Güncelleme Tarihi:
ALACAK sigortası yaygınlaşacak, küçük ve orta boy işletmelerin sigorta yaptırmasının önü açılacak. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, geçtiğimiz günlerde, Kredi Garanti Fonu (KGF) desteğinin ardından, KOBİ’leri, alacaklarını tahsil edememe riskine karşı korumak için çalışma başlattıklarını belirterek, Hazine olarak, KOBİ’ler için bankacılık sisteminde teminat olarak kullanılabilecek ve krediye ulaşmayı kolaylaştıracak alacak sigortasını yaygınlaştıracaklarını açıklamıştı. Açıklama sonrası gözler Hazine’ye çevrildi.
FİYATI UYGUN OLACAK
Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürü Dr. Şerif Çakırsoy, alacak sigortasını, KOBİ’lerin kullanabileceği ve kolay satın alabileceği ürün haline getirecek çalışma yaptıklarını söyledi. Türkiye Sigorta Birliği (TSB) ve Emeklilik Gözetim Merkezi (EGM) ortak çalışması ile 27 Mart’ta Kocaeli Ticaret Odası’nda düzenlenen “BES’e Otomatik Katılım” toplantısında konuşan Çakırsoy, alacak sigortası hakkında açıklamalarda bulundu. Bugün alacak sigortası yaptırıldığını ancak büyük ve kurumsal şirketlere yönelik bir ürün olduğunu belirten Çakırsoy, şunları söyledi: “Bunu, KOBİ’lere nasıl yayarız diye çalışıyoruz. Öyle bir ürün yapmalısınız ki, hem KOBİ’nin işine gelecek hem de satın alabileceği bir ürün olacak. Fiyat, teminat dengesi önemli. İşin içinde başka teşvikler olur mu, şu anda net değil. Mümkün olan en kısa zamanda KGF’nin yanında alacak sigortasının yaygınlaştırılması ile KOBİ’lere rahat nefes aldıracak alternatif bir ürün sunmayı amaçlıyoruz” dedi.
KOBİ’LERİ RAHATLATACAK
Şerif Çakırsoy, alacak sigortasında fiyatın yüksek olacağı yönünde bir algı oluşabileceğini, bunu regüle etmeye çalıştıklarını da söyledi. Fiyatlamaya tesir eden bazı faktörler olduğunu kaydeden Çıkarsoy, “Bu iş skorlama meselesi. Belki, bir şirket, bankalar tarafından farklı şekilde değerlendirilebilir ama sigorta şirketi kendine göre skorlama yaptığında, teminat verebilir. Bu verileri almanın da ticari sırlar kapsamında bazı zorlukları var. Olayın hem hukuki hem de teknik tarafları var” dedi.
Şerif Çakırsoy, “KGF gibi alacak sigortasına da Hazine desteği sağlanacak mı?” sorusunu ise şöyle yanıtladı: “Kulağa hoş geliyor ama devlete de yük bindiriyor. Birçok model üzerinde çalışıyoruz. Bunun hedef kitlesi KOBİ’ler olacak. Şuanda devam eden bir sistem var ama bizim amacımız biraz daha tabana yaymak. Burada da Türkiye Odalar Borsalar Birliği (TOBB) üzerinden farkındalık yaratmaya çalışacağız. Kafamızda bir yol haritası var, model noktasında çalışmalarımız devam ediyor.”
BES’TE RADİKAL DEĞİŞİKLİK YOK
Şerif Çakırsoy, Meclis’te görüşmeleri süren Torba Kanun Tasarısı ile BES’e otomatik katılımda yapılacak değişiklikler hakkında da şunları söyledi: “Otomatik katılım 14 aylık bir sistem ve çok sık radikal değişiklikler yapma taraftarı değiliz. Bizim bu konuda gördüğümüz eksiklik, sistemin tanıtımını çok iyi yapamadık. Otomatik katılımın kanunlaştığı dönem, 2016’nın Ağustos ayıydı ve maalesef Türkiye’nin maruz kaldığı büyük ihanetten 1-1,5 ay sonra böyle bir sistem kurulup, hayata geçirildi. Türkiye’nin o gün içinde bulunduğu şartlarda çok fazla anlatamadık. Sisteme yönelik bazı pozitif dokunuşlar yapacağız. Cayma meselesinde, Bakanlar Kurulu’na yetki veriyoruz; sürenin 2 aydan 6 aya çıkarılması için. Yapmak istediğimiz, kamu ve özel sektör olarak bu dönemde bu işi insanlara doğru anlatmak. Bir başka değişiklik de 2 sene bekleme süresi vardı, bu süreyi kaldırıyoruz ve çıkanlara 2 seneyi beklemeden gel, devlet katkılarından da istifade et diyoruz.”
ALLİANZ GRUBU’NDAN 126,1 MİLYAR AVRO GELİR
2017’de Allianz Grubu’nun, toplam geliri bir önceki yıla göre yüzde 3 artarak, 126,1 milyar avroya, faaliyet kârı ise yüzde 0,4 artışla 11,1 milyar avroya çıktı. Allianz’dan yapılan açıklamada, 2017’nin sigorta sektörünün doğal afetler sebebiyle en çok zarar yazdığı yıl olarak kayıtlara geçerken, bu sebepten dolayı elementer sigorta segmentinin faaliyet kârında, yüzde 7,5’lik bir düşüş görüldüğü belirtildi. Açıklamada, “Kaliforniya’da çıkan büyük çaplı yangınlar, Harvey, Irma ve Maria kasırgaları ile Avrupa’daki fırtınalar dolayısıyla 2016’da 700 milyon avro düzeyinde olan doğal afet hasarları, 2017 yılında 1,1 milyar avroya ulaştı. Bu sırada hissedarlara ait net kâr yüzde 2,3 gerileyerek 6,8 milyar avro olarak gerçekleşti. Oldenburgische Landesbank (OLB) satışı ve ABD vergi mevzuatında yapılan değişikliklerin tek seferlik etkisi bu sonucun ortaya çıkmasında etkili oldu” denildi.
8 MİLYON KONUT DEPREM SİGORTALI
Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kayacı, Türkiye’de zorunlu deprem sigortası bulunan konut sayısının 8 milyonu aştığını, sigortalılık oranının da yüzde 50’ye yaklaştığını belirterek, “Bugün Türkiye’de dakikada ortalama 15 kişi zorunlu deprem sigortası yaptırıyor.” dedi. Kayacı, şu açıklamaları yaptı: “17 Ağustos Gölcük Depremi’nin yaşandığı 1999 yılında yalnızca 500 bin civarında olan deprem teminatlı konut sayısı, bugün itibarıyla 8,4 milyona ulaştı. Bu yılsonunda ise poliçe sayısının 9 milyona ulaşmasını bekliyoruz. Buna rağmen sigortalılık oranlarında gerekli seviyenin henüz yakalandığı söylenemez. Örneğin Van Depremi gerçekleştiğinde kentteki zorunlu deprem sigortası oranı yüzde 9 seviyesindeydi. Bu deprem sebebiyle toplam 125 milyon lira hasar ödemesi gerçekleştirildi. Eğer zorunlu deprem sigortası oranı yüksek olsaydı, DASK devletin yükünü daha fazla üstlenebilecek ve daha fazla hasar ödemesi yapabilecekti.”