Güncelleme Tarihi:
BDDK verilerinden derlediği bilgilere göre, bankalar tarafından kullandırılan ihtiyaç kredisi miktarı 2013 ocak sonu itibariyle 68 milyar 840,87 milyon lira olarak gerçekleşti.
Bu rakam bir sonraki yıl yaklaşık 17,9 milyar lira artarak ocak 2014'te 86 milyar 734,49 milyon liraya tırmandı. Ancak bazı ürünlerin kredi kartı ile alınmasına BDDK tarafından taksit sınırlaması getirilmesi ihtiyaç kredilerine olan ilgiyi artırdı. Taksit sınırlamasının uygulamaya konulduğu 1 Şubat 2014'ten, 1 Şubat 2015'e kadar geçen 1 yıllık süre zarfında kullanılan ihtiyaç kredisi miktarı yüzde 74,4'lük artış gösterdi. Böylece ocak 2015 sonu itibariyle kullanılan ihtiyaç kredisi miktarı 151 milyar 303,81 milyon liraya çıktı.
BİR YILDA YÜZDE 74 ARTTI
İstanbul Üniversitesi Bankacılık Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Kadir Tuna, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, tüketicilerin bazı sektörlerdeki kredi kartı harcamaları azalırken, ihtiyaç kredisindeki artış hızının da dikkati çektiğini söyledi.
İhtiyaç kredisi kullanım miktarının 2014 ocak ile 2015 ocak sonu arasında yüzde 74,4 arttığını belirten Tuna, tüketicinin ihtiyaç kredisi talebindeki artışta taksitlendirmeye getirilen sınırın önemli bir rol oynadığını kaydetti.
Buna bağlı olarak aynı dönemde takipteki kredi oranındaki artışın ise yüzde 155,5 olduğunu aktaran Doç. Dr. Tuna, "Takipteki kredi oranındaki artışta hem kredi kartlarında taksitlendirmeye gelen sınırlandırmanın, hem de ihtiyaç kredilerinde vadenin 36 ay ile sınırlandırılmasının rolü buluyor. Vadelerin kısalması aylık taksit tutarlarının yükselmesine ve ödeme güçlüğüne neden oluyor" şeklinde konuştu.
KREDİ KARTI FİNANMAN ARACI DEĞİL
BDDK'nın kredi kartı taksitlendirmesine sınır getirmesindeki temel amacın, tüketicinin temel bireysel harcamalardaki iştahını azaltmak olduğuna işaret eden Doç. Dr. Tuna, sözlerine şöyle devam etti:
"Dünyadaki uygulamalara baktığımız zaman kredi kartının bir finansman aracı olarak kullanılmasında birtakım sınırlandırmaların olduğunu görüyoruz. Kredi kartı aslında acil ihtiyaçların dışında bir finansman aracı değildir. Kredi kartının ana fonksiyonu, tüketiciyi yüksek nakit taşıma riskinden kurtarmaktır. Fakat Türkiye'de kredi kartının son yıllarda bir finansman aracı gibi kullanılmaya başlanması, tüketicilerin harcama davranışlarını da buna göre şekillendirmesine neden oldu. Örneğin gıda, yemek ve akaryakıt gibi günlük ihtiyaçların taksitlendirilmesi, tüketiciler için ilk başta avantaj gibi görünse de uzun vadede risk oluşturuyordu."
Doç. Dr. Kadir Tuna, cep telefonu ve kuyumda taksitlendirme yapılmasında genel olarak bir problem bulunmadığını, ancak cep telefonunda 12 ay yapılan taksitlendirmelerin cep telefonuna talebi artırarak bu ürünün ithalatında inanılmaz boyutta artışa yol açtığını anlattı.
Doç. Dr. Tuna, "Kuyum sektöründe taksitlendirmeye sınır getirilmesine neden olan faktör ise maalesef sektörde sayısı çok fazla bazı kuyumcuların bazı müşterileri ile anlaşarak taksitle sattıkları altınları belirli bir komisyon karı ile tekrar alarak müşteriye bir nevi banka gibi kredi sağlamaları oldu. Bir nevi bankaların işini yapmaya soyunan bazı kuyumcular oldu" diye konuştu.