Köhler: Program için siyasi birlik şart
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 13, 2001 10:18
Uluslararası Para Fonu IMF'nin Başkanı Horst Köhler, hükümete programın siyasi birlik içinde en güçlü şekilde uygulanması gerektiği tavsiyesinde bulundu
Uluslararası Para Fonu IMF'nin Başkanı Horst Köhler, İcra Direktörleri Kurulu'nun Türkiye'ye 1.5 milyar dolarlık ikinci kredi dilimini onaylamasının ardından yaptığı açıklamada, Türk hükümetine birlik içinde programı mümkün olduğu kadar güçlü şekilde uygulaması çağrısında bulundu.
Köhler, yazılı açıklamasında, Türk hükümetinin programı uygulama yolunda güçlü ve kapsamlı çabalarını överken, bazı önlemlerin uygulanmasındaki belirsizliklerin, gecikmelere yol açtığını söyledi.
Köhler, bundan sonra programın harfiyen uygulanmasının faiz oranlarını düşüreceği umudunu dile getirdi. Köhler açıklamasında şunları söyledi:
"IMF, sekizinci gözden geçirme işleminin tamamlanmasını onaylarken, Türk hükümetinin güçlendirilmiş programı uygulama yolundaki güçlü ve kapsamlı çabalarını tebrik etmektedir. Ekonomiyi yeniden yapılandırma ve Türkiye'nin ekonomik temellerini ilerletme yolunda önemli mesafe katedilmiştir.
Ancak bazı önlemlerin uygulanmasına ilişkin belirsizlikler, programdan tam yararlanılmasını geciktirmiştir. İleriye bakıldığında IMF, programın, siyasi birlik içinde mümkün olduğu kadar güçlü şekilde uygulanması çağrısında bulunmaktadır. Bunun sağlanması ve IMF'nin tam desteği, Türkiye'yi düşük enflasyon ve sürdürülebilir büyümeye götürebilecek en iyi yoldur.
FİNANS SEKTÖRÜNDEKİ REFORMLAR ETKİLEYİCİ
Finans sektörü reformu alanında ilerleme etkileyici olmuştur. Devlet bankalarının ve müdahale edilen özel bankaların yeniden yapılandırılması konusunda kararlı adımlar atılmıştır. Bu da, para piyasalarının ve yönetiminin ilerletilmesinde daha fazla istikrar sağlanmasına katkıda bulunacaktır.
Hükümet, özel bankaların gereken sermayeye sahip olmalarının sağlanması ve finans sektöründeki herhangi bir probleme hızlı ve azimli şekilde tepki verme konusunda çabalarını sürdürmeye kararlıdır.
Sürdürülebilir yapısal reformlar, ekonomik başarı şansının artması ve devletin ekonomideki rolünün küçültülmesinde kilit önemdedir. Yönetimin geliştirilmesi ve mali şeffaflık yönünde yakın zamanda atılan adımlar büyük memnuniyetle karşılanmıştır ve bunların uygulanmaya devam etmesi, reform çabalarının inanılırlığını daha da artıracaktır."
Köhler sözlerine şöyle devam etti: "Programda para politikasının idaresinde daha fazla şeffaflık, piyasa katılımcılarına parasal koşulları değerlendirmelerinde ve enflasyona yönelik beklentilerini belirlemekte yardım edecektir. Programdaki parasal hedeflere ulaşmaya devam edilmesi, hükümetin mümkün olan en erken zamanda resmi enflasyon hedefini belirleme hazırlıklarının sürdüğü önümüzdeki dönemde de önemli olacaktır.
Kamu işçilerine yapılan zamlar ve buğday taban fiyatı kararlarının etkileri yakından izlenmelidir ve gelir politikası güçlendirilmelidir. Genel olarak bakıldığında programın harfiyen uygulanmasının, faiz oranlarını şu andaki yüksek seviyelerden aşağıya düşürmesi ve programın başarısını sağlaması gerekmektedir."
IMF KREDİLERİ
Türkiye'ye Aralık 1999'da başlatılan 3 yıllık Stand-By programı çerçevesinde IMF'nin ayırdığı kredi toplamı, 19 milyar doları buluyor. Bunun 4 milyar doları, Aralık 1999'da, 7 milyar doları Kasım krizinden sonra Aralık 2000'de, 8 milyar doları da 15 Mayıs'ta ayrıldı.
Türkiye şimdiye kadar, IMF'den 19 milyar doların 9 milyar dolarını çekti. IMF İcra Direktörleri Kurulu'nun son onayladığı 1.5 milyar dolar yeni kredi diliminin de çekilmesiyle bu rakam 10.5 milyar dolara ulaşacak.
Köhler, yazılı açıklamasında, Türk hükümetinin programı uygulama yolunda güçlü ve kapsamlı çabalarını överken, bazı önlemlerin uygulanmasındaki belirsizliklerin, gecikmelere yol açtığını söyledi.
Köhler, bundan sonra programın harfiyen uygulanmasının faiz oranlarını düşüreceği umudunu dile getirdi. Köhler açıklamasında şunları söyledi:
"IMF, sekizinci gözden geçirme işleminin tamamlanmasını onaylarken, Türk hükümetinin güçlendirilmiş programı uygulama yolundaki güçlü ve kapsamlı çabalarını tebrik etmektedir. Ekonomiyi yeniden yapılandırma ve Türkiye'nin ekonomik temellerini ilerletme yolunda önemli mesafe katedilmiştir.
Ancak bazı önlemlerin uygulanmasına ilişkin belirsizlikler, programdan tam yararlanılmasını geciktirmiştir. İleriye bakıldığında IMF, programın, siyasi birlik içinde mümkün olduğu kadar güçlü şekilde uygulanması çağrısında bulunmaktadır. Bunun sağlanması ve IMF'nin tam desteği, Türkiye'yi düşük enflasyon ve sürdürülebilir büyümeye götürebilecek en iyi yoldur.
FİNANS SEKTÖRÜNDEKİ REFORMLAR ETKİLEYİCİ
Finans sektörü reformu alanında ilerleme etkileyici olmuştur. Devlet bankalarının ve müdahale edilen özel bankaların yeniden yapılandırılması konusunda kararlı adımlar atılmıştır. Bu da, para piyasalarının ve yönetiminin ilerletilmesinde daha fazla istikrar sağlanmasına katkıda bulunacaktır.
Hükümet, özel bankaların gereken sermayeye sahip olmalarının sağlanması ve finans sektöründeki herhangi bir probleme hızlı ve azimli şekilde tepki verme konusunda çabalarını sürdürmeye kararlıdır.
Sürdürülebilir yapısal reformlar, ekonomik başarı şansının artması ve devletin ekonomideki rolünün küçültülmesinde kilit önemdedir. Yönetimin geliştirilmesi ve mali şeffaflık yönünde yakın zamanda atılan adımlar büyük memnuniyetle karşılanmıştır ve bunların uygulanmaya devam etmesi, reform çabalarının inanılırlığını daha da artıracaktır."
Köhler sözlerine şöyle devam etti: "Programda para politikasının idaresinde daha fazla şeffaflık, piyasa katılımcılarına parasal koşulları değerlendirmelerinde ve enflasyona yönelik beklentilerini belirlemekte yardım edecektir. Programdaki parasal hedeflere ulaşmaya devam edilmesi, hükümetin mümkün olan en erken zamanda resmi enflasyon hedefini belirleme hazırlıklarının sürdüğü önümüzdeki dönemde de önemli olacaktır.
Kamu işçilerine yapılan zamlar ve buğday taban fiyatı kararlarının etkileri yakından izlenmelidir ve gelir politikası güçlendirilmelidir. Genel olarak bakıldığında programın harfiyen uygulanmasının, faiz oranlarını şu andaki yüksek seviyelerden aşağıya düşürmesi ve programın başarısını sağlaması gerekmektedir."
IMF KREDİLERİ
Türkiye'ye Aralık 1999'da başlatılan 3 yıllık Stand-By programı çerçevesinde IMF'nin ayırdığı kredi toplamı, 19 milyar doları buluyor. Bunun 4 milyar doları, Aralık 1999'da, 7 milyar doları Kasım krizinden sonra Aralık 2000'de, 8 milyar doları da 15 Mayıs'ta ayrıldı.
Türkiye şimdiye kadar, IMF'den 19 milyar doların 9 milyar dolarını çekti. IMF İcra Direktörleri Kurulu'nun son onayladığı 1.5 milyar dolar yeni kredi diliminin de çekilmesiyle bu rakam 10.5 milyar dolara ulaşacak.