Tasarımcı Olun

Güncelleme Tarihi:

Tasarımcı Olun
Oluşturulma Tarihi: Şubat 13, 2018 10:05

Komşular arasındaki muhabbetlere baktığımda her zaman “Benim oğlum mühendis, seninki ne?” veya “Benim oğlum doktor” diyen teyzeleri duymuşumdur. Bu aslında bizim kültürümüzün en prestijli katmanlarını oluşturan meslek gruplarıdır. Peki neden? Küçük bir anekdot ile anlatayım:

Haberin Devamı

Liseye başladığım gibi mühendis sıfatı yapıştırılan o çocuklardandım. Mühendisler bilindiği üzere farklı düşünür. Onların analitik becerileri yüksektir. Mühendisler yeni bir şey geliştirmeye ya da olanı iyileştirmeye çalışırlar. Mühendisi farklı kılan ise düşünme sistematiğidir. Doktorlar da benzer düşünme yapısına sahiptir ancak onlar “hayat” kurtararak mühendislere göre avantajlı bir pozisyona geçerler.

Üniversiteye geçene kadar kimse bana tasarımcı olmamı önermedi. Üniversitenin ilk senesinde hayatıma tasarım odaklı düşünüş diye bir kavram girdi. İlk başta bunu çok önemsemesem de daha sonra fark ettim ki hayatın temeli aslında tasarımcı bakış açısı ile anlaşılıyor.

Steve Jobs’a, Henry Ford’a, Elon Musk’a göre insanlar ne istediğini bilmeyen canlılar. Biraz empati, biraz da gözlem ile içimizde yatan isteğimizi ortaya çıkarır ve iyi bir iş modeli ile birleştirirsek yaratıcı bir fikir ortaya koymamak imkansızdır. Kabaca bu duruma tasarım odaklı düşünüş deniyor.

Haberin Devamı

Bu metot IDEO adlı danışmanlık şirketinin kurucusu David Kelley tarafından ortaya konulmuş ve Apple’ın tasarımlarından, Braun’a kadar kendisini göstermiştir.

David Kelley’e göre tasarım odaklı düşünmenin 6 adımı vardır:

  1. Empati Kurma: Steve Blank’e göre hiçbir girişimci müşteriye inmeden başarılı olamaz. Bu, insanlara gidip “Senin derdin ne ?” sorusunu sorduğumuz bölüm. Dikkat ediniz, “Sen ne istiyorsun ?” diye sormuyoruz.
  2. Tanımlama: Empati kurma evresindeki tüm iç görüleri anlamlandırmamız lazım. Aksi takdirde ne odağımızı ne de çıkacak fikri belirleyebiliriz. Burada edindiğimiz tüm bilgileri, okuduğumuz tüm kaynakları, aldığımız tüm cevapları bir süzgeçten geçiriyoruz.
  3. Fikir Üretme: Bu, yaratıcılığımızı konuşturacağımız bölüm. Bu evrede en başta asla nasıl yapacağınızı düşünmeyin. Özgür bir şekilde fikirlerin havada uçuşmasına izin verin. Sonra da hepsini gruplayın. Göreceksiniz ki bazı fikirler bir noktada bağlanabilecektir ya da eleneceklerdir.
  4. Prototiplemek: Bu aşamanın amacı rahatça, hızlıca ve en ucuz şekilde başarısız olmanıza olanak sağlamaktır. Kağıtları alın, kalemlerle, oyun hamurlarıyla, yapabileceğiniz en ucuz ve en hızlı prototip yapın.
  5. Test Vakti : İlk çıktınızı alın ve sokağa çıkın. Test edin, içgörü edinin. Bakalım ilk atışta tutturabilmiş misiniz?

Asıl önemli olan yılmayıp edindiğiniz bilgilerle süreci tekrardan başlatıp eksiklerinizi giderebilmek. Tasarım odaklı düşünmenin en güzel yanı asla başarısızlık olmaması; bu metodun hep yeniden denemeden ve öğrenmekten oluşması.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!