ANKA
Oluşturulma Tarihi: Şubat 18, 2009 13:04
3M’in CEO’su Buckley "2009’un ilk çeyreği itibariyle krizin dip noktasına ulaştığını söyleyebiliriz." dedi.
“Post-it” ve “Scotch-Brite” gibi ürünlerin yaratıcısı 3M’in Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su George Buckley, 3M’in 100 yıldan fazla zamandır ayakta kalan üç Amerikan şirketinden biri olduğunu belirterek, “Şirketleri kar eksikliği ya da zarar etmek değil, nakit eksikliği ve yanlış maliyet yönetimi batırır” dedi.
George Buckley, dünyanın 1929’daki gibi ikinci bir bunalım yaşamayacağına, ancak ciddi zorluklarla karşılaşılacağına dikkat çekerek “Ekonomide yaşanan düşüşe değil, geride kalan potansiyele bakmak lazım. Eğer ekonomide yüzde 7-8 resesyon söz konusu ise demek ki geride kullanılacak ve işleri canlandırmak için elimizde yüzde 92-93 gibi çok büyük bir kapasite var. O yüzden şirketlere tavsiyem kaybedilen kapasiteye bakmamaları, ellerinde kalan daha büyük potansiyele yoğunlaşmaları olacak. Ayakta kalmak için başarılı nakit yönetimi ve inovasyon çok önemli” görüşünü savundu.
“TÜRKİYE BÖLGESEL TEDARİK MERKEZİMİZ OLABİLİR”Almanya, İtalya ve Türkiye’yi kapsayan bir gezi programı dolayısıyla Türkiye’yi ziyaret eden 3M’in Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su George Buckley, İstanbul’da basın mensuplarıyla yaptığı toplantıda küresel ekonomik krizin kapsamlı bir değerlendirmesini yaptı. Sorular üzerine Türkiye ile ilgili görüşlerini de ifade eden George Buckley “ Türkiye’yi çok seviyorum ve heyecan duyuyorum. Savaşçı bir millet ve etkili bir tarihe sahip. Zaman içinde Türkiye’deki üretim kapasitemizi daha da genişletmeyi düşünüyoruz. Türkiye 3M için daha geniş kapsamda bölgesel tedarik merkezimiz olabilir” dedi.
“İŞÇİ ÇIKARMA YOK”Buckley, 3M Türkiye Genel Müdürü Karim Sarahni ile birlikte yaptığı ortak değerlendirmede “Kendi fabrikamızda yaptığımız üretim geçen iki yılda iki katın üzerinde artış gösterdi. Piyasa talebine bakıp üretim hattımızda ona göre düzenlemeler yapıyoruz. Şartlara bağlı olarak belki mesaili çalışma düzeni kalkabilir.Türkiye’deki üretim tesislerinde işçi çıkarmamız söz konusu değil. Piyasa talebine bağlı olarak belki geçici işçi statüsünde çalışanlarda kesinti olabilir. Şu an üç vardiya üretim yapıyoruz. Üçten iki vardiyaya düşebiliriz. 2009’da ana odak noktamız büyüyen segmentlerde satışlarımızı daha da arttırmak olacak” bilgisini verdi.
“2010 SON ÇEYREĞİNDE KRİZ ÖNCESİ DURUMA DÖNERİZ”Mevcut küresel krizin 1929 Büyük Bunalımı’ndan bu yana yaşanan en büyük kriz olduğunu belirten Buckley “2008’in dördüncü çeyreği kriz başladığından bu yanaki en negatif dönem oldu. 3 M olarak bu çeyrekte satışlarımız, Ekim’de yüzde 4.6,Kasım’da yüzde 17.3 ve Aralık’ta da yüzde 11.6 olmak üzere ortalama yüzde 11 düştü. Bu düşüş 2009 ilk çeyrekte de sürecek. Dünya ekonomisinin 2009’un birinci çeyreğinde 2008 son çeyreğine kıyasla daha kötü sonuçlarla karşılaşacağını tahmin ediyoruz. Küresel ölçekte ekonomik küçülme 2009’un ilk çeyreğinde 2008’in son çeyreğinden yüzde 10 daha kötü olacak. 2009 ikinci ve üçüncü çeyrekten itibaren yavaş da olsa bir iyileşmenin başlayacağını öngörüyoruz. Ekonomik büyümenin 2010 yılının son çeyreğinde krizin ilk patlak verdiği 2007 son çeyreği düzeyine ulaşacağını öngörüyoruz” dedi.
3M’in Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su George Buckley, dünya ekonomisinin tarihsel süreçte ortalama 6 yıllık döngüsel bir hareket içinde olduğunu ifade ederek,” Krizin patlak verme noktasını 2007’nin dördüncü çeyreği olarak kabul edersek 2009’un ilk çeyreği itibariyle krizin dip noktasına ulaştığını söyleyebiliriz. Bundan sonraki 2013 yılına kadar sürecek dönem ekonominin yeniden iyileşmeye ve yükselişe geçeceği dönem olacak” görüşünü dile getirdi.
“EN GÜÇLÜ SİLAH İNOVASYON”Buckley, yaptığı konuşmada, özellikle bugün, şirketlerin ayakta kalabilmesi için en güçlü silahının inovasyon olduğunu belirterek şunları söyledi:
“ İnovasyon, tıpkı dün olduğu gibi, bugün de, ürünleri rakiplerden farklılaştırmanın en iyi yolu olmaya devam ediyor. Sonuçlarını tahmin edemedikleri için şirketler inovasyonu riskli buluyor ancak gerçek şu ki, büyümek ve ayakta kalmak için inovatif çözümler bulmaya devam etmelisiniz. 3M’in her zaman gizli silahı olan inovasyon da tek başına yeterli olmuyor. Daha ucuza mal edilebilecek yeni fikirleri bulmak ve bu fikirleri yeni ürünler olarak pazara sunma hızı da en güçlü rekabet güçlerinden biri. İnovasyonla büyümek, her zaman 3M’in DNA’sının vazgeçilmez unsuru... Bu nedenle 3M Amerika’daki şirketlerin sadece %3’ünün başarabildiği 100 yılı aşkın sürdürülebilir bir başarı yakalamıştır. 79.000’i aşkın çalışanımız ve ürettiğimiz 50 binden fazla inovatif çözümle, moralimiz sağlam, yolumuza devam ediyoruz”
Şirketlerin güçlü ve tedbirli olmaları gerektiğinin altını çizen Buckley, “Piyasa değeri açısından taşların yerinden oynayacağı, güçlü şirketlerin bile zayıflayacağı bir dönemdeyiz. Tebdirli olmalı ve maliyet/nakit eğrilerimizin daha ilerisinde kalmalıyız. Sonuç olarak, bireysel çabalarımızla
hisse değerlerimizi bugünden yarına değiştiremeyiz, ekonomiyi düzeltemeyiz. Ancak, şirketlerimizin operasyonel ve rekabetçi temellerini iyileştirebiliriz. Böylece ortam daha da iyileştiğinde; kuruluşlarımızı, öncesine göre çok daha iyi rekabet edebilir hale getirebiliriz. Rekabetin hiç bir zaman sona ermeyeceğini unutmamalı, kesinlikle gevşememeliyiz” diye konuştu.
“3 M ANADOLUDA DA GENİŞLEYECEK”3M Türkiye Genel Müdürü Karim Sarahni de, 3M’in inovatif kültürü ve yaratıcılığının verdiği gücün, 3M Türkiye’de yaptıklarının da itici gücünü oluşturduğunu kaydederek şunları söyledi:
“1987 yılında kurulan 3M Türkiye, 2002’den bu yana yılda ortalama yüzde 20 büyüyor. Türkiye’de 2 yıl önce 10 milyon
dolar yatırımla üretimini 2 katına çıkardığımız fabrikamızda üretilen Scotch-Brite markalı ürünler, çocuk bezi bantları ve solunum toz maskeleri, Almanya, İtalya, Fransa Çin ve Singapur dahil 30’dan fazla ülkeye ihraç ediyoruz. Geniş lojistik ve tedarik zincirimizle müşterimiz neredeyse oradayız. Müşterilerimiz için değer yaratmak öncelikli hedefimiz. 3M Lean Six Sigma sayesinde her ürünümüze tasarım ve üretim süreci boyunca değer katıyoruz. 2009’da, 3M Türkiye’nin üretim bilgi birikimini ve mükemmeliyet derecesini artırmayı, Anadolu’da da genişlemeyi ve pazar payımızı artırmayı hedefliyoruz.”