Koç’a iki yerli tepki

KOÇ Holding CEO’su Turgay Durak’ın geçen hafta Başbakan Erdoğan’ın istediği ‘yerli otomobil’ için ‘Rantabl değil’ açıklamasının ardından önceki akşam Mustafa Koç’un ‘Yerli oto ticari bir intihar olur’ yorumu hükümetin tepkisini çekti.

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, “Mustafa bunları bizim anladığımız şekilde söylediyse, bu ne Koç’a yakışır, onu da kınarım. Böyle bir laf söylediyse maksadını aşmıştır” derken, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün ise, “Bu işe gireceğini söyleyenler önce ‘yerim dar’ sonra yenim dar’ diyor. Oynamak istemiyorsan senin yerine başkası oynar” yorumunu yaptı

FAZLA NAZ AŞIK USANDIRIR
Türkiye Otomotiv Sektöründe 2. Ar-Ge Proje Pazarı ve Otomotiv Komponent Tasarım Yarışması’nın Bursa’da düzenlenen ödül töreninde konuşan Zafer Çağlayan, yerli otomobil konusunda özel sektöre de şarkı ile gönderme yaptı. Çağlayan, “Fazla naz aşık usandırır diye bir şarkı var. Sektör artık naz yapmayı bırakmalı ve Türkiye artık kendi otomobilini üretmeli. Türk otomotiv sektörü ve yan sanayi içinde bulunduğu pozisyonu da tersine çevirdi. Hafif ticariye de katma değeri yüksek olduğu için daha fazla güveniyorum. Güney Kore’den Çek Cumhuriyeti’nden ne eksiğimiz var? Otomobilin adı Ahmet, Mehmet veya Veli olmuş önemli değil” diye konuştu.

GÖBEK BAĞI OLABİLİR
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç’un önceki gün yaptığı “Yerli otomobil, ticari intihar olur” açıklamasını da değerlendiren Çağlayan, “Ben de sanayici bir mühendisim. Tabi ki yurtdışı firmalarla göbek bağı olabilir. Biz de bu bağı koparmak için Türkiye’de yerli otomobilin üretilmesini istiyoruz. Koç bugünkü büyümesini Türkiye’ye borçlu. Türkiye’nin marka değerinden bütün şirketlerimiz faydalanıyor. Ben bu konuyu kendisiyle görüşeceğim. Bu lafı hangi şartlarda söyledi bilmiyorum. Eğer böyle bir laf söylediyse maksadını aşmıştır. Bu ifadeyi asla kabul etmem ona da yakıştırmam.”

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün ise, Koç’un açıklamalarına ilişkin şu açıklamayı yaptı: “Biz sektöre, ‘siz yapın biz önünüzü açalım kardeşim’ diyoruz. Yani sektör, ‘Ben adım atmak istiyorum, yerimi açın’ dediği zaman biz yerini açıyoruz ama ‘yerim dar’ diyorsun, yerini açıyoruz, sonra da ‘yenim dar’ diyorsun. Bu da şunu gösteriyor. ‘Yerim mi dar, yenim mi dar’ tartışmasını bir kenara bırak. Senin oynamaya niyetin var mı yok mu? Onu söyle. De ki ‘Benim oynamaya niyetim yok.’ Hiç ‘Yerim dar, yenim dar’ deme. Oynamaya niyetin yoksa ‘Ben oynamayacağım’ dersin olur biter. Başkası oynar. Sen oynamazsan başkası oynar.”

Ne olur icat çıkarın  diye yalvarıyoruz

TÜRKİYE’de üretim yapan markaların Türk otomotiv sektörünü hamal gibi kullandığına dikkat çeken Çağlayan, şu değerlendirmeyi yaptı: “Türkiye’de lisansla üretim yapan şirketler, yerli üreticiye hamallık yaptırıyor. Teknolojiyi vermeyip, kendisi üretip bize satmak istiyor. Gelin bu göbek bağından kurtulalım. Tasarım, inovasyon ve Ar-Ge çok daha fazla ağırlık vermemiz gereken bir konu. Eskiden biz her şeyi kendimiz yapardık. Büyüklerimiz bize ‘icat çıkarma’ derdi. Şimdi biz size ‘ne olur icat çıkarın’ diye yalvarıyoruz” dedi. Bu bize yeni hedefler yeni görevler yüklüyor. Cumhuriyet’in 100’üncü kutlama yıldönümünde Türk malı otomobillerden oluşan bir konvoy geçerken, gökyüzünde Türk malı uçakların uçtuğunu düşünün. Bunlar hayal değil.”

‘İsmail YK’ ile Merkez’i eleştirdi

EKONOMİ Bakanı Zafer Çağlayan, muhafazakar olmakla suçladığı Merkez Bankası’nın politikalarını İsmail YK’nın şarkısıyla eleştirdi. Türkiye’nin girişimci ruhunun farkında olduğunu söyleyen Zafer Çağlayan, “Merkez Bankası’nın politikalarını eleştirmeye devam edeceğim. Çünkü aklıma hep bir şarkıcının şarkısı geliyor. Bas gaza Türkiye bas gaza, kim tutar seni bas gaza… Türkiye bir yarış otomobili gibi. Bugün gaza basmayacaksın da ne zaman basacaksın” dedi. Avrupa’nın küçüldüğü bu dönemde Türkiye’nin daha hızlı koşması gerektiğini belirten Çağlayan, “2008 yılında ABD’de başlayan kriz şirketlerin olduğu gibi balıkların bile davranış biçimini değiştirdi. Artık büyük balık küçük balığı değil, hızlı balık yavaş balığı yutuyor” diye konuştu.