Güncelleme Tarihi:
AKARYAKIT şirketlerinden Opet’in kurucularından Nurten Öztürk hayatını, hayatının dönüm noktalarını anlattı. Önceki gün MediaCat tarafından verilen ‘Yaşam Boyu Onur Ödülü’nü alan Nurten Öztürk, Köy Enstitüsü mezunu bir baba, okuma yazmayı eşinden öğrenen bir annenin ilk çocuğu olarak Bolu Mengen’de doğdu. Bir dağ köyünde başlayan yaşamını eğitime sarılarak adım adım değiştiren Öztürk, Sinop Yatılı Kız Öğretmen Okulu’nda okumuş. Nurten Öztürk, köyde tarlada çalıştığı, karasabanlı günleri, elektrik kesintisi nedeniyle ay ışığına ayna tutularak yapılan ödevleri, harçlığı olmadığı için okula yürüyerek gittiği günleri anlatırken hepimizi duygulandırdı.
OKUMAYAN EKSİKTİR
Babasının, “Kızım ışık ol, ışık ol ki karanlıklar aydınlansın”, annesinin de “Eğitimsiz kadın eksik kadındır, oku iyi mesleğin olsun” sözleriyle büyüdüğünü anlatan Öztürk şöyle konuştu: “Annemin “Sofrada izi olanın yemede yüzü olur” sözüyle yetiştim. Herkesten bir şeyler alıyorsunuz hayatta. Büyüdüğüm yıllarda Cumhuriyet’in aydın yüzü her köyüne öğretmen yapmış, her köyüne öğretmen gönderebilmiş bir Türkiye’ydi. Atatürk hayranlığıyla büyüdüm. Hayatımda Atatürk, babam ve eşimden çok etkilendim. Hem öğretmen okulunda okudum, hem de üniversitede biyoloji okudum. Taşımalı eğitim sisteminin gelmesi köy yaşamını olumsuz yönde etkiledi. Köylerdeki çocuklar taşımalı sistemle merkez okullara taşındı. Öğretmeni olmayan köyler karanlıkta kaldı. Köylüler çocuklarını okutmak için şehirlere göç ettiler. Şehrin imkanlarının köylere ulaşması gerekirken yeterli eğitim imkanları, sosyal entegrasyon olmadığı için de şehirler köyleşti. Zaman içinde kadınlarımızın üzerindeki baskı arttı. Münevverler, Özgecanlar, Güldünyalar arttıkça arttı…”
Çapa Yüksek Öğretmen Okulu’nda tanıştığı Fikret Öztürk’le hayatını birleştiren Nurten Öztürk, evliliğinin ilk dönemlerinde okumuş bir gelin olarak Gaziantep’e gitmiş. Hatta ailenin kendisini gördüğü ilk gün şalvar giyip evin temizliğini yaptığını da paylaşan Nurten Öztürk, “O dönemde bütün kadınları masaya oturmazlarken kayınpederim benim yanına oturturdu. En zoru da iş hayatı, aile ve eşlik üzerine kurulu bu eşkenar üçgeni en iyi şekilde yapmaktı” diyor. 13 yıllık öğretmenlik serüveninden sonra eşi Fikret Öztürk’ün kurduğu madeni yağ dükkanında çalışmaya başlayan Nurten Öztürk, Türkiye’nin ilk yerli sermayeli akaryakıt şirketi OPET’in kurucusu.
9 MİLYON İNSANA ULAŞTI
OPET’in başarı öyküsünü, “Önce benzin istasyonu değil, önce insan” inancıyla taçlandıran Nurten Öztürk’ün 2002 yılında Koç Grubu ile ortaklık kuran OPET’ler için başlattığı Temiz Tuvalet kampanyası dünyada örnek gösterilen bir proje oldu. Öğrencilerinin Apollo dediği Nurten Öztürk 16 yıldır çalışanlarından kurduğu ekiple önce benzin istasyonlarında, sonra da okul, belediye ve sağlık merkezlerinde, TCDD’nda Temiz Tuvalet
kampanyasını yaydı. Mekke, Medine, Cidde, Riyad, Makedonya’da da bu kampanyayı yaptı. 9 milyonun üzerinde insana ulaştı. İngiltere’den Golden Awards ödülünü aldı.
AYDINLIK İÇİN MÜCADELE
NURTEN Öztürk, temiz tuvalet projesi için benzin istasyonlarını gezerken ‘Örnek Köy’ projesini geliştirdi. Küresel ısınmanın önüne geçebilmek için Yeşil Yol projesini hayata geçirerek, benzin istasyonları çevresinde ağaçlandırma projeleri başlattı. Tarihe Saygı projesi kapsamında da Alçıtepe’yi dönüştürdü. Milyon doları bu projelere ayıran, yönetim kurulunu da bunun için ikna eden bir eğitim gönüllüsü olan Nurten Öztürk, aynı zamanda 3 çocuk annesi. Ona öğrencileri Apollo diyordu, şimdilerde Yarımada’nın meleği, Atatürk’ün kızı, Şehitlerin Anası diyenler var. TBMM’nden de üstün hizmet madalyası alan Nurten Öztürk, tüm bunları anlatırken, “Hoşgörü, çalışkanlık, eğitime olan inanç…Savaş değil barış, nefret değil sevgi, karanlık değil aydınlık yarınlar için olacak mücadelem” diyor.