Güncelleme Tarihi:
Doblo ile atağa geçen Tofaş, pazarda payını daha da büyütmek kadar ortağı Fiat'ı da etkilemek istiyor. Tofaş Murahhas Azası Jan Nahum, ‘‘Doblo'nun başarısı Fiat'ın yeni modellerini Türkiye'de üretme kararını etkileyecek. Bu konuda Brezilya ile yarışıyoruz’’ dedi.
KOÇ Grubu’na bağlı Tofaş Oto Murahhas Azası Jan Nahum, bu yıl ağustos ayında üretimine başladıkları Doblo ile, hem pazardaki etkinliklerini artırmayı, hem de ortakları Fiat'ı etkilemeyi hedeflediklerini açıkladı. Doblo'nun iyi bir başlangıç yaptığını vurgulayan Nahum, ‘‘Staretejik planımız ihracatta da, iç pazarda da ortağımıza avantajlı bir üretim merkezi sunmak. Bütün amacımız Fiat'ın daha çok modelini Türkiye'de üretebilir hale gelmek’’ dedi.
Bu yıla başlarken yaptıkları ilk projeksiyona göre 70 bin adetlik satış ve yüzde 20 pazar payı öngördüklerini belirten Jan Nahum, ‘‘Görünen şu ki 88-90 bin adet civarında satış yapacağız. Krize rağmen hedefimizin üzerine çıktık ve yüzde 20'lik pazar payı hedefini tutturduk’’ dedi. Yılın son ayına ilişkin hesaplarının ise bozulduğuna dikkat çeken Nahum, ‘‘Bu ay 13-14 bin araç satmayı planlıyorduk, ama 7 bin satabileceğiz. Stokları büyük kampanyalarla eritmeye çalışıyoruz, yine de 7 binlik bir stokla ocak ayına gireceğiz’’ diye konuştu.
PAZARA YETİŞEMİYORUZ
Doblo'yu tüm Avrupa'ya ihraç etme hedefleri olmasına karşın şimdilik sadece İtalya'ya ihraç edebildiklerini belirten Nahum, o nedenle kapasite artırımına gideceklerini açıkladı. Nahum, Doblo satışları hakkında şu bilgiyi verdi:
‘‘Şu anda günde 230 adet Doblo üretiyoruz, 22 günden hesaplasak ayda 5 bin civarında üretim demektir. İki haftadır içeriye hiç satışımız yok, yüzde 100 ihracata çalışıyoruz. Şubat ayına kadar üretimimizin tamamını sattık. Krize rağmen iç pazarda satışımız 2 bin 500 adet civarında. Bin adet ek araç programladık, o da satıldı gibi. Dışarıya 12 bin 500 adet ihracatımız olacaktı. Bunun 500'ünü yetiştiremedik. İlk üç ay için 6 bin 500 adetlik ek bir ihracat sipariş var. Önümüzdeki yıl diğer Avrupa ülkelerine de ihracat yapmayı programlıyoruz ama ne iç pazarı, ne İtalya pazarını daha doyuramadık. O nedenle kapasitemizi artıracağız, marta kadar ayda 10 bin adete çıkaracağız. Bizim yatırımımız şu anda yılda 80 bin civarında üretime imkan veriyor, yeni yatırımla bunu 95 bin adet civarına çekeceğiz.’’
Jan Nahum, 2001 yılı hedefinin 70-80 bin adet Doblo ihraç etmek olduğunu açıklarken, mart ayında Doblo Panorama'nın da lansmanın yapılacağını kaydetti. Nahum, Doblo'nun 35 civarındaki versiyondan şu anda ancak 4'ünü üretebilen Tofaş'ın bu sayıyı artırma planları yaptığını da kaydetti. Bunun dışında önemli bir lansmanlarının Punto olacağını hatırlatan Nahum, ‘‘Bunu yılın başında yapmayı düşünüyorduk ama takvimi aralık ayı satışlarına, yani stoklarımızın erimesine bağlı. Punto'nun satışa sunumunu baharda yapmayı düşünüyoruz’’ dedi.
Yılın ilk üç ayını ihracat ağırlıklı geçireceklerini, Palio, Palio Weekend'in yanı sıra Mısır'a 131 serisinin ihracatının sürdüğünü belirten Nahum, mart ayı sonuna kadar üretimin yüzde 70'ini ihraç edeceklerini söyledi. 2001 yılı için daha önce, 180 bin adetlik üretimin ihracat ve iç pazar için eşit satış payları öngördüklerini belirten Nahum, ‘‘Ancak şimdi yüzde 60 ihraç, yüzde 40 iç pazar gibi bir düzenleme yapmak durumundayız’’ dedi.
Doblo'nun Tofaş'ın gelecek yıllara ilişkin stratejilerinde büyük bir önemi bulunduğuna dikkat çeken Jan Nahum, bunu şöyle anlattı:
‘‘Bizim stratejik planımız, ihracata yönnelik olsun, iç pazara yönelik olsun ortağımıza avantajlı bir üretim merkezi sunmak. Doblo ile iyi bir iş yapacağız ki ortağımıza 'Türkiye'ye gelmekle iyi yaptım' dedirtebilelim. Durmadan çalışıyoruz, bütün amacımız Fiat'ın daha çok modelini Türkiye'ye getirip, ihracat yapabilmek. Yeni modelleri kapabilmek için Polonya ile, İtalya ile, Brezilya ile rekabet halindeyiz. Uzun vadede kapasitemizin yetmeyeceği kadar üretimi zorlamak, yeni kapasite yatırımlarına zorlanmak istiyoruz. Ortağımıza yeni kararlar aldırmak için uğraşıyoruz. Odaklandığımız modeller var, 2005'le birlikte bunları yapabilmek için çalışıyoruz.’’
Opel zaten gidecekti
Opel'in Türkiye'den gidişinin kendileri için sürpriz olmadığını belirten Jan Nahum, şunları söyledi: ‘‘Opel Türkiye pazarı için geldi, yaptığı yatırım montaj ağırlıklıydı. Küçük kapasiteliydi, yerli ortağı yoktu. Yerli görüntüsü içinde tüketici üzerinde bırakacağı etkiyle hedefi pazar payını artırmaktı. 10 yılda pazar payını istediği yere getirdi, yatırımı da köprü başını tutma misyonunu tamamladı. Kapattı gidiyor. İlk günden beri biz politikasının ne olduğunu biliyoruz, hiç şaşırtıcı olmadı. Söylemese bile herkes gidişini krize yoracağını bilerek, bir imaj kaybına uğramadan gitti. Herkes 'hay allah yabancıyı kaçırdık’’ diyor. Opel krizden dolayı gitmedi ki, kriz gidişini kolaylaştırdı.''
Otomotiv sektörü şekil değiştiriyor
JAN Nahum'un sektöre ilişkin tespitleri şöyle:
Yıla başlarken pazarın bu kadar büyüyebileceğini, rekor yılı olacağını ummuyorduk. Yılın başında yeterince ürün arz edebilseydik satışlar daha yüksek olabilirdi.
Nasıl bu yılın potansiyelini göremediysek, krizi de göremedik. Bizim sektörde en çok satış aralık ayında yapılır. Krizi göremediğimiz için elimizde önemli miktarda stok kaldı.
Yıla başlarken öngörümüz toplam 350-360 binlik satış olacağıydı. Yıl ortasında 480 binlere revize ettik. Ama görünen 440 binlerde kalacağı. Yılbaşındaki öngörümüzden yüksek ama 1993 seviyesini aşamadık.
2001 yılına ilişkin ilk projeksiyonlar satışların 480 bin adet civarında olacağıydı. Şimdi biz bunu 400-430 binlere çektik. Bu yılki bir sıçrama beklemiyorduk zaten. Yine de geçen yıl 2000 yılı için yaptığımız projeksiyondan iyi.
2001'in ilk üç ayı pazar daralacak. Ama Türkiye için öngördüğümüz yüzde 3'lük büyümenin paralelinde yıl sonuna doğru toparlanacak.
Pazardaki en büyük değişiklik ithal markaların payının yüzde 50-55 olması. 2001'de de bu civarlarda olacak, ithalatın düşmesi için bir neden yok.
İthalat, üreticilerin ihracattaki etkinliğini artırmasını getiriyor. Renault'un durumu belli, bizim Doblo ile hedefimiz belli. Bir yıl sonra Otosan devreye girecek, o da ihracata dönük bir proje. Görünen o ki otomotiv sanayi şekil değiştiriyor.
Türkiye pazar olarak büyük ama, sakın ha başka kimse gelmesin. Kapasite 800 bin, pazar 400 bin. Yarısı da ithalatla karşılanıyor. İç üretime topu topu 200 bin araba kalıyor. Yeni yatırımcının gelmesi Türkiye için sağlıklı değil, rekabet gücümüzü düşürür.
Yabancılar çok ucuz fiyatlarla pazar payı kapmaya çalışıyor, başarıyorlar da. İşte Opel başardı, gitti. Kapılarımız tamamen açık olduğu için rekabet ithal-yerli kavgası gibi değil de, markalar arasında sürüyor. Kavganın şekli değişti.
Uzun vadeli projeksiyonlara göre, Türkiye'de bin kişiye düyen otomobil sayısı 60-70 seviyesinden, 110-120'ye çıkacak. Yani pazarda 700-800 bin araç satılacak. Ama ithalatın oranı bu seviyelerde kalacak.