Güncelleme Tarihi:
Küçük işletmelerle ilgili doğru bilinen yanlışlar o kadar çok anlatılıyor ki, insanlar bunlara inanmaya başlıyor. Ancak bu onları doğru yapmıyor.
Girişimcilikle ilgili mitlerden en büyüğü muhtemelen girişimcilik için ihtiyaç duyulan paranın “bedavadan para” olduğu. Gerçekte olan ise, bu bedavadan paranın fon şeklinde gelmesi aslında koşulsuz şartsız değil.
Bazı coğrafi bölgelerde bulunan işletmeler için fon almak söz konusu olabilir. Ancak işletme sahipleri bu paranın bir kısmını işletmelerini kurmak ve sonraki dönemde de işletme maliyetleri için kenara ayırmalı.
Bu fonlar işletmenin sahibinden, onun ailesinden, arkadaşlarından ve alınan kredilerden geliyor.
Benim edindiğim tecrübeye göre, işletme sahipleri arasındaki bir diğer ölümsüz mit de “sen kur, müşteriler gelir” fikri. İşletme sahipleri bir ürünü ya da hizmeti ortaya çıkarmanın aslında en basit süreç olduğunun farkında değiller. Piyasanın sizin de işin içine girdiğinizi anlaması işin %50’sinden fazlasını başarmanız anlamına geliyor.
İşletmelerden pek çoğu harika fikirlerle kuruluyor. Ancak araştırmalara göre bunlardan çoğu, fikirlerini pazarlama konusuna gelince hata yapıyor, tökezliyor. Bu işletme sahipleri pazarlama stratejileri üzerinde kafa yormaya başladığında çok geç oluyor.
Pazarlama, müşterinin neye ihtiyacı olduğunu anlamakla başlar. Bu yüzden bir işletme sahibinin yapması gereken ilk şey potansiyel müşterilerle çalışmaktır. Potansiyel müşterilerinizi dinleyin, onlara sorular sorun ve aklınızdaki fikirleri ya da üzerinde çalıştığınız prototipleri onların beğenisine sunun.
Potansiyel pazarınızın rehberiniz ve test mühendisleriniz olmasına izin verin.
Girişimcilikle ilgili sık duyulan diğer mitler de şöyle:
Hakkında nadiren konuşulan bir diğer mit ise “ürün (ya da hizmet) kendi kendini satacaktır”. Bu fikir müşterilerin sizi kendilerinin bulacağı fikriyle benzer olsa da, insanların sunduğunuz ürün ya da hizmetten kişisel anlamda da istifade edeceğini düşündüğümüzde farklılaşıyor.
Ancak müşterilerin okuması, duyması hatta daha da önemlisi beğenecekleri şeyin hayatlarını istedikleri yönde geliştirebilir olması gerekiyor.
Bir ürünün müşteri gözündeki yararlarının ne olacağını anlamak bilimsel bir analiz yapmak gibidir. Bilimin dışında müşterilerinizin ne istediğini anlama, onlara sergileyeceğiniz en iyi tutumun ne olduğunu belirleme ve anlaşmayı ne zaman ve nasıl sağlayacağınızı anlama ayrıca bir sanattır.
Başarılı ve deneyimle işletme sahipleri sadece müşterilerinin ihtiyaçlarını bilmekle kalmaz, aynı zamanda yaptıkları ilk satışın daha başarılı ve etkili olması için gerekli şeylerin ne olduğunu da bilir. Ayrıca tek seferlik satışın değil, müşteriyle kurulacak uzun vadeli bir ilişkinin peşindedir.
İşletme sahiplerinin sıkça duydukları mitleri ve gerçekleri anlaması, ilerleyen ve karlı bir işe girişmelerinin ilk adımıdır.