Güncelleme Tarihi:
Herkes Çin’le rekabet etmenin güçlüğünü anlatırken oraya gidip yatırım yapmış, Kamboçya’da 4 fabrikada konfeksiyon üretimine başlamış çılgın bir Türk’ü yıllarca sağdan soldan duydum. İlk olarak, 2002-2009 yılları arasında Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanıyken Kürşad Tüzmen’den bir efsane gibi dinlemiştim. Sonra bir alışveriş merkezine gittiğinizde karşınıza çıkan global moda markaları var ya, işte onları kapıdan kovan bir üretici olarak sözünü etti kimi işadamları. Ve nihayet Kiğılı’nın Guangzhou’da açtığı mağazanın ortağı olarak kendisiyle tanışma imkânı buldum. Kelli felli bir adam beklerken henüz 41 yaşında, sakin, rengarenk giyinen biri çıktı. Insight Group Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Alperen’dan söz ediyorum. İsmini aklınızın bir kenarında tutun.
· Siz kimsiniz? Serüveniniz nerede, nasıl başladı?
- Ailem aslen Rizeli. Babam memur olduğu için Erzurum’daymışız ama ben Kars’ta doğmuşum. Sonra hep Bursa’daydık. Spor hocası olan ağabeyimin dokuma tezgâhı vardı. Okuldan çıkar orada çalışırdım, masracılık bile yaptım. Ben 9 yaşımdan sonra hep çalıştım.
· Okul?..
- Ortaokul mezunuyum. Ailede herkes çalışıyordu ben de çalışmak istedim. Ağabeyim spor malzemeleri üretmeye başladı. 1994’te Adidas’ın Uzakdoğu sporları ürünlerinin distribütörü olduk. 24 yaşındaydım 1996’da Kore’ye gittim, Adidas’ı gezdim. Çok etkilenmiştim. Bursa’da konfeksiyon ihracatına başladık. Hollanda ve Almanya’ya ihracatımız çok artınca Avrupa’da şirket kurmanın faydalı olacağını düşündüm. Yıl 1998’di...
26 YAŞINDA KENDİ KANATLARIYLA
· Pek çok insanın bilgisayar oyunu oynadığı bir yaşta, 26, siz bunu mu düşündünüz?
- Bir kelime Almanca bilmeden Almanya’ya gittim. Almanya’ya ihracatımı kolaylaştıracak bir şirket, sonraki yıl Bursa’da kendi konfeksiyon fabrikamı kurdum. Spor malzemeleri üretip satıyorduk. Basit şeyler üretiyorduk. Moda ile tanışmam, 2001’de Alman Schustermann & Borenstein’in sahibinin ziyaretiyle oldu. Kaderimi değiştiren odur. Onların erkek ürünlerini yapmaya başladık. Diğer Almanları da hep onlar yönlendirdi. Onlardan aldığımız know-how ile geliştik. 2001’de Merter’de üretime başladık. Sonraki hedefim tasarım, koleksiyon ve kaliteydi. 2003’te Asya’dan mal almaya başladık. 2004’te Guangzhou’da yerleşik olma kararı verdim. 2005-2006’da Çin’in ucuz üretici olarak kalamayacağını gördüm ve Kamboçya’nın yolunu tuttum.
· Sizin için birkaç milyar dolar büyüklüğe sahip bir dev diyorlar.
- Yılda 10 milyon pantolon, 6 milyon gömlek, 2.5 milyon mont üretiyoruz. Aksesuvar, çanta, vs. bunları saymıyorum bile.
Türk markaları satın alabiliriz
· Türk markalar global olarak büyümek için ortaklıklara, yatırıa açıklar. Siz böyle bir yatırım düşünür müsünüz?
- Bize Türkiye’den bazı markalardan bu tür yaklaşımlar oldu. Sadece Türkiye değil Avrupa’dan bile ortak olmak isteyen markalar var. Tekstil dışındaki alanlarda da teklifler geliyor. Türküz, zaman içinde Türkiye’ye dönmek isteriz. Bunun için iyi bilinen bir Türk markasına ortak olmak veya, satın almak en büyük hedefimizdir.
· Kiğılı markasını Çin’e taşıdınız. Hedefleriniz nelerdir?
- Kiğılı ile uzun zamandır çalışıyoruz ve cok mutluyuz. Şimdi daha güçlü ve yeni bir işbirliği yaptık. Çin’de Kiğılı markası ile büyüme hedeflerimiz var. Birlikte Asya pazarında çok iyi bir yere geleceğimize inanıyoruz.
İyi ekip kur, paylaş küçük hesap yapma
· Genç yaşta büyük riskler altında çabalamışsınız. Nereden ne öğrendiniz?
- Her şeyi kafamızı vurarak, dayak yiyerek öğrendik. Ringe çıktık boksu sonra öğrendik. Ama 2004’ten sonra bir kuruş kaybetmedim. Hep iyi ekip seçtim. Ve iyi çalışanı ortak aldım, onu da şirketin sahibi yaptım. Paylaşmayı bilmek lazım. Hiç bilmediğim bir ülkeye giderken, orada yerleşik, işin ehli insanlarla ortak oldum. Asla küçük hesap yapmadım.
Uzakdoğu’da toplam 13 bin çalışanı var
· Çin’e, Kamboçya’ya nasıl gittiniz?
- 2003 sıraları Merter fabrikasında Zara gibi devlere de üretiyorduk. Artık Türkiye’de fiyatları tutturmak zorlaşıyordu. 2005’te de ihracat kotaları kalkacaktı. Müşteriler fiyat tutturamayacağımız konusunda uyarıyor, Çin’e, Bangladeş’e dikkat çekiyorlardı.
· Ve siz geleceği gördünüz.
- Çin’den mal alıyordum. 2004’te Guangzhou’da Çinli bir ortakla yatırım kararı aldım. Merter’deki fabrikamın önünde havalı tipler, moda devlerinin temsilcileri beklerdi ama o yıl Türkiye’deki üretimimi 10 milyon Euro zararla kapattım. İrşat Kanca ile ortak oldum. Aynı yıl Almanya’da da ürün tedariği için bir şirket kurduk. Çin’de kemer, cüzdan, aksesuvar üreten bir firmaya ortak olduk. Sonra fabrikalar kurduk.
· Şu anda Çin ve Kamboçya’da kaç yerde üretiminiz var?
- Çin Guangzhou’da 60 bin metrekare büyüklüğünde fabrika ve showroom’un olduğu Weibo şirketimizde 1600 kişi çalışıyor. Çin Fucian’da 35 bin metrekarede 2000 çalışan var. Guangzhou’da deri, aksesuvar, çanta, Fucian’da gömlek, mont üretimi var. Kamboçya’ya 2008’de gittik. Evergreen firmasının ortağı olduk. Sonra dünyanın en ileri teknolojisine sahip üç fabrika kurduk Kamboçya’da. Juki, bunları dünyaya örnek olarak anlatıyor. Bu iki fabrikada da İrşat Kanca ile ortağım. Kamboçya’da 10 bin çalışanımız var.
· Yatırımlarınızın toplamı nedir?
- Şimdi hepsini sıfırdan yapmak yüzlerce milyon dolara mal olur ama parayla satın alamayacağın bir tecrübe var. Tüm Uzakdoğu’nun en büyük Türk yatırımcısıyız.