Bir bu eksikti: 25 yaş krizi

35 yaş krizinin en klişe tanımı kişinin hayatındaki her şeyin belirli olup (eğitim, iş, aile) artık ömrünün sonuna kadar aynı monotonluğu yaşayacağını düşünerek bunalıma girmesi. 25 yaş krizi de tam tersi kişinin hayatındaki hiçbir şeyin henüz belli olmamasının getirdiği bunalım. Üniversite bitti ya da bitecek yüksek lisans mı yapsam, nasıl iş bulacağım, hangi işi yapacağım, evlenecek miyim, beni kariyer mi mutlu edecek aile kurmak mı… Hayatlarımızın ana arterlerinin tamamına belirsizlik hakimken bu belirsizliği kıracak kararları tam da bu bunalımın ortasında vermek durumunda kalıyoruz. 

SAHİ BİZ NİYE GELMİŞTİK BU DÜNYAYA?
Billions dizisindeki bir replikte orta yaş krizi şöyle anlatılıyor; “Atalarımız orta yaşlarını görmeden ölüyordu, o nedenle biz ne işimiz var hala bu dünyada deyip bunalıma giriyoruz.” 25 yaş krizinde düşündüğümüz şeyse “sahi biz niye gelmiştik bu dünyaya?” Hayat amacımız ne, bu dünyaya nasıl iz bırakacağız, bizi ne mutlu edecek… Yine uzayıp giden bir liste daha.

SOSYAL MEDYADANDIR O
Bir başka teze göre ise 25 yaş krizinin nedeni, bu aralar her kötülüğün anası olan sosyal medya. GQ İngiltere edisyonunda yayınlanan bir yazıda 25 yaş krizi sosyal medyaya bağlanmış; “Ünlülerin şaşaalı yaşamları ve sosyal medyadaki paylaşımları, gençlerin daha fazla özenmesine ve kendilerini yetersiz hissetmesine sebep oluyor. Yaşıtı ünlülerin hayatlarına sahip olamayacağını fark eden gençler bunalıma sürükleniyor.” Bu tezin haklı tarafları olsa da duruma magazinsel yaklaşıldığını düşünüyorum. 25 yaş krizini tetikleyen nedenlerden biri olabilir ama daha fazlası değil.

25 YAŞ KRİZİ NASIL ATLATILIR?
Klasik tabiriyle yıllarca yarış atından hallice olduk. Her şey bu yaşlarımıza geldiğimizde istediğimiz kadar güzel bir hayatın başlangıcını yapabilmek içindi. Yükselen beklentiler ve hayaller yükselen kaygı ve korkuyla geliyor. Eğer 25 yaşınıza kadar sizi bundan sonraki hayatınızda mutlu edecek şeyleri bulmuş ve karar vermiş şanslılardansanız bu krizi “yahu bütün bunlar nasıl olacak” stresiyle daha az acılı atlatabilirsiniz. Eğer mutluluğun resmini çizememiş çoğunluktaysanız ise bütün bunlar nasıl olacak sorusunun yanına “peki ne olacak” sorusu da ekleniyor.

SAKİN OLUN
Bunları sizinle birlikte yaşayan milyonlarca insan daha var dünyada. Kritik nokta uzun vadede sizi mutlu edecek şeyleri bulmakta. Çok sevdiğim “Rome wasn’t built in a day.” sözünü unutmamakta. Hayatın bir yere kaçmadığını hatırlamakta. Hayatta yapmak istediklerinizi yapmak için önünüzde çok uzun yıllar var merak etmeyin. 

8 VS 25
Cedric’in dediği gibi hayat bazen 8 yaşındayken bile zor, 25 yaşında kolay olmasını mı beklemiştik? Biz bu hayata mutlu olmak için geldik, mutsuz anlarına mutlu anları için katlandık. 25 yaşında, 35 yaşında, ya da 70 yaşında bunu yapmaya devam edeceğiz.

Hayat mutlu anlarıyla çok güzel, 25 yaşındayken de tadını çıkarmayı atlamayın.