyor. Ancak, bunun 1.3 milyon çifti kayıtlarda görünüyor. Gerisi Çin’den başka ülkeri dolaşarak geliyor. Sonuçta bizim piyasaya Çin ayakkabısı olarak giriyor. Sektörümüzde Çin’de ayakkabı ürettirip bunu iç pazarda satanlar var. Aslında Almanya ayakkabıyı dışarda ürettirme işini çok iyi yapıyor. Almanya, 400 milyon çift ayakkabının sadece 30 milyon çiftini içerde üretiyor" diye konuşuyor. Kızıltaş, Türkiye’de katma değeri yüksek markalar yaratılabilmesi için hükümetin ’marka desteği’ni iyi işletmesi gerektiğini de vurguluyor. Kızıltaş, bunun için ’yerel marka desteği’ formülü üzerinde de durulabileceğini ifade ediyor.

Türkiye vergi koydu İtalyanlar bozuldu

TÜRKİYE Ayakkabı Sanayicileri Derneği (TASD) Başkanı Ali Murad Kızıltaş, sektörün haklı şikayetleri üzerine ayırım yapılmadan Türkiye’ye ithal edilen ayakkabılara vergi konulduğunu ifade ederek, şunları söyledi: "İthal ayakkabıya vergi konulması üzerine İtalyanlar Türkiye’ye bozuldu. Aslında vergi daha çok Uzakdoğu’dan gelen ürünler yüzünden konuldu. Ancak, mevzuat ve dünyadaki genel uygulama, ayırım yapılmasına izin vermiyor. Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) bu işi çok sıkı tutuyor."
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!