Güncelleme Tarihi:
Koç Topluluğu'nun Bizden Haberler Dergisi'ne dünya ve Türkiye ekonomisi ile Koç Topluluğu'nun 2012 değerlendirmesi ve 2013 beklentilerini anlatan Koç, küresel kriz sonrasında uygulanan sıkı bütçe politikalarının Avrupa'nın büyümesinde önemli bir engel olarak durduğunu belirtti. Avrupa Birliği'ndeki (AB) karmaşık karar alma mekanizmalarının ekonomideki sorunların çözümü konusunda hızlı adımlar atılmasını zorlaştırarak krizin uzamasına neden olduğunu ifade eden Koç, şunları kaydetti:
“Geçen senenin yaz aylarına kadar Avrupa Merkez Bankası'ndan, örneğin Fed'in yaptığına benzer şekilde ekonomiyi destekleyici önlemler gelmemesi Avrupa'da krizin derinleşmesine ve uzamasına neden olmaktaydı. Ancak, yaz aylarından itibaren yeni başkan Draghi yönetimindeki Avrupa Merkez Bankası çok daha etkin ve proaktif bir politikayla piyasalardaki havayı bir nebze olsun yumuşatarak, politikacılara kalıcı çözümleri devreye sokma konusunda fırsat yarattı.”
Avrupa'da kalıcı bir toparlanmanın olması için sadece merkez bankası politikalarının yeterli olmayacağının vurgulayan Koç, “Gerek Avrupa Birliği düzeyinde, gerekse ülkeler nezdinde ihtiyaç duyulan yapısal reformların ve düzenlemelerin bir an önce hayata geçirilmesi gerekiyor. Bu esnada, kamu maliyesindeki disiplinden taviz vermemek ve bankacılık sektöründeki sorunu da çözmek durumundalar. Bunların hepsini bir araya koyduğumuzda, 2013 yılında Avrupa genelinde güçlenen bir ekonomik ortam beklememek gerekiyor” dedi.
Koç, Avrupa'nın içinde bulunduğu krizden çıkması için AB'nin günümüz şartlarında kendini yeniden yapılandırmasının gerektiğini vurguladı. Avrupa'nın ortak vizyondan uzak bir politika uyguladığını ifade eden Koç, Almanya ve Fransa başta olmak üzere bazı ülkelerin çok daha sıkı bir ekonomik-politik arzu ederlerken, İngiltere ve İsveç gibi bazı ülkelerin çok daha gevşek bir AB hedefinde olduklarını belirtti. Böyle bir ortamda Avrupa'yı ileriye taşıyabilecek reformları hayata geçirmenin oldukça zor olduğuna değinen Koç, şunları aktardı:
“İlk etapta, parasal birliği destekleyen kurumsal çerçevedeki yapısal eksiklikleri ortadan kaldırmaya çalışmak gerekiyor. Ayrıca, özellikle çevre ülkelerde ekonomilerin küresel anlamda rekabetçilik kazanabilmesi için çok kapsamlı yapısal reformların yapılması gerekiyor. Yine de tüm bu gelişmelere iyimser bir bakış açısıyla yaklaşılması gerekiyor. Böyle bir Avrupa'da, Avro Bölgesi'nin dağılması gibi bir durum da elbette söz konusu olmaz. Ancak, eğer bunlar sağlanamazsa, Avrupa'nın kendisini yeniden şekillendirmesi söz konusu olacaktır.”
“İhracatı çeşitlendirmeye devam edilmeli”
Mustafa V. Koç, gelişmiş ülkelerdeki ekonomik zayıflığın 2012 yılının ilk yarısında başta Çin olmak üzere birçok ülkeyi etkilediğini anımsattı. Ancak yılın ortalarından itibaren Çin, Brezilya ve diğer birçok gelişmekte olan ülkede para politikalarının gevşetilmesi, gerekse kamu harcamalarının artırılması yoluyla ekonomilere destek sağlandığını kaydeden Koç, bunun olumlu etkilerinin Çin'de görülmeye başlandığını belirtti. Buna rağmen büyümenin yüzde 5'ler düzeyinde kalacağını ifade eden Koç, “Bu nedenle Türkiye kendi ihracatını arttırabilmesi için hızlı gelişen pazarlara yönelmeli ve ihracatını coğrafi olarak çeşitlendirmeye devam etmesi gerekiyor” dedi.
Koç, gelecek dönemde gelişmekte olan ülkelerde görülen göreli yavaşlamanın ortadan kalkacağını ve bu büyümenin Türkiye için de önemli fırsatlar yaratabileceklerine dikkati çekti.
2013'te büyümenin geçen seneye göre bir miktar hızlanarak yüzde 4,5 civarında olmasını beklediklerini ifade eden Koç, bu yıl geçen yıla kıyasla iç talep ağırlıklı bir gelişim olabileceğini kaydetti. Bu düşüncesinin ardındaki nedenlerin başında faizlerin 2013'te bir önceki seneye göre daha düşük düzeylerde kalacağı beklentisinin geldiğini aktaran Koç, şu değerlendirmelerde bulundu:
“2012'nin ilk yarısındaki sıkı para politikasını yılın ikinci yarısında gevşetmeye başlayan Merkez Bankası'nın, 2013'te de genel olarak ekonomiyi destekleyici bir para politikası uygulayacağını tahmin ediyorum. Bu sene iç talepteki yavaşlama neticesinde cari açıkta sağlanan hızlı düşüş, enflasyonun son aylarda mutedil bir seyir izlemesi ve finansal piyasalardaki istikrarlı görünüm, Merkez Bankası'nın faizleri düşük tutmasına olanak sağlıyor. Bu durum yaz aylarından sonra ciddi ölçüde zayıflayan tüketici ve yatırımcı güveninde de yavaş yavaş iyileşmeye neden oluyor”
Nispeten olumlu senaryoyu tehdit edebilecek risklerin de mevcut olduğunu belirten Koç, Suriye ve İran kaynaklı bölgesel sorunların Türkiye'yi tedirgin etmeye devam edeceğinin altını çizdi.
Bunun yanı sıra, ABD'deki mali uçurum tartışmaları ve Avrupa'da süre giden sıkıntılar zaman zaman piyasalarda dalgalanma yaratma potansiyeline sahip faktörler olarak öne çıktığına dikkati çeken Koç, böyle bir ortamda Türkiye'de yaklaşan yoğun seçim döneminin siyasi arenadaki yansımalarının iyi yönetilmesinin son derece önemli olduğunu düşündüğünü kaydetti.
“Krizde olanlar dahil tüm Avrupa ülkeleri hedef pazarlarımız içerisinde yer alıyor”
Mustafa V. Koç, hem Türkiye'de de faaliyet gösterdikleri alanlarda hem de yurt dışına açılma fırsatlarını değerlendirmenin stratejileri arasında olduğunu kaydetti.
Koç, şunları aktardı:
“Gelişmiş Avrupa pazarları coğrafi yakınlık, Gümrük Birliği, yüksek tüketim seviyeleri, gelişmiş alt yapı gibi avantajlar sunarken, gelişmekte olan pazarlar ise yüksek büyüme hızları ve rekabetçi yapıları ile ön plana çıkıyor. Biz dengeli bir pazar çeşitlendirmesi ile farklı pazarların güçlü ve zayıf yönlerini dengelemeye çalışıyoruz. Bu kapsamda krizde olanlar dahil tüm Avrupa ülkeleri hedef pazarlarımız içerisinde yer alıyor, iştiraklerimiz kendi alanlarında fırsatları izliyorlar. Genel yatırım prensiplerimize ve getiri beklentilerimize uygun olduğu takdirde bu tür yatırımları gerçekleştirebiliriz. Ancak özellikle krizdeki Avrupa ülkelerinde rekabetçi şekilde üretim yapmanın zorluğu, bizim ilgi duyabileceğimiz yatırımları kısıtlayan bir faktördür.”
2013 yılında 3,7 milyar dolar yatırım
2013 yılında Koç Holding yatırım planlarına değinen Koç, 2012'de önemli bir yatırım dönemine girdiklerini tüm Topluluğun 2012'de 3 milyar dolara (kombine) yakın yatırım harcaması gerçekleştirdiklerini belirtti. Faaliyet gösterilen tüm alanlarda 2013'te yatırımların devam edeceğine dikkati çeken Koç, 2013'te toplam yatırım harcamalarının 3,7 milyar dolar seviyesinde olmasını planladıklarını ifade etti.
Mevcut iş alanlarındaki organik yatırımların yanı sıra, Köprü ve Otoyol İhalesi'ni de Koç Holding;in yer aldığı konsorsiyumun kazandığını hatırlatan Koç, “İhale bedelinden bizim payımıza düşen pay, yaklaşık 2,3 milyar dolar. İhale onay mekanizması ve kapanış işlemleri ile ilgili sürecin gerçekleşme süratine bağlı olarak, 2013 yılı yatırımlarımıza bu tutarı da dahil etmemiz söz konusu olabilir” dedi.