Güncelleme Tarihi:
Konya Şeker, toplam ürün bedelinin yaklaşık üçte birini daha ürünü teslim almadan üreticiye avans olarak verdi. Konya Şeker’in sözleşmeli ekim yaptırdığı pancar ve patates gibi ürünlerde avans ödemesinin ürün bedeline oranı % 60’ı geçerken, toplam ürün bedeli ödemesi bir önceki yıla göre %10 arttı. Daha çok tesis daha çok ürün diyerek yola çıktıklarını hatırlatan PANKOBİRLİK Genel Başkanı Recep Konuk, “Alımını yaptığımız tarımsal ve hayvansal girdi sayısı 32’ye ulaştı. Bunlardan bölgede yetişmeyen ikisi hariç hepsini bölge çiftçisinden temin ediyoruz. Ürün çeşitliliği bu kadar artmayacak, açığa ekim devam edecek ve üreticinin ürettiği ürün değerini bulamayacaktı. Bizim üreticimizin tarlaya attığı tohumun hem miktarı artıp hem de çeşidi çoğalınca hem üreticinin ekonomisi büyüdü hem de o tarlaya atılan tohumlar büyük bir ekonomik zincir oluşturdu. Fabrikalar üretim tesisleri hep o tarlaya atılan tohumla çalışıyor, yani fabrikaların üretim şalteri üreticimizin tohumu tarlaya atmasıyla kalkıyor, yaklaşık 19 bin kamyonun tekeri o atılan tohumla dönmeye başlıyor. Çiftçimizin kendi traktörleriyle ürün getirmek için fabrika nizamiyesinden girişler hariç kantarlardan, tarladan hammadde nakliyesi için 100.000 kamyon nizamiyelerimizden fabrikalarımıza giriyor, üretilen ürünleri ülkenin dört bir yanına ulaştırmak için de her yıl 250.000 kamyon nizamiyemizden çıkıyor. Üreticimize ödediğimiz 2 Milyar 547 Milyon 216 Bin 503 TL’lik tarımsal girdi nakliye sektöründe de geçtiğimiz yıl 300 milyon TL’lik iş hacmi üretti. Yani tarlada başlayan bir hareket esnaf ayağını, market, bakkal, lokanta, büfe ayağını da düşündüğünüzde devasa bir zinciri harekete geçiriyor. İşin özü tarlada ne kadar çok hareket olursa hem tarlada hem devasa zincirde o kadar çok bereket olur” dedi.
KONYA ŞEKER, BİR ÖNCEKİ YILA GÖRE ÇİFTÇİYE % 10 DAHA FAZLA ÖDEME YAPTI
Konya Şeker, 2019 yılında çiftçiden şeker pancarı, süt, besi (büyükbaş/küçükbaş), yağlık ayçiçeği, fındık, mısır, patates, buğday, Antep fıstığı, soğan, yonca, sap balyası, üzüm, mısır silajı, havuç, elma, fasulye, nar, kırmızı mercimek, nohut, yeşil mercimek, tritikale, yağlık kanola, arpa, kavun, barbunya, bezelye, fiğ, karpuz, yem bezelyesi ve yulaf olmak üzere 32 kalem ürün aldı ve bunun karşılığında 2 Milyar 547 Milyon 216 Bin 503 TL ödeme yaptı. 2000’li yılların başında sadece şeker pancarı alımı yapabilen ve üreticisine 50 Milyon 894 Bin TL ürün bedeli ödeyebilen Konya Şeker, bölgede üretilmeyen fındık ve Antep fıstığı hariç tarımsal girdilerin tamamını bölge üreticisinden temin etti. Sözleşmeli ürettirdiği ürünler için avans desteği veren Konya Şeker, toplam ürün bedelinin yaklaşık üçte birini daha ürünü teslim almadan üreticiye avans olarak ödedi. Konya Şeker’in sözleşmeli ekim yaptırdığı pancar ve patates gibi ürünlerde avans ödemesinin ürün bedeline oranı %60’ı geçerken, toplam ürün bedeli ödemesi bir önceki yıla göre %10 arttı.
KONYA ŞEKER, 2019 YILINDA ÜRETİCİDEN 3 MİLYON 154 BİN 869 TON ŞEKER PANCARI ALDI
Üreticilere bitkisel üretim için 1 Milyar 750 Milyon 396 Bin 127 TL, süt, büyük ve küçükbaş besi için 796 Milyon 820 Bin 376 TL ödeme yapan Konya Şeker’in toplam tarımsal ürün ödemelerinde bitkisel üretimin payı %68,72 olurken, hayvansal üretimin payı % 31,28 oldu. Konya Şeker, Çumra Şeker Fabrikası yatırımını yapmasıyla birlikte bölge üreticisinden sadece Konya Şeker Fabrikasının olduğu döneme göre 2 kattan fazla şeker pancarı alımı gerçekleştirirken ülkemizde en çok pancar ekimi yaptıran, en çok pancar alımı yapan ve işleyen şirket unvanına da sahip. 2019 yılında üreticiden 3 Milyon 154 Bin 869 Ton şeker pancarı alan Konya Şeker, pancar bedeli olarak üreticisine 1 Milyar 140 Milyon 311 Bin 597 TL ödeme gerçekleştirirken bu bedel Konya Şeker’in tarımsal girdi ödemelerinin % 44,76’sını oluşturdu.
Alımını gerçekleştirdiği tarımsal ürünlerin arasına 2019 yılında 6 yeni ürün ekleyen Konya Şeker, yaptığı yatırımlarla başta şeker pancarı olmak üzere Konya’daki ayçiçeği, patates, mısır üretiminin katlanarak artmasını sağladı, bölgede ekimi yapılan buğday, arpa, mısır gibi geleneksel ürünlerde de yüksek tonajlı alımlara çiftçi lehine piyasaları regüle etti. Yaptığı yatırım ve uyguladığı fiyat politikasıyla Konya’da yıllık 50 Bin ton civarında seyreden ayçiçeği üretiminin 350-400 Bin tonlara çıkmasını sağlayan Konya Şeker, kurduğu dünyanın tek yerleşke içindeki en büyük et-süt entegre tesisiyle de bölge hayvancılığını hareketlendirmişti. Panagro Et-Süt Entegre Tesisleri yatırımı öncesinde Konya’nın toplam süt üretimi 700 Bin ton civarlarındayken 2018 sonunda bu rakam 1 Milyon 377 Bin 487 tona ulaşırken, büyük baş hayvan sayısı da 500 Bin civarından 2018 sonu itibariyle 920 bin 746 başa yükseldi. Bölgedeki üretimlerinin katlanarak büyümesini sağladığı ayçiçeği alımı için üreticisine 212 Milyon 502 Bin 319 TL ödeme yapan Konya Şeker, 477 Milyon 397 Bin 527 TL’si süt bedeli, 319 Milyon 422 Bin 829 TL’si büyük ve küçükbaş besi bedeli olmak üzere 796 Milyon 820 Bin 376 TL hayvansal ürün ödemesi yaptı. Bölge üreticisinden 107 Milyon 834 Bin 988 TL tutarında patates ve kuru soğan alımı yapan Konya Şeker mısır ve mısır silajı için 91 Milyon 48 Bin 692, meyve alımları için de 4 Milyon 89 Bin 823 TL ürün bedeli ödemesi yaptı.
KONYA ŞEKER’İN YATIRIMLARI SAYESİNDE EKONOMİ DE CANLANIYOR
Daha çok tesis, daha çok ürün diyerek yola çıktıklarını hatırlatan PANKOBİRLİK Genel Başkanı Recep Konuk, “Allah’a şükür üreticimize mahcup olmadık. Önce asıl işimizi yani şeker pancarı tarımını büyüttük. Sonra aldığımız ürün sayısını her yıl üstüne koyarak arttırdık. Yani daha çok ürüne ve daha çok üreticiye Konya Şeker güvencesi sunduk. Daha çok araziye iş bulduk, açığa ekim yapmak zorunda kalan üretici sayısını azalttık. 2019 itibarıyla alımını yaptığımız tarımsal ve hayvansal girdi sayısı 32’ye ulaştı. Bunlardan bölgede yetişmeyen ikisi hariç hepsini bölge çiftçisinden temin ediyoruz. Şimdi bunların üzerine bölgede ekonomik olarak üretilebileceklerini ilave edeceğiz ancak bunun yanında bir şey daha yapacağız, aldığımız ürünlerin tonajını arttıracağız. Odaklanacağımız noktalardan biri ve birincisi bu olacak. Yani daha çok süt, daha çok besi, daha çok buğday, daha çok mısır, arpa, patates, üzüm elma... Pazarlardaki payımız büyüdükçe bu üretime de yansıyacak ve üretim de bizim pazardaki büyümemizle senkronize bir şekilde artacak. Biz lokomotifleri raylara yerleştirdik artık o lokomotifin peşine vagonları ilave etmek öncelikle satıştaki, ihracattaki becerileriyle bizim arkadaşlarımızın sonrasında da artan talep için daha fazla üretecek üreticimizin işi. Yani daha çok üretmek ve üreticimizin tarımsal gelirini katlayarak büyütmek artık bizim elimizde, üreticinin kendi elinde. Ürün çeşitliliği bu kadar artmayacak, açığa ekim devam edecek ve üreticinin ürettiği ürün değerini bulamayacaktı. Bizim üreticimizin tarlaya attığı tohumun hem miktarı artıp hem de çeşidi çoğalınca hem üreticinin ekonomisi büyüdü hem de o tarlaya atılan tohumlar büyük bir ekonomik zincir oluşturdu. Fabrikalar, üretim tesisleri hep o tarlaya atılan tohumla çalışıyor yani fabrikaların üretim şalteri, üreticimizin tohumu tarlaya atmasıyla kalkıyor, yaklaşık 19 Bin kamyonun tekeri o atılan tohumla dönmeye başlıyor. Yani en az 19 Bin kamyoncu da üreticinin ürününü tarladan fabrikalara, fabrikada üretileni bölge depolarına, distribütörlere taşıyor. Şehir içi market, bakkal, esnaf, lokanta dağıtımlarını saymadan söylüyorum, çiftçimizin kendi traktörleriyle ürün getirmek için fabrika nizamiyesinden girişler hariç kantarlardan, tarladan hammadde nakliyesi için 100.000 kamyon nizamiyelerimizden fabrikalarımıza giriyor, üretilen ürünleri ülkenin dört bir yanına ulaştırmak için de her yıl 250.000 kamyon nizamiyelerimizden çıkıyor. Yani ürün getirmek ve götürmek için ortalama 150 Milyon km’den her yıl 350.000 kamyon seferi yapılıyor tesislerimizden. Bu kamyonların ürün getirmek ve dağıtmak için kat ettiği mesafeleri uç uca ekleseniz dünyanın çevresini 3.750 kez dolaşıyorlar. Üreticimize ödediğimiz 2 Milyar 547 Milyon 216 Bin 503 TL’lik tarımsal girdi nakliye sektöründe de geçtiğimiz yıl 300 milyon TL’lik iş hacmi üretti. Yani tarlada başlayan bir hareket esnaf ayağını, market, bakkal, lokanta, büfe ayağını da düşündüğünüzde devasa bir zinciri harekete geçiriyor. İşin özü tarlada ne kadar çok hareket olursa hem tarlada hem devasa zincirde o kadar çok bereket olur” diye konuştu.