"Kriz lafları tamamen spekülatif"

Güncelleme Tarihi:

Kriz lafları tamamen spekülatif
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 18, 2011 12:26

Akbank Genel Müdürü Ziya Akkurt, “Ben Türkiye'de bir negatif ortam, kriz ortamı görmüyorum” dedi.

Akbank, dünyanın önde gelen bankalarının katılımıyla 1,45 milyar dolar tutarında sendikasyon kredisi sağladı. 708,5 milyon avro ve 422 milyon dolar tutarında 1 yıl vadeli 2 ayrı dilim olarak yapılandırılan sendikasyon kredisinin maliyeti sırasıyla EURİBOR yüzde 1 ve LİBOR yüzde 1 olarak gerçekleşti.

Akbank, imza attığı bu sendikasyon kredisi ile 2010 yılı ağustos ayında sağladığı 1 milyar avro tutarındaki sendikasyon kredisinin 1 yıl vadeli dilimini yüzde 130 oranında yeniledi.    

44 bankanın temsilcisinin katıldığı sendikasyon imza töreninde konuşan Akbank Genel Müdürü Ziya Akkurt, Akbank'ın global ekonomide risklerin arttığı zorlu bir dönemde maliyetleri daha aşağı çekerek sağladığı sendikasyon kredisiyle, uluslararası borçlanma işlemlerindeki başarısını bir kez daha tekrarladığını vurguladı.  

Uluslararası bankaların birbirlerine kredi kanallarını kapattığı bir dönemde alınan bu kredinin önemini vurgulayan Akkurt, “Amerika ve Avrupa'daki finansal piyasalarda meydana gelen çalkantılara, çevre ülkelerde yaşanan huzursuzluklara rağmen Türk ekonomisi ve Türk bankacılık sektörü başarılı performansı ile yabancı bankaların ve yatırımcıların odağında olmaya devam ediyor” dedi.

Akkurt, bu son sendikasyon işlemiyle Akbank'ın, geçtiğimiz yıl aldığı sendikasyon kredisinin 1,1 milyar dolar tutarındaki 1 yıl vadeli bölümünün 1,45 milyar dolar olarak yenilediğini, ağustos ayı başında alınan 200 milyon dolar tutarındaki seküritizasyon kredisi ile birlikte Türk ekonomisi ve reel sektörü için 500 milyon doların üzerinde ilave taze kaynak yarattıklarını söyledi.

İmza töreninin ardından gazetecilerin soruları da yanıtlayan Akkurt, bundan sonraki dönemde bankaların bu faizlerle borçlanıp borçlanamayacaklarına ilişkin bir soru üzerine, “Biz kapıyı açıyoruz, inşallah borçlanabilirler. Belki kolay olmayabilir ama sonuçta yapabilirler” değerlendirmesinde bulundu.

BOL LİKİDİTE VE DÜŞÜK FAİZ BİR MÜDDET DAHA DEVAM EDECEK

Akkurt, ekonomide bundan sonraki sürece ilişkin olarak ise şu görüşleri dile getirdi:

“Likiditenin bol, faizlerin düşük olduğu bir döneme doğru gidiyoruz. O yüzden de ilk etapta maliyet tarafında olan mevduat faizlerinin biraz düşmesini yaşayacağız. Biraz aşırı yükselmişti. Bankasına göre yüzde 9 ile 10 arasında değişiyor. Daha düşüş olabilir, çünkü şöyle bir şey de var; hazine bonolarının fonlamasına bakacak olursak, onların getirisi ile mevduat faizleri arasında negatif yönlü bir açılma oldu. Bunun belli bir dengeye gelmesi gerekiyor. O da herhalde zaman içerisinde belli bir baza oturacaktır. Görünen o ki, 2013 ortalarına kadar bol likidite ve düşük faiz ortamı bir müddet daha devam edecek. Çünkü gördüğümüz kadarıyla Avrupa'da ve ABD'de işler pek o kadar iyi gitmiyor. Allah'a şükür bizim ülkemizde işler iyi.”

Bu ortamda Türkiye'nin durumuna ilişkin bir soru üzerine Akkurt, “Herkes bir kriz lafının arkasına takıldı. Ne oldu ki Türkiye'de bir anda kriz lafları dolaşmaya başladı. Bence bunlar tamamıyla spekülasyondur” dedi.

Türkiye'nin temel noktalarına bakıldığında sağlam durduğunu söyleyen Akkurt, şöyle devam etti:

“Bir kere bütçesi fazla veriyor. Bütçe tarafında bir rahatlığımız var. Kamu borcu çok rahat. Özel sektörün borcuna gelince; o da son derece yönetilebilir durumdadır. Merkez Bankası'nın yüksek rezervleri bu borçların en azından bir yıl boyunca hepsini ödeyebilecek güçtedir. Böyle bir ortamda 'kriz var' lafını çok ağza almak veya krizden devamlı bahsetmek insanın aklına başka soru işaretleri getiriyor. Neden böyle yapıldığını anlamak ve yorumlamak pek mümkün değil. Ama bu şu demek değildir; Türkiye dikkatini, bizler bireyler olarak temkini elden bırakılım, müsriflik yapalım... Bu da olmamalı. Bizim kalkınmayı devam ettirebilmemiz için dışarıdan borçla yola devam ederken tabii ki iç tasarrufları da artırmamız gerekir. Sadece bireylerin ve özel sektörün değil, kamunun da tasarruflarına dikkat etmesini bekliyoruz. Bütün bunlara baktığımız zaman ben Türkiye'de bir negatif ortam, kriz ortamı görmüyorum. Diğer taraftan Nisan 2010'dan beri zaten Hükümet, Merkez Bankası, BDDK, bugünlerin olabileceğini düşünerek gerekli önlemleri aldı. Bugün de onun üzerinde belli ayarlamalar yapılarak Türkiye yine böyle bir sıkıntılı dönemi rahat geçiriyor.”

Türkiye'nin 2008 yılını diğer ülkelere göre daha rahat geçirdiğini anımsatan Akkurt, “Tabii ki bazı ufak tefek problemlerimiz oldu ama diğer ülkelerin yaşadıklarını düşünecek olursak bizim yaşadıklarımız çok daha minör seviyede kalmıştır. Şimdi de durum aynıdır” dedi.

Türkiye'nin cazibesini hala koruduğunu ifade eden Akkurt, “Eğer biz doğru adımları atarsak bundan sonra da bir şey olmayacak” ifadesini kullandı.

Ziya Akkurt, Türkiye'nin elinin bu kadar güçlü olduğu bir dönemde İstanbul Finans Merkezi'ni de süratle hayata geçirilmesinin önemine işaret ederek, “Bunun için gerekli girişimlerde bulunacağız. Gerekli desteği Bankalar Birliği ve Akbank olarak da vereceğiz” diye konuştu.

“(FAİZ İNDİRİMİ) ŞİMDİLİK BİR İNDİRİM YAPILMAYABİLİR”

Akkurt, Merkez Bankası'nın alacağı kararlara ilişkin bir soru üzerine, Merkez Bankası'nın elindeki bütün verilerin ve bilgilerin kendilerinde olmadığına işaret ederek, “Onların olayları görme ve yorumlama yetenekleri bize göre daha fazla olduğu için, onlar o datalara ve bilgilere göre karar vereceklerdir. Faiz indirimi de olabilir veya büyük bir ihtilalle benim düşüncem odur, sanki şimdilik herhangi bir indirim yapılmayabilir. Zorunlu karşılıklarda da şu an indirilmesini gerektiren bir durum görmüyorum. Ancak Merkez Bankası'nın bilgi ve perspektifleri farklı olabilir. O çerçevede de beklediğimizden daha farklı bir karar alabilirler” diye konuştu.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!