"Kredi aldığımızı utancımızdan söyleyemedik"

Güncelleme Tarihi:

Kredi aldığımızı utancımızdan söyleyemedik
Oluşturulma Tarihi: Eylül 01, 2009 16:36

Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Özdemir,“Kredinin çıktığını, değil kimseye, en yakınlarımıza dahi utancımızdan söyleyemedik” dedi.

Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Özdemir, Alkumru Barajı ve Hidroelektrik Santra yatırımı için İş Bankası ve YKB’den sağlanan 350 milyon dolar kredi kararının, krizin en yoğun dönemde çıktığını belirterek, “Kredinin çıktığını, değil kimseye, en yakınlarımıza dahi utancımızdan söyleyemedik” dedi.

Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, enerji projelerinin birinci öncelikleri olduğunu ve hiçbir kısıtlamaları olmadığını belirterek, “İş Bankası’nın bu tür toplam 17 projede finansmanı olduğunu ve yaklaşık 1.250 milyar dolarlık bir fon kullandırılmış olduğunu görüyoruz. Taahhüde girilmiş projeler dikkate alındığınd, muhtemelen 6 ayda 1.650 milyar dolar seviyelerine çıkacağını tahmin ediyoruz” dedi. 

Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir, Alkumru Barajı ve Hidroelektrik Santralı için İş Bankası ve YKB’den sağlanan 350 milyon dolar kredinin, kriz en yoğun olduğu dönemde çıktığını belirterek, “Kredi kararının çıktığı 2008’in ikinci yarısında, biz bu projeye kredi aldık diye, diğel kimseye, en yakınlarımıza dahi utancımızdan söyleyemedik” dedi.

Siirt’de Dicle’nin kolu olan Botan çayı üzerinde yer alan Hidro Elektrik Santralı (HES) projesine İş Bankası ve Yapı Kredi Bankası’ndan sağlana 350 milyon dolarlık kredi anlaşmasının imza töreninde konuşan Özdemir, projenin inşatına 2008 yılında başladıklarını söyledi. Bölgede inşaatı sürdürülen ve 267 MW’lık kurulu güçteki tesisin tamamlanması ile yılda yaklaşık 1 milyar Kwh’lik elektrik üretimine geçileceğini söyledi. Siirt ilinin, tüm kazaları ile birlikte yılda tükettiği enerji miktarının 300 milyon kilovat saat olduğunu söyleyen Özdemir, “100 milyon kilowat saatini de oradaki çimento fabrikamız tüketmektedir. Siirt ancak yılda 200 milyon kwh elektrik tüketiyor. 2010 Aralık ayında bu tesis, Siirt’in tükettiğinden beş misli elektrik üretecek. Belki İstanbul’daki ev dahi, Siirt’in Botan Çayından elde edilen enerjiyle, başka fabrikalar çalışacak; aydınlanacak” dedi.

MAYIS 2011’DE TAMAMLANACAK

Suyu enerjiye çevirmek için gerekli tribünler ve jenaratörler için dünyanın bütün ülkelerinden teklif aldıklarını açıklayan Özdemir, “Teklif alırken fiyat değil, kalitesi önemliydi. O nedenle Avusturyalı Andritz (Vatech) Hydro ile bağlantımızı kurduk” dedi.

2009 Kasım ayından itibaren, techitzatların Türkiye’ye geleceğini ve santrale montajının başlayacağını bildiren Özdemir, “İlk enerji üretimini 2010 Aralık ayında yapacağız. Tüm yatırım da 20111 Mayıs ayında tamamlayacağız. Bu proje, Türkiye’nin 15 yıldır yapmaya çalıştığı Ilısu Barajı’nın üçte biri büyüklüğünde olacak” dedi.

2 DOĞRUDAN, 10 BİN DOLAYLI İSTİHDAM SAĞLANACAK

İnşaat döneminde 2 bin kişiye doğrudan, 10 bin kişiye dolaylı istihdam sağlayacağını söyleyen Özdemir, işletme döneminde de bölge halkına istihdam sağlamaya devam edeceğini söyledi. 2 bin kişiye sağlanan istihdamdan 400’ünün, barajın etrafında bulunan 23 köyden alındığını söyleyen Özdemir, ayrıca Siirt ve bölgesine de canlılık getireceğini belirterek, “Siirt ve bölgesinden temin ettiğimiz mal ve hizmetler yaklaşık 50 milyon dolarlık bir değer sağlayacaktır. Proje, ülkemizin enerji açığının kapatılmasına katkı sağlayacaktır” dedi.

KREDİ ALDIĞIMIZ UTANCIMIZDAN SÖYLEYEMEDİK

Alkumru Barajı’na sağlanan 350 milyon dolarlık kredi anlaşmasının, daha önce neden açıklanmadığı konusuna da değinen Özdemir, şunları söyledi:

“Global krize rağmen, İş Bankası ve YKB, 350 milyon dolar büyüklüğünde kredi, uygun koşullarda sağlamışlardır. Bu proje yatırımına, 2008 başında tamamen özsermaye ile başladık. 2008 ikinci yarısında bankalara müracaat ettik. Dünyada kıyametler kopmuştu. Bu kredi kararının çıktığı 2008’in ikinci yarısında, biz bu projeye kredi aldık diye, diğel kimseye, en yakınlarımıza dahi utancımızdan söyleyemedik. Bunu bu güne kadar sakladık; gizledik. Bunu kamuoyuna sizlerin huzurunda açıklamayı, bir kamuoyu borcu olarak gördük ve açıklıyoruz” dedi.

HES’DE ÜÇ BÜYÜK GRUPTAN BİRİ OLMAYI HEDEFLİYORUZ

Limak’ın işletmede olan üç santralın yanı sıra, 9 projede yatırımları sürdüğünü belirten Özdemir, “Portföyümüzdeki 12 toplam santral projesinin tamamlanması ile 1200 megavatlık kurulu güç ve yaklaşık 4.3 milyar kilovat saatlik yıllık elektrik üretimimizle, hidroelektirkte Türkey’nin en büyük üç grubundan biri olmayı hedefliyoruz” dedi. Enerji sektöründe büyüme hedeflerinin, sadece HES ile sınırlı olmadığını açıklayan Özdemir, “Kömür, doğalgaz, rüzgar ve güneş gibi diğer enerji yatırımlarıyla portföyümüzü çeşitlendirmek hedefindeyiz. Üretim alanında sahip olacağımız büyük Pazar payı düşünüldüğünde, en az dağıtım bgölesini de bünyemize katarsak, önemli bir sinerji yaratacağımıza inanıyoruz” dedi.

İŞ BANKASI’NIN ENERJİ BİRİNCİ ÖNCELİĞİ

Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, enerji projeleri ve bilhassa yenilenebilir kaynaklar İş Bankası’nın birinci önceliği olduğunu söyleyerek, “Bu tür projelerde hiçbir kısıtlamamız yok. İş Bankası’nın, bu tür toplam 17 projede finansmanı olduğunu ve yaklaşık 1 milyar 250 milyon dolarlık bir fon kullandırılmış olduğunu görüyoruz. Taahhüde girilmiş projeler dikkate alındığında, muhtemelen 6 ay içerisinde 1.650 milyar dolar seviyelerine çıkacağını tahmin ediyoruz. Yani yaklaşık 300 milyon dolara yakın taahhüt edilmiş enerji finansmanı işimiz var. Bir çoğunun da görüşmeleri devam ediyor” açıklamasında bulundu. Yapı Kredi Bankası ile birlikte, Limak’a enerji yatırımı için sağlanan 350 milyon dolarlık kredi konsorsiyumunda bulunmaktan memnuniyet duyduğunu dile getiren Özince, “Sendikasyonlarda, yalnız kredilendiren yatırımcı firma değil, işin heyecanını kredilendiren bankalar da duyuyor. Başka projelere de grup olarak imza atabileceğimizi düşünüyorum” dedi.

Limak’a sağlanan 350 milyon dolarlık kredi anlaşması imza törenin aslında geç kalınmış olduğuna dikkat çeken Özince, şunları söyledi:

“Limak bu projeye çok önceden başlamıştı. Bankalar bu işe kriz döneminde dahil oldu. Bu kredinin görüşülmesi, tam herşeyin tavrulduğu, Türkiye’de ne olacak? Yatırımlar yürüyecek mi dendiği zaman başlanmıştır. Kredinin kullandırılmaya başlaması, bankalar kredileri geri çağırıyor dendiği zaman yapılmıştır” dedi. Türkiye’nin halen enerji ithal ettiğine dikkat çeken Özince, 2014’e gelindiğinde enerji açısından rahat bir ülke konumuna gelinmesi gerektiğini belirterek, “Yaşamak için dahi enerji lazım. Enerjinin en doğrusu, kendi yenilenebilir kaynaklarımızla üretebileceğiniz projelerdir” dedi.

ENERJİ FİNANSMANIMIZ 2.5 MİLAR DOLARA YAKLAŞTI

Yapı Kredi Bankası Genel Müdürü Faik Açıkalın ise Yapı Kredi Bankası’nın, şimdiye kadar yüzde 85’i yenilenebilir enerji kaynakları, yüzde 15’i termik santarller olmak üzere 3 bin 500 MW kurulu güce ulaşan enerji projelerinin firansamında yer aldığını açıkladı. Açıkalın, “İçinde bulunduğumuz projler de düşünüldüğünde enerji sektörüne sağladığımız finansman toplamı 2.5 milyar dolar yaklaşıyor” dedi. Enerji projelerinin finansmanında deneyimli ve iddialı olduklarını belirterek, “Şartlar ne olursa olsun yatırımcılarımızın yanında yer almaya, güvenli ortak olmaya, enerji finansmanında etkin rol almaya devam edeceğiz” dedi.

İKİ BANKA TOPLAM 205 MİLYON DOLAR VERDİ

Toplantı sonunda ise gazetecilerin sorularına yanıt verildi. Bir gazetecinin, “Kredinin tamamı Limak’a verildi mi?” sorusuna Ersin Özince, “Bugün itibariyle iki bankamızın her biri 205 milyon dolarlık eşit miktarda katkıda bulunmuşlardır. Bu sadece kredi ile yapılan bir proje değil, yüzde 25 de özkaynak var” dedi.

Kredi şartlarıyla ilgili bir soruya ise Nihat Özdemir, “Krediyi uygun koşullarda aldık. 12 yıllık kredininin 4 yıl ödemesiz, 8 yılı ödemelil olacak. Ancak biz bu projeyi, 3 yılda tamamlayacağız” dedi. Faiz oranını açıklamayan Özdemir, “Faiz oranını söylemeyi doğru bulmuyoruz. Ama bugün dahi o kredi şartlarını bulmamız sözkonusu değil. Pişman değil çok mutluyuz. Bugüne alsaydık, daha iyi şartlarda alamazdık” dedi.

Bankalardan kredi isteğinde bulunduklarında, proje için 50 milyon dolarlık yatırımı zaten yapmış olduklarını söyleyen Özdemir, “Türkiye krizi teğet geçirmişse, bankalarımızın ciddiyeti, varlıklarını özel sektöre kaydırmalarından dolayıdır” dedi.

2008 Kasım ayında yapılan anlaşmanın, neden şimdi duyurulduğu sorusuna Özince, “Bizlerin takvimleri, bir araya gelmemizi engelledi. Her bir kredilendirme için de mutlaka böyle bir tören yapmıyoruz.. Kredi sözleşmelerini çoğu zaman öncesinde değil, sonrasında imzalıyoruz” yanıtını verdi. Nihat Özdemir, gecikme nedeni ile ilgili olarak, “En yakınlarımıza dahi bu krediyi aldığımızı açıklamadık. 2008’’in ikinci çeyreği ve dünyada hiçbir ortamda kredinin lafı dahi edilemiyordu. Bizim kriz döneminden önce yatırdığımız öz sermayemizi gördüler ve bu kredi verildi. Kriz ortamında, millet kavrulurken, biz çıkap, “böyle bir kredi aldık” demeyi düşünemiyorduk” açıklamasında bulundu.

ÖZİNCE: VERİMLİ PROJELERE DESTEĞİ HİÇ KESMEDİK

Bankaların finansman sağladığı yegane kredi örneğinin, Limak’ın projesi olmadığnı belirten Özince, “Banka kredi vermese dahi, Limak kazmayı vurmuştu. Kendi parasını harcamaya başlamıştı. Biz, doğru düzgün, verimli projelere kredi vermeyi hiç kesmedik. Moral isteniyorsa bugün bin 79 şubeye ulaştık. Son 6 ayda bin civarında çalışan aldık. Morale ihtiyaç varsa, doğru olumlu şeyleri, bardağın dolu yarısını üstten görürsek sorun olmaz. Bizler, moralimizi hiç bozmadık zaten” dedi.

SORUNSUZ KREDİYİ ÇOK VERİRSENİZ, SORUNLU KREDİ ORANI AZALIR

Bankaların, son dönemde konut kredi faiz oranlarını düşürmesiyle ilgili bir soruyu yanıtlayan Özince, “Kriz döneminde bankalar kredi vermeyecek değil, daha iyi seçecek. Konut kredilerinde de rekabet çok iyidir. Kazananlar, grubu çok öne çekerler bankalar yarışırsa çok iyi olur” dedi. BDDK’nın açıklamasıyla ilgili olarak da Özince: “Bizzat başkana sormak lazım. Kendi bankamızda problem olduğunu düşünmüyoruz. Sorunlu krediyi azaltamın yolu, sorunsuz krediyi çok verirseniz oran azalır” dedi.

BANKACILIK KREDİ VERİP BÜYÜYEMECEKSE, BU KADAR SERMAYE FUZULİ

Bankaların kriz döneminde kredi vermediği yönündeki söylemleri ise eleştiren Özince, “Bankaların kredi vermediği söylemi, çok sığ ve bayat bir söylemdir.

Uluslar arası banka sermayesi ülkemize geldi. Bu sektörde kar değil özvarlığa sermayeye bakarız. Ne kadar özvarlık varsa, o kadar iş yapılır. Türkiye’de bankacılık sektöründeki sermaye ile çok daha büyük kredi verilirse, ekonomi büyür; ekonomi büyürse ise refah artar. Bankalar bu kadar sermayeyi koyduysa, onunla iş yapmak ister. Bu kadar banka sermayesi, turistik amaçla gelmedi. İş yapmaya geldi. Bankaları kredi vermeye özendirmek lazım. Her borçlunun, her kreditörün aynı olmayacağı bilinciyle yapılmalıdır bu. Bankayla müşteri ilişkisi sırdır, gizlidir bunlar hep gizlilik içinde olması lazım. Bankacılık kredi verip büyümeyecekse, bu kadar sermaye Türkiye’ye fuzulidir. Geldiği gibi de gider.”
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!