Güncelleme Tarihi:
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), yılın ikinci faiz kararını yarın açıklayacak. TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu başkanlığında toplanacak kurul, yarın saat 14:00’te bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını (politika faizi) açıklayacak. Ekonomistlerin beklentisi bankanın faiz oranlarında bir değişikliğe gitmemesi yönünde…
Merkez Bankası, faiz indirimlerine geçtiğimiz eylül ayında başlarken; aralık ayına kadar indirimlerine devam etmiş ve toplamda 500 baz puan faiz indirimi gerçekleşmişti. Banka böylelikle politika faizini yüzde 14 seviyesine çekmiş, ocak ayında gerçekleşen toplantısında ise faizi pas geçmişti.
Gedik Yatırım - Yatırım Danışmanı Eda Karadağ ve Tera Yatırım Başekonomisti Enver Erkan yaşanan son gelişmeleri ve faiz kararı beklentilerini hurriyet.com.tr'ye değerlendirdi.
BEKLENTİLERDE SAPMAYA NEDEN OLAN BİR GELİŞME YAŞANMADI
Eda Karadağ – Gedik Yatırım Yatırım Danışmanı
“TCMB eylül ayından itibaren faiz indirim sürecine başladı ve en son aralık ayı toplantısında politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 15,00’dan yüzde 14,00’a indirdi. Toplamda eylül-aralık döneminde 500 baz puanlık faiz indirimi gerçekleştirilmiş oldu” şeklinde hatırlatan Karadağ, şöyle devam etti: Aralık ayı toplantısında “arz yönlü ve para politikası etki alanı dışındaki arızi faktörlerin fiyat artışları üzerinde oluşturduğu geçici etkilerin ima ettiği alanın kullanımının tamamlanmasına karar verildiğini” ve “alınmış olan kararların birikimli etkileri 2022 yılının ilk çeyreğinde yakından takip edileceğini” karar metninde yer vermişti.
Aralık toplantısından çıkan bu mesajların, ocak ayı toplantısında Merkez’in bir aksiyon almama ihtimalini güçlendirdiğini belirten Gedik Yatırım Yatırım Danışmanı Karadağ, “Sonrasında 20 Aralık günü yeni ekonomik paketin açıklanmasıyla birlikte Türkiye’de yeni bir dönemde başlamış oldu. Açıklanan yeni paketin, “döviz caydırıcı-TL özendirici” içerikli olması sebebiyle kurlarda son dönemde görülen yükselişin yerini düşüş aldı. Böylelikle yeni yılın ilk aylarında, döviz kurlarında sakin seyirlerin izlenmesini sağladı. Hala kurda net bir yönden bahsetmek zor olsa bile kurdaki dengeli seyrin bu şekilde devam etmesi, enflasyon üzerindeki baskıyı hafifletici olabilir” dedi.
Gedik Yatırım Yatırım Danışmanı Karadağ açıklamalarına şöyle devam etti:
Geçtiğimiz günlerde, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati KGF destekli paketin detaylarını duyurdu. Aynı toplantıya canlı bağlantıyla katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’da temel gıda ürünlerinde KDV’nin yüzde 8’den yüzde 1’e indirildiğinin müjdesini verdi. Sektörden de destek beklediklerini açıklamalarında belirtti.
ENERJİ FİYATLARINDA YUKARI YÖNLÜ HAREKET DEVAM EDEBİLİR
Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de enflasyonla mücadele süreci devam ediyor. Hala kısa vadede dezenflasyonist süreçten bahsetmek zor. Enerji fiyatlarındaki yükseliş sürüyor. Salgın sebebiyle petrol talebinde iyileşme görülmesine karşın piyasaya yeteri kadar üretimin yapılamaması, arz sıkıntısına neden oluyor. Arz-talep dengesizliği ve bir süre daha arz konusunun devam etme ihtimali göz önünde bulundurulduğunda enerji fiyatlarındaki yukarı yönlü hareketin devam etmesine neden olacaktır.
İran nükleer anlaşma görüşmeleri sürüyor. ABD’nin son dönemde bu konuya daha sıcak baktığı, İran ile anlaşmaya yakın olduklarına yönelik açıklamalar geliyor. ABD yükselen petrol fiyatlarından rahatsız ve bunun önüne geçmek için stratejik petrol rezervi satışı gerçekleştiriyor. Ancak yeterli olmuyor. İran’a uygulanan yaptırımların kaldırılması durumunda İran petrolünün piyasaya gelecek olması, Suudi Arabistan’dan sonra İran’ın yeterli üretimi sağlayacak olması, petrol fiyatlarında beklenen düşüşü sağlayabilir. Bu nedenle ABD bu konuda anlaşmaya sıcak bakıyor. Tabii bu süreç hala devam ediyor. Bu da bize bir süre daha petrol fiyatlarındaki yükselişin devam edeceğini gösteriyor.
Ek olarak, Rusya ve Ukrayna meselesini de düşünürsek ve durum daha da kötüleşirse, kısa vadede bile olsa enerjinin yükselişi, şubat ayı enflasyon rakamları üzerinde ciddi bir baskıya neden olabilir. En son açıklanan Türkiye enflasyonu yıllık bazda yüzde 48,69 ve aylık bazda yüzde 11,10 seviyesindeydi. ABD’de ise enflasyon son 40 yılın zirvesinde. TCMB faiz indirimlerine devam edeceğini belirtiyor ancak şu an için aceleci davranmıyor.
ALINAN TEDBİRLERİN ETKİLERİ TAKİP EDİLECEK
Enflasyonla mücadele sürecinde yeni tedbirlerin alınması, bunların etkilerini görmemiz gerektiğini bize gösteriyor. Önümüzde dezenflasyonist sürece ulaşmamız için biraz daha zaman bulunuyor. Şubat ayı Türkiye enflasyonu 03 Mart tarihinde açıklanacak. Ocak ayında açıklanan rakamların aşılması pek sürpriz olmayabilir; çünkü piyasa hala bu beklenti içerisinde. TCMB ocak ayında bu yılın ilk enflasyon raporunu yayınladığında, 2022 yıl sonu TÜFE tahmininde 11,4 puanlık güncellemeyle yüzde 11,8’den yüzde 23,2’ye yukarı yönde revizeye gitmişti.
Aynı toplantıda, yeni ekonomi paketi ışığında revize etme çalışmaların sürdüğünü, yeni politikanın temel unsurlarından birinin TL’nin kullanımını önceleyen Liralaşma stratejisi olduğunu da belirtmişti. Bu stratejinin detaylarını da toplantıda açıklamıştı. TCMB 20 Ocak günü faiz kararını açıkladı. 27 Ocak günü enflasyon raporunu yayımladı. Bu gelişmeler sonrasında piyasadaki mevcut konu başlıkları etkisini sürdürürken, bu kadar kısa zaman dilimi içerisinde yarınki toplantıya yönelik beklentilerde sapmaya neden olan bir gelişme yaşanmadı. Yarın (17 Şubat) TCMB’den mevcut yüzde 14,00 seviyesinde bulunan politika faizini sabit bırakması bekleniyor. Enflasyondaki seyir, enerji fiyatlarındaki artış, Rusya-Ukrayna gündemi nedeniyle jeopolitik risklerin baskısı ve enflasyonu düşürücü yeni tedbirleri, Merkez’in nasıl değerlendireceği takip edilecektir.
POLİTİKA FAİZİNDE DEĞİŞİKLİK BEKLEMİYORUZ
Enver Erkan - Tera Yatırım Başekonomisti
Merkez Bankası'nın aralık ayında, gevşeme için sınırlı alan kullanımının tamamlandığını açıkladığını hatırlatan Erkan, "Gelişmiş ekonomilerde daha sıkı bir para politikası, bölgesel jeopolitik ve yüksek enflasyon, Merkez Bankası'nın faiz oranlarını düşürmesini engellemeye yöneliktir. Dolayısıyla, Merkez Bankası'nın her ne kadar ana tandansı para politikasını gevşetmeye yönelik olsa da, hem liranın değer kaybetmesinin enflasyonu daha da ateşlemesi riski, hem de gelişmiş dünyada artan faizler Merkez Bankası'nın faiz oranlarını daha da düşürmesine olanak verecek bir duruma işaret etmemektedir. Gelişmiş ekonomilerde daha sıkı bir para politikası, bölgesel jeopolitik ve yüksek enflasyon, daha gevşek politikanın uygulanması kadar mevcut gevşeklikte politikanın devam ettirilmesini de zorlaştırmaktadır" dedi.
Geçerli şartlar altında, 2022 yılının önemli bir bölümünde Merkez Bankası'nın faiz oranlarında bekleme modunda olacağını değerlendirdiklerinin ifade eden Enver Erkan, "Enflasyonla mücadele yönünde, mali politika uygulamalarına ve TL bazlı finansal ürünlere devredilen rol kapsamında ilk etapta faiz oranlarında artış öngörmüyoruz. Fed’in faiz artırımlarını hızlı bir şekilde devam ettirmesi, enflasyondan korunma noktasında hali hazırda kur korumalı mevduata geçen mudilerin vade dönümlerindeki davranışları ve buna bağlı olarak fiyat döngülerindeki değişim mevcut beklentilerin denetlenmesi noktasında dikkate alınmalı. TCMB’nin halen gelişmiş ülkelerde para politikası değişimleri ve gelişen piyasa emsallerinin buna hazırlığının izlendiği bir ortamda istisnai bir politika uyguladığını düşünmekteyiz." açıklamasında bulundu.