Oluşturulma Tarihi: Mayıs 31, 2009 00:00
UEFA Başkanı Michel Platini, ekonomik krizin futbola yansımalarına dikkat çekerek, büyük kulüplerin amatör kulüpler ve küçük kulüplerden daha az etkileneceğini söyledi. "Futbol kalitesi hiçbir zaman bu kadar yüksek olmadı" diyen Platini, kulüplerin paralarından fazlasını harcamamaları gerektiğini vurguladı.
AVRUPA Futbol Federasyonları Birliği (UEFA) Başkanı Michel Platini, Fransız Les Echos’a verdiği röportajında ekonomik krizin futbol dünyasına etkilerini değerlendirdi. Kulüplerin paralarından fazlasını harcamamaları gerektiğine dikkat çeken Michel Platini, Chelsea’nin sahibi Roman Abramoviçh’in, diğer kulüp sahiplerine nazaran futbola daha düşkün olduğunu söyledi.
Æ
Kriz yüzünden futbol dünyasında sıkıntılar yaşanabilir mi?-Evet böyle bir risk var. Özellikle birçok İngiliz ve İspanyol kulübünün mali durumu endişe verici. Şimdilik krizin Avrupa futboluna olumsuz etkisi az.ama bence büyük kulüpler, amatörler ve küçüklerden daha az etkilenecektir.
Æ
Avrupa futbolunda paranın aşırı yer kazandığını sık sık söylediniz. Hálá böyle mi düşünüyorsunuz?-Olabilir. Ama ben hiçbir zaman futbolda engelleme istemedim. Futbol kalitesinin hiçbir zaman bu kadar yüksek olmadığını kabul ediyorum. Kulüpler paralarından fazlasını harcamamalı. Bazı kulüplerin zararını ödemeden büyük bütçe açıkları vermesi normal değil.
Abramoviçh futbola düşkünÆ
Yani siz batık yatırımlara karşısınız? -Zannederim, futbola düşkün olduğu için kulüp satın alanlarla sadece finansal beklentilerle alanları birbirinden ayırmak lazım. Bu açıdan mesela Chelsea’nin sahibi Roman Abramoviçh futbola, diğer kulüp sahiplerine nazaran daha düşkün. Onun yatırımı 1970’li 1980’li yıllarda Agnelli’lerin Juventus’a, Berlusconi’nin Milan AC’ye yatırımına benziyor.
Æ
Ama, LBO ile satın alınan bir Manchester United, Chelsea’den daha iyi yönetiliyor...-Futbol bir oyundur. İnsanların artı-değer elde etmek için futbola yatırım yapmaması gerek. Bu bir ahlak meselesi. Beni rahatsız eden kulüpleri borçlanarak satın alan, sonra kulüp gelirlerini geri ödemeye tahsis eden yatırımcılar. Yabancı yatırımlar konusunda da endişelerim var; çünkü futbol her zaman kulüplerin kimliğine dayanır.
Kriz UEFA’yı etkilemediÆ
2007-2008 sezonunda 1.9 milyar Euro cirosu, 236 milyon Euro kárıyla UEFA, ’sport business’in önemli bir parçası haline geldi.-Böyle de söylenebilir ama bizim misyonumuz oyunu korumak. Futbolun mümkün olduğu kadar çok insanın yaptığı bir aktivite olmasını temin etmek. Elimizde kendimiz için bir şey tutmuyoruz. Paranın büyük bölümü ihtiyacı olan UEFA üyesi ülke federasyonlarına dağıtılıyor. Ayrıca federasyonuna para aktaran pekçok devlet var.
Æ
Kriz UEFA’yı etkiledi mi?-Doğrudan hayır. Paramızı çok muhafazakár bir biçimde yönetiyoruz. Mesela Europool 2012 programlarının finansmanı için tahsis edilmiş 450 milyon Euro hiç risksiz yatırılmış durumda. Krizin en elle tutulur etkisini Euro 2012 organizasyonunda hissettik, gelirler 2008 kadar iyi değil.
Bir Messi’ye karşılık 100 bin pizzacı
Æ
Çocukları, özellikle büyük kulüplerin açgözlülüğünden korumak için bir şeyler yapamaz mısınız?-FIFA, 18 yaşın altında transferleri yasaklar. Ama bu kural bir yolu bulunup deliniyor. Çocuk haklarına 18 yaşına kadar saygı gösterilmeli. Çünkü Barcelona’daki bir Messi’ye karşılık 100 bin çocuğun sonu pizzacılık oluyor.
Irkçılık ve şiddete hiç tolerans yok
Æ
Futbolun olumsuz bir imajı var. Bu haksız mı sizce?
-Futbol dünyada, 1 milyonu kadın, 250 milyon lisanslı oyuncu demek. Futbol, toplumsal yanlışların aynası. Irkçılık ve şiddet konusunda sıfır hoşgörü ile hareket ediyoruz. Şahsen, ırkçı bir tutum karşısında, maçın 10 dakika durdurulmasından yanayım.
2012’yi düzenleyen Ukrayna’nın ekonomik durumu endişe verici
Æ
2012 Avrupa Şampiyonası’nı Ukrayna ve Polonya’nın ortak organize etmesi tehlikeye girebilir mi?-Ukrayna’nın ekonomik durumu endişe sebebi. Polonya, özellikle AB tarafından, Ukrayna’dan daha çok yardım aldı. Altyapı yatırımları hálá bekliyor. Ukrayna’daki programı bu sebeple azalttık.
Æ
Bu organizasyonu, altyapıların sıfırdan inşası gereken ülkelere vermek akılcı bir karar mıydı?-İlk gününden beri bu karar siyasi. Ben, ileride organizasyonların hangi ülkede yapılacağının belirlenme yönteminin gözden geçirilmesi gerektiğine inanıyorum. Böyle bir organizasyonun gerçekten altından kalkabilecek ülkeler arasından önadaylar belirlenmeli. Bu açıdan 2016’ya Fransa’nın talip olması manidar. Kentler yapılan stadyumların sahibi olmak istiyorlar, ama yatırım yapmaya yanaşmıyorlar. Bunları kulüplere vermeleri daha doğru.
Kasada olmayanı harcamak yokÆ
Kulüplerin finansal aşırılıklarını önlemek için siz ne öneriyorsunuz?-UEFA finansal fair-play fikrini yerleştirmek istiyor. Ana prensip, kasanızda olandan fazlasını harcamamak. Bugün ortak kurallar yok. Biz de, Avrupa çapında bir denetleme makamı oluşturmak için bağımsız uzmanlardan oluşan bir komisyon kuracağız. Bu, kulüplerin UEFA maçlarına katılmasına imkan veren Avrupa lisansı mali çerçevesi içinde yapılacak. Bu denetleme yetkisi ulusal federasyonlara verilmişti. Bundan vazgeçeceğiz.
Æ
Bu girişimin başarı şansı olduğuna inanıyor musunuz?
-Tabii ki zaman alacak. Ama Almanya ve Fransa gibi, kulüplerinin mali yönetimini sıkı sıkı denetleyen federasyonlar bizi destekliyor. Hiç kazanamamaktan bıktılar. Aslında, asıl tartışma kulüpte son sözü kimin söyleyeceği: Kulübün batık yatırımlar yapan yeni sahibi mi yoksa hiçbir şeyin değişmemesini isteyen mevcut yöneticiler mi? Bu açıdan, kriz işimize yarayabilir. Çünkü kulüp sahipleri bir şeyler yapmamızı istiyor.