Güncelleme Tarihi:
Vakıfta her sene dünyanın önde gelen konferanslarına katılacak olan şanslı 2 fellowu belirleyen çekilişler olur. Bu sene dünyaya yön verecek konferanslardan biri de 2017 Haziran’da düzenlenen NOAH BERLIN idi. Hayatımda her şey olağan giderken ve ben ODTÜ kütüphanesinde sınava çalışırken ard arda gelen tebrik mesajlarıyla havalara uçtum. 2015 Fellowlarından Ege ile bu yıl bu özel fırsatı biz yakalamıştık. Konferansın mekanı ve genel havası ile ilgili hızlıca fikir edinmek isterseniz şuraya tıklayarak sizler için hazırladığım fragman niteliğindeki videomu izleyebilirsiniz.
Turizm, sağlık, fintech, ödeme sistemleri, moda ve medya gibi farklı sektörlerden Avrupa’nın önde gelen firmaları ve teknolojiyle dünyaya yeni çözümler sunarak bugünün liderlerine meydan okuyan geleceğin lider girişimlerinin buluştuğu NOAH Berlin 22-23 Haziran’da gerçekleşti. Bu meydan okuma durumu bana konferans esnasında Schumpeter’in İngilizce’de “creative destruction”, Türkçe’de yaratıcı yıkım konseptini hatırlattı. Ortaya çıkan fırsatların kullanılması sonucu ortaya çıkan yeni birleşimlerin sektörlerde yarattığı yıkımlara ve değişimlere değiniliyor. NOAH Berlin organizatörleri, amaçlarını ana olarak “Champions and new Challengers” olarak belirledikleri iki ucu teknolojik trendler doğrultusunda bir araya getirmek olarak anlatıyorlar.
Avrupa’nın dijital liderlerinin buluştuğu NOAH Berlin’de bu yıl Porsche ve Credit Suisse ana sponsor oldu. Birçok farklı firma da konferansta hazırdı. Bla Bla Car, PayPal, Delivery Hero, Zaalando, Trivago, Farfetch, Rocket Internet, Udemy’nin yanı sıra Facebook, Microsoft, Google, Allianz, Lutfthansa, McKinsey, Mastercard da yerini almıştı.
Benim için en tatlı süprizlerden biri, girişimcilik ekosistemini yakından tanımak için ilk senemde vakıfla birlikte İsrail’e gittiğimizde ziyaret etme fırsatı bulduğumuz Wix ve Similar Web’in de NOAH Berlin’de yerlerini almalarıydı.
Konferansta birçok salonda farklı etkinlikler yer aldı. Ana salonda büyük bir kitleye hitap eden konuşmacıların yanında, başka bir salonda “Start up Stage” adı verilen bir oturumda gün boyu kısa sürelerle onlarca girişim kendini tanıtma fırsatı buldu. Bazı büyük kuruluşlar yatırım yapacak girişimleri kovalarken, girişimler de kendilerini iyi ifade edip yatırım alma ve trendleri takip etme amacı ile orada bulunuyorlardı.
Konferansta gün boyu farklı konuşmacılara ve sunumlarına yer verildi. Son derece interaktif geçen NOAH’ta sıklıkla canlı anketler yapıldı ve salondakilerin yanıtlarına göre birtakım konuşmaların seyri belirlendi. Bir başka güzel yanı da, konferansın mobil uygulaması oldu. Bu uygulama sayesinde aynı anda farklı salonlarda workshop, sunum, panel gibi farklı etkinliklere ev sahipliği yapan mekanda istediğim konuşmayı ve etkinliği rahatça takip edebildim. Bunun yanı sıra, tüm katılımcıların isim ve şirketlerinden bir veri tabanı oluşturulmuştu ve uygulamada yerini almıştı.
NOAH gibi uluslararası alanda ses getiren ve herkesin daha fazla kişiyle iletişim kurup fikir alışverişi yapma arzusunda olan yüzlerce kişi arasında her zaman en çok tanışmak istediğinizle denk gelemeyebiliyorsunuz. Bu noktada NOAH Connect uygulaması benim imdadıma yetişti. Bu uygulama aracılığıyla birebir tanışmak istediğim kişilere ilk etapta 15 dakikalık toplantı/görüşme daveti yolladım. Davetiniz kabul edilir ve her iki tarafın da vakti varsa bu süreyi istediğiniz kadar uzatabiliyorsunuz elbette. Bu araç sayesinde merak ettiğiniz ve tanışmak istediğiniz insanları bu su gibi hızlı akıp geçen iki günde verimle bir sohbetle hayatıma dahil edebilmenin avantajını yaşadım. Sorularımı sordum, danıştım, anlattım, dinledim ve paylaştım.
Konferans 2 gün boyunca müthiş bir bilgi alışveriş yuvası gibiydi benim için. Ekosistemde Türkiye Girişimcilik Vakfı’nın etki alanını ve tanınırlığını arttırmak benim kişisel network ile beraber göz ettiğim bir amaç oldu. Bu vesile ile dünya devlerinden Facebook Orta Avrupa Direktörü Martin Ott, Microsoft Almanya CTO’su ve Microsoft Accelerator’dan Bernard O’Flynn, Google Almanya ve Credit Suisse ile birebir görüşme fırsatını yakaladığım için kendimi çok şanslı hissediyorum.
Her ne kadar adı konferans olsa da benim için tam bir network cennetiydi. Henüz 23 yaşında bir yeni mezun olarak tanıştığım isimleri başka bir ortamda bir araya getirmem hayal olurdu herhalde. Bu konferans benim kendimi aştığım bir başka eşik olarak hayatımın en önemli günleri olarak yerini aldı bile.
Bu büyük organizasyonda Türk girişimlerinin varlığı da hissedildi: Social Internet ile Selim Benbasat, Taledo ile Mengühan Ünver, Auto1 ile Hakan Koç ve Segmentify ile Murat Soysal
Her gün içinde bulunduğum için mutlu olduğum, hayal ötesini gerçek kılan, daha öğrenciyken içine girme fırsatı bulduğumuz uluslararası network ile bizi besleyen ve destekleyen Türkiye Girişimcilik Vakfı’na, NOAH Berlin’de tecrübelerini paylaşarak daha verimli bir konferans geçirmemize yardımcı olan Sina Afra’ya ve desteğini hep hissettiğimiz Mehru Aygül’e bu eşsiz fırsatı sağladıkları için bir kez daha teşekkürü borç biliyorum. Alumni da olsam, biz fellowlara böylesi değerli fırsatlar sunan Girişimcilik Vakfı’nın hayatımın dönüm noktası olduğu gerçeğini gururla taşıyacağım ve bizler “give back” kültürü ile birbirimizi daha da besleyeceğiz.