Güncelleme Tarihi:
Öncelikle yakın gelecekle ilgili en önemli konu sanallaştırma olacak. Bu,kehanetten öte bir durum. Yani görünen köy ve kılavuz durumu. Gelecek 10 yıl içinde işletmelerin hemen hemen hiçbiri bir ofise ihtiyaç duymayacak. İşletmeler web ortamında faaliyet gerçekleştirecek, dolayısıyla da girişimciler herhangi bir mekan kısıtlamasına maruz kalmayacaklar. Bunun çok önemli bir sonucu var; Artık coğrafi sınırların bir anlamı kalmayacak. Müşterilerinize artık fiziksel olarak değil,elektronlar ve bitler aracılığıyla dokunacaksınız.Bu durum aynı zamanda ürün kalitesinin seviyesini de çok iyi ayarlamanız gerektiği anlamına geliyor. Dijital dönüşümünü hala tam olarak gerçekleştirmemiş bir sektörde çalışıyor olabilirsiniz,insani ilişkilerinizin çok iyi olması ürününüzdeki hataların getirdiği eksiklikleri kapatıyor olabilir ama yakın gelecekte bunun değişeceğini söylemek çok olası. Dolayısıyla bugünden ürününüzün kalitesini artırmaya çalışmanız sizin için çok yararlı olur.
İyi bir ürün ortaya koydunuz fakat sektörünüzdeki rekabetle baş edemiyorsunuz. Satışlar istediğiniz noktaya bir türlü gelmiyor. Bu durumda yapmanız gereken müşterilerin sempatisini kazanmaktır.İnternetten alışveriş gerçekleştiren kitle genellikle belli bir eğitim seviyesinin üstünde kişilerdir. Dolayısıyla sizden bir üründen fazlasını beklerler.İşletmelerin çevre duyarlılığı başta olmak üzere sosyal sorumluluk karnesi,müşteri tercihlerinde en önemli belirleyicilerden biridir ve bu durum böyle olmaya devam edecek. Sadece satış miktarınızı değil toplumsal yararı ve çevreyi de düşünmelisiniz. Böyle davranırsanız müşterilerinizin ve henüz müşteriniz olmayan insanların size karşı sempatileri artacaktır.
İşyerlerinde basit işlerin tamamı robotlar tarafından yapılacak. Dolayısıyla da artık basit işler için insan istihdam etmeye gerek kalmayacak. Basit işleri insanlara öğretmeyi amaçlayan eğitim kurumları da anlamsızlaşacak. Diğer yandan da yüksek beceriye sahip insanların değeri artacak. Özellikle Türkiye için zanaatkarlığın değerinin artacağı öngörülüyor. (Bu alanda vakfımız fellowlarının çok başarılı bir girişimi var,ustamdan.com’u muhakkak inceleyin). 3d printer teknolojisinin gelişmesiyle beraber,ihtiyacımız olan ürünü gidip marketten alma dönemi de yavaş yavaş tarih olacak.İhtiyacımız olan ürünü değil,onun tasarımını internetten satın alıp kendi evimizdeki printerlardan bu ürünün çıktısını alacağız. Orjinal tasarım ve ürün fikirleri giderek değer kazanacak. Eğer yaratıcı bir kişiliğiniz varsa evinizde bilgisayarınızdan yaptığınız özgün bir tasarım sizi milyoner belki de milyarder yapabilecek.
Bir yerden evinize dönüyorsunuz,kek yapmanız gerekiyor fakat evde yumurta olup olmadığını hatırlamıyorsunuz. Buzdolabınıza bir SMS göndereceksiniz ve buzdolabınız size içinde kaç adet yumurta bulunduğunu,hatta kaç tanesinin çift sarılı olduğunu bile söyleyebilecek. Nesnelerin interneti dünyasına hoş geldiniz! Yakın gelecekte kullanacağınız bütün ürünler internete bağlı olacak. Televizyon,buzdolabı,çamaşır makinesi ve diğer her şey... Bütün ürünler birbiriyle haberleşecek. Siz yurtdışındayken evinizin sıcaklığını öğrenebilecek,biraz önce zilinize kimin bastığını kamera kayıtlarından kontrol edebileceksiniz. Dolayısıyla nesnelerin interneti konusunda çalışan şirket sayısı ve istihdam oranı giderek artacak. Bu alanda gerekli donanımı ve yazılımı üretecek şirketler unicornlarımız oluyor ve olmaya devam edecek.
Yakın geleceğin bizi uyardığı en önemli konulardan biri de artık dünyayı geek insanların yöneteceği gerçeğidir. Bizi bu konuda ilk olarak Bill Gates uyarmıştı. Kendisinin yaşam tarzı ve yaptıkları da bunu kanıtlar nitelikte. Evet,CEO’ların imajı hala önemli fakat artık geek insan sürülerinin içinden çıkan zeka ve değer daha toplumsal ve yararlı oluyor. Kısacası işletme içinde kaliteli topluluk oluşturma fikirleri başarılı olmaya devam edecek. Google’ın,Apple’ın,Tesla’nın ve birçok büyük şirketin işe alım politikası bu yönde .Ülkemizde ise durum biraz vahim. Kişilerin kılık-kıyafetlerine ve bizi ilgilendirmeyen özelliklerine odaklanmaktan bu kişilerin şirkete katabileceklerini düşünmeye vaktimiz kalmıyor. Umarız,yakın gelecekte bu algı değişir de 1970’lerin dinamiklerine göre hareket etmeyi artık bir zahmet bırakırız!
Özetle,dünyada dinamikler çok hızlı değişiyor. Steve Jobs’un 2007’de ilk iPhone’u tanıttığı sahneyi hatırlayın.”Bugün dünyayı değiştiriyoruz” dedi ve birkaç yıl içinde hepimiz akıllı telefonlar kullanmaya başladık.Artık büyük değişimler için zamana ihtiyacımız yok,sadece orijinal bir fikre ve kaliteli bir ekibe ihtiyacımız var.