Güncelleme Tarihi:
EKONOMİNİN bel kemiği, büyümenin motoru, istihdamın itici gücü, ekonomik ve sosyal kalkınmanın temel taşı... Tahmin edileceği gibi tüm bunlar KOBİ olarak tanımlanan küçük ve orta ölçekli işletmelerin önemini vurgulamak için hemen her dilde kullanılan benzetmeler.
Özellikle Türkiye’ye ilişkin rakamlara bakıldığında da bu benzetmelerle KOBİ’leri anlatmaya çalışanlar hiç de haksız değiller. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Ekim 2014’te yayınladığı ‘Küçük ve Orta Büyüklükteki Girişim İstatistikleri’ raporuna göre, Türkiye’deki girişimlerin yüzde 99.8’i KOBİ. Eğer KOBİ’ler teknoloji ile birlikte hızla gelişen yeni ekonomiye daha fazla uyum sağlarlarsa bu durum hızlı büyümenin yollarını arayan Türkiye için çok büyük bir avantaja dönüşebilir. Çünkü bugün artık KOBİ demek, hız demek, yenilik demek, esneklik demek. İnovasyon ile daha hızlı büyüme sağlayan ve mevcut işlerde rekabet yaratarak verimliliği artıran KOBİ’ler ülkelerin en büyük sorunu işsizliğin de en etkili ilacı.
BUGÜNÜN ‘ÇEVİK’LERİ
Milli geliri 800 milyar doları aşan Türkiye’de, bu ekonomik faaliyeti çok büyük oranda 3 milyona yakın girişim üstleniyor. Bu girişimlerin neredeyse tamamına yakını ise, küçük ve orta boy işletme olarak tanımlanan KOBİ’ler ile esnaf ve sanaktârlardan oluşuyor. Yani ülke ekonomisine ilişkin genel büyüklüklerden söz edilirken hep söylenen ‘ekonominin yüzde 99’u KOBİ’ sözü doğrudur. Bunu Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) rakamları da net bir şekilde ortaya koyuyor. TÜİK’in Ekim 2014’te yayınladığı ‘Küçük ve Orta Büyüklükteki Girişim İstatistikleri’ raporuna göre, Türkiye’de 2012’de 2 milyon 646 bin 117 girişim faaliyet gösterdi ve bunların yüzde 99.8’i KOBİ.
ÖNEMLİ BİR DEĞER KAYNAĞI
Ancak bu konuda asıl çarpıcı olan veri işletme sayısı ve bunların neredeyse tamamının KOBİ’lerden oluşması değil. 1-250 kişi arasında kişi istihdam eden işletmelerin KOBİ kabul edildiği bu araştırmada asıl çarpıcı olan KOBİ’lerin Türkiye’de istihdam, yaratılan katma değer, ihracat gibi ülke ekonomisi için son derece önemli alanlarda da çok büyük bir rol üstleniyor olmaları. TÜİK verilerine göre KOBİ’ler istihdamın yüzde 75.8’ini, maaş ve ücretlerin yüzde 54.5’ini, cironun yüzde 63.3’ünü, faktör maliyetiyle katma değerin (FMKD) yüzde 54.2’sini ve maddi mallara ilişkin brüt yatırımın yüzde 53.2’sini gerçekleştiriyor. Dolayısıyla KOBİ’ler ülke ekonomisi için hem büyümenin motoru, hem istihdam ve ihracatı sürükleyen, hem de yapılan yatırımın yarısını üstlenen çok önemli bir değer kaynağı.
Bu nedenle olsa gerek kamu otoritesi ve KOBİ’lerin en çok sıkıntı yaşadığı özkaynak sorununa çözüm üreten bankacılık sektörü, KOBİ’lerin taşıdığı bu önemli potansiyeli ortaya çıkarmak amacıyla sürekli olarak proje geliştiriyor. ABD ve Avrupa ülkeleri başta olmak üzere 2008 küresel krizinde sıkıntıya düşen ülkeler de ilk etapta KOBİ’lere sarıldı. Büyüme sorunu yaşayan gelişmiş ülkeler, bütçe açıklarını kapatmak için vergi artışı yaparken, KOBİ’leri bunun dışında bıraktı. Kriz sürecinde gelişimiş ülkelerde kemer sıkma politikaları benimsenirken, KOBİ’lerin finansal kaynaklara erişimini kolaylaştıran, istihdamının üzerindeki yükleri azaltan önlemler alındı. Gelişmiş ülkeler gibi olmasa da 2023 hedeflerini yakalamak isteyen ve bu kapsamda yıllık ortalama yüzde 5’in üzerinde büyümeyi amaçlayan Türkiye’de de benzer önlemler alındı. Alınan önlemlerin etkisi, bankacılık sektörünün sağlam duruşu ve girişimciliğin en önemli itici gücü olan genç nüfus faktörü düşünüldüğünde Türkiye ekonomisinin önümüzdeki dönemde global arenada giderek güçlenen büyük şirketleri ve KOBİ’lerinin üzerinde yükselmesi mümkün. Bu gerçekten hareketle ekonomi yönetimi ve bankacılık sektörü bir süredir özellikle KOBİ’lerin büyümesine yönelik bir dizi önlem alıyor. KOBİ’lerin finansal kaynaklara erişimini ve rekabet gücünü artırmak için çeşitli programlar hayata geçiyor.
En büyük pay perakendenin
KOBİ’lerde ekonomik faaliyetlerin istatistiki sınıflamasına (NACE Rev.2) göre, girişimlerin yüzde 40.4’ü toptan ve perakende ticaret, motorlu kara taşıtlarının ve motosikletlerin onarımı, yüzde 15.9’u, ulaştırma ve depolama, yüzde 12.7’si, imalat sanayi’nde faaliyet gösterdi. KOBİ’lerde 2012 yılında ticaret sektörü istihdamda da en büyük paya sahip oldu.
İhracatın yüzde 60'ı KOBİ'lerden
KOBİ’ler 2013’te ihracatın yüzde 59.2’sini gerçekleştirdi. İhracatta, 1-9 kişi çalışan mikro ölçekli girişimlerin payı yüzde 17.8 iken, 10-49 kişi çalışan girişimlerin payı yüzde 24.1, 50-249 kişi çalışan orta ölçekli girişimlerin payı yüzde 17.3, 250 kişiden fazla çalışanı olan girişimlerin payı ise yüzde 40.7 oldu. KOBİ’lerin ihracatının yüzde 35’ini sanayi, yüzde 60.4’ünü ticaret sektöründe faaliyet gösteren KOBİ’ler yaptı.
Avrupa ana pazar
KOBİ’ler ihracatının yüzde 45.9’unu Avrupa ülkelerine yaptı. Ülke gruplarına göre 2013 yılında dış ticaret incelendiğinde, KOBİ’ler tarafından yapılan ihracatın yüzde 45.9’u Avrupa ülkelerine, yüzde 38.7’si Asya ülkelerine gerçekleştirildi. KOBİ’ler ithalatının yüzde 51.4’ünü Avrupa ülkelerinden, yüzde 38.9’unu Asya ülkelerinden yaptı. KOBİ’lerin ihracatının yüzde 91.5’ini imalat sanayi ürünleri oluşturdu.
KOBİ'lerin yarısı yenilikçi
TÜRKİYE’de çalışan sayısı büyüklük grubuna göre 2010-2012 yıllarını kapsayan üç yıllık dönemde 10 ve daha fazla çalışanı olan girişimlerin yüzde 48.5’i yenilik faaliyetinde bulundu. Çalışan sayısı 10-249 olan KOBİ’lerde ise bu oran yüzde 48. Çalışan sayısı büyüklük gruplarına göre 10-49 çalışanı olan KOBİ’lerin yüzde 46.5’i, 50-249 çalışanı olan KOBİ’lerin ise yüzde 56.1’i yenilik faaliyetinde bulundu.
GÜMRÜK ve Ticaret Bakanlığı Nisan 2014 verilerine göre ise Türkiye genelinde 1 milyon 528 bin 306 esnaf ve sanatkâr bulunuyor. Bunların işlettiği işyeri sayısı ise 1 milyon 646 bin 779. İşyeri sayısının Türkiye nüfusuna oranı yüzde 2.15 yani her 100 kişiden ikisi esnaf ve sanatkâr bu ülkede.