Güncelleme Tarihi:
TÜRKİYE’de aralarında GF Ferre, Ferre, Versace Jeans Couture, Just Cavalli, Armani Collezioni, Armani Jeans, Jean’s Paul Gaultier, Trussardi Jeans, Roccobarocco, Galliano gibi lüksün önde gelen markalarının distribütörü olan İstanbul Bijuteri’nin sahibi Aydın Ak, son yıllara damgasını vuran gelirinin üstünde harcama alışkanlığının bittiğini söylüyor. Orta gelirlilerin tasarruf ederek, lüks markalara yöneldiği ve böylece lüks segmentinin tüm dünyada yükseldiği devrin geride kaldığını belirten Aydın Ak, “Global ekonomik kriz lüksün bu dışarıdan alıcılarını vurdu. Kaymak tabakası dediğimiz yüksek gelirliler ise farklılıklarını göstermek için haute couture’e yöneldi. Ucuz olanı birçok insanın kullanabildiğini görüyorlar. Bu yüzden 500-800 Euro’luk ürünü almak onlara daha cazip geliyor. Kendilerini daha özel hissediyorlar. Kolay kolay o kaliteden, o markadan uzaklaşamıyor, bir miktar markayla kendini özdeşleştiriyorlar. Bütün markaları sezon sezon takip edip, yeni hangi ürünleri gelmiş diye bakmadan hiçbir yerden alışveriş yapmıyorlar” dedi.
Armani Jeans büyüdü
Ak, temsil ettikleri markaların Türkiye’de satışlarını bir miktar düştüğünü, yüzde 15 civarında gerileme yaşandığını söyledi. Krizden etkilenmeyen sektör, etkilenmeyen marka olmadığına dikkat çeken Aydın Ak, “Ama hepsinin tabii ki pozisyon itibariyle durumu farklı. Bizim elimizde toplam 21 marka var ve ağırlıkları spor. Sporda da tabii ki etkilenme oldu ama bazılarında çok fazla değil. Mesela Armani Jeans kriz döneminde tam tersine yüzde 15 büyüme gerçekleştirdi” diye konuştu. İstanbul Bijuteri, son olarak Lancel, Roberto Boticelli, Baldini ve Ruco Line markalarını bünyesine kattı.
Lükste Türkiye avantajı
Özellikle Uzakdoğu’da üretim yaptıran lüks markaların sıkıntı yaşayacağını belirten Ak, lüks marka tüketicisinin Uzakdoğu üretimine sıcak akmadığını kaydetti. “Made in India (Hint üretimi) etiketi azalacak, Made in Europe (Avrupa üretimi) etiketi dikmek için bir mücadele var” diyen Ak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ancak Fransa ve İtalya buna karşı. Çünkü Made in France Made in Italy etiketi çok önemli marka ve müşteri için. O yüzden lüks markalarda Uzakdoğu üretimi azalacak ilerleyen dönemde. Bu ülkemiz için de önemli çünkü Türkiye tekstil konusunda cidden çok önemli noktalarda. Burada üretim avantajını kullanabilirsek, ekonomik olarak katkısı çok olur. Fakat burada en büyük korkumuz taklit. Bu bizler için büyük sıkıntı.”
Tüketiciler koleksiyon takibinde bizden önde
TÜRKİYE’de özellikle lüks segmentte çok bilinçli, bütün dünyayı takip eden bir kitle olduğunu belirten Aydın Ak, “Bazen inanılmaz şeyler oluyor. Biz yıllardır bu işin içindeyiz ve 6 öncesinden koleksiyonları görüyoruz. Bazen mağazaya gelip, daha o sezonun koleksiyonu çıkmadan sözle anlatarak ya da bazen çizerek bir ürünü isteyenler oluyor. Hayrete düşüyoruz. Türkiye’den 500 milyon dolarlık alım yapabilecek markalar daha düşük rakamlarla idare ediyor” dedi.
Bunalımlı dönemler yaratıcı insanlar yaratır
“KRİZ döneminden en az hasarla kurtulacak olanlar her zaman için farklı şeyler yapanlar olacaktır” diyen Aydın Ak, müşterisine farklı ürün çıkartabilen, yaratıcılığı firmaların günün sonunda kazançlı çıkacağını söyledi. Ak şu değerlendirmeyi yaptı: “En kötü, en bunalımlı dönemlerde bütün büyük ressamlar, şairler, edebiyatçılar çıkmış ortaya. Şu anda da böyle çok kötü bir dönemden geçiyor dünya, bunu atlatabilen tam bu dönemde yaratıcığı artırabilenler olacak. Ve dünyayı sarsan isimler bugünlerden çıkacak; hep beraber göreceğiz.”
Renk ve kombinasyona önem veren bir ırkız
TÜRKLER’in modayı takip etme konusunda Fransızlar, İtalyanlar kadar başarılı olduğuna dikkat çeken Aydın Ak, “Biz kemer-ayakkabı, kravat-ceket kombinasyonuna önem veren bir ırkız. Birçok kuzey ülkesinde, Amerika’da, Orta Avrupa’da renk kombinasyonu çok önemli değil. Türk, İtalyan ve Fransız’ın üzerinde 3’ten fazla renk göremezsiniz” dedi.
Rusya’da, eski Türkiye gibi dev logolu ürünler seviliyor
AYDIN Ak, farklı ülkelerdeki giyim tercihlerini şöyle anlatıyor:
*Türkiye’de eskiden marka vurgusu çok fazlaydı. En çabuk marka isminin, logosunun büyük puntolarla yazılı olanları satardı. Artık bu değişti. Küçük bir logo daha fazla tercih ediliyor.
*Türk insanının Akdenizli bir giyim tarzı ve kültürü var.
*Marka göstermede Türkler, Avrupa ile Rusya arasında bir yerde duruyor.
*Avrupa’da marka logosunu ya da ismini neredeyse göremiyorsunuz. Hatta markayı gizleyen ürünler daha çok tercih ediliyor.
*Rusya, Uzakdoğu ve Asya’da ise daha gösterişli şeyler tercih ediliyor. Bir t-shirt’ün markası ne ise üzerinde kocaman yazsın istiyorlar.
*Rusya’da ‘ben bu markayı giyiyorum’ duygusu çok ağır.
*Avrupa’da ise markayla daha çok kalite-güven bağı kuruluyor.
*Rusya’da Türkiye’nin eski haline benzeyen marka vurgusu, çok yavaş bir şekilde Avrupa’dakine benzemeye başladı.