Girişimciliğin Etimolojisi

Peki girişim? O hangi kökenden geliyor?

Girişim, “yapışkan” anlamına gelen Arapça bir kelime olan “Şebs”ten türemiş olup “teşebbüs” kelimesinden gelmektedir.

Peki “Entrepreneur” kelimesi nereden gelmekte? İlk olarak kim bu kelimeyi kullanmıştır?

Girişimciliğin tanımı ilk kez 18. yüzyılın başlarında Fransa’da yaşayan İrlandalı ekonomist Richard Cantillon tarafından yapılmıştır. Bu tanımda girişimci henüz belirginleşmemiş bir bedelle satmak üzere üretimin girdilerini ve hizmetlerini satın alan ve üreten kişi olarak ifade edilmiştir. Bu tanım, girişimcinin risk üstlenme özelliğini vurgulamaktadır. (Tosunoğlu, 2003, ss. 4-5). Ekonomik gelişme sürecine bağlı olarak girişimci tanımına yeni nitelikler eklenmiştir. Girişimcinin tanımı R. Cantillon’dan sonra Jean Baptise Say tarafından geliştirilerek girişimcinin risk üstlenme kadar üretim girdilerini örgütleme ve yönetme niteliğine de sahip olması gerektiği üzerinde durulmuştur. Girişimcinin yenilikçi ve dinamik olma gerekliliğini ise ekonomik kalkınmada insan kaynaklarının temel yapı taşlarından birisi olarak ilk kez vurgulayan ve gündeme getiren Joseph A. Schumpeter’tir.

Schumpeter’in çalışmalarında girişimcilik, yenilik yaratma ve teknolojik buluşlar ile açıklanmaya çalışılmış; yeni ürünler, yeni hizmetler, yeni süreçler, yeni arz kaynakları ve yeni pazarlar oluşturmak için yeni kaynakların yaratılması gibi konulara ağırlık verilmiştir. Schumpeter’in bakış açısıyla girişimci, toplumda değişimi yaratacak kişi ve kurumlar olarak tanımlanmaktadır. 1970’li yılların sonunda ise birçok yazar girişimcilik konusunda girişimciyi yöneticiden ve toplumdan ayırt eden davranış, özellik ve nitelikler konusunda çalışmalar yapmıştır. Girişimciliğin istihdam yaratmadaki önemini vurgulayan çalışmalar da yaparak bu kavramı açıklamaya çalışmışlardır.

Kaynakça:

http://notoku.com/girisimciligin-tanimi/