Güncelleme Tarihi:
İSTANBUL Nişantaşı’ndaki Rumeli Caddesi, yeni markalar çıkarıyor. Elle ayakkabılarının sahibi Fehim Akar, 1977’de Rumeli Caddesi’nde açtığı mağazası için önce Milano’ya gitti ve mağazacılığı öğrendi, sonra kadınlar için sadece ‘yüksek topuk’lu satan mağazalara karşı ‘babet ve kısa topuk’lu alternatifi sundu. Kısa sürede yurt genelinde ilgi gören modellerini kendi üretmeye başlayan Elle, Türkiye’nin ilk alışveriş merkezi Galleria’nın ilk yerli marka mağazası oldu. Akar’ın şirketi El Ayakkabı İmalat ve Sanayi Ticaret A.Ş. (Elle) 21 mağazası ve 6 bin metrekare kapalı alana sahip fabrikasıyla geçen yıl 20 milyon lira ciro yaptı.
Üsküp’ten İstanbul’a
1959’da Üsküp’ten İstanbul’a göç ettiklerini belirten Fehim Akar, şunları anlatıyor: “18 yaşındaydım. Babam komünistlere karşı olduğu için Yugoslavya’da değil Yunanistan’da yaşıyordu. İstanbul’da yeniden aile olduk. Babam İskeçe’de esnaftı ve İstanbul’da da Laleli Ordu Caddesi’nde restoran açtı. 1967’de de vefat etti. İkiz kardeşim Arif ile Gedikpaşa’daki hareketliliği gördüğümüz için lokantayı bırakıp ayakkabıcı olmaya karar verdik. Restoranı ayakkabı mağazasına çevirdik. Ayakkabıdan anlamıyorduk. Hatta Gedikpaşa ustaları bize ‘zenne mi, merdane mi’ diye sorunca çok şaşırmıştık. Ancak kısa sürede işi geliştirdik. 1 ay içinde İtalya’ya gidip mağazaları, modeleri inceledim. Orada bu işin çok farklı yapıldığını gördüm ve mağazacılığa öyle başladık.”
Taklitle başladık
Ordu Caddesi’ndeki mağazanın adının Bata olduğunu söyleyen Fehim Akar, şunları dile getiriyor: “Bata Türkiy’ye gelince adımızı değiştirdik. 1977’de kardeşimle ayrıldık. Ben Rumeli Caddesi’ne mağaza açtım, Laleli onda kaldı. Nişantaşı’nda bizim mağaza inanılmaz bir satış grafiği yakaladı. Sürekli en yeni en olmayan modelleri getirip satıyordum. Bu arada anneleri değil kızlarını dinliyordum. Çünkü anneler yüksek topukta ısrarlıydı ama genç kızlar daha rahat ayakkabı istiyordu. Ben de daha kısa topuklular, babetler satmaya başladım.”
Kaldıraç oldu, iş büyüdü
“Rumeli Caddesi’ndeki Elle mağazamız bizim için kaldıraç oldu. Kazandıklarımızla büyüdük” diyen Fehim Akar, şöyle devam ediyor: “Mağazacılıkta her açıdan İtalya’yı taklit ettik ve farklılaştık. Mağzacılıktan topladığımız paralarla da fabrikayı kurduk. İlk imalata Gedikpaşa’da bir ustayla 1980’de başlamıştık. 1990’da imalatı büyütüp Merter’e taşıdık. 1999’da da Haramidere’de 6 bin metrekare kapalı alana sahip fabrikamızı kurduk.”
Galleria’nın ilklerinden
1988’de açılan Türkiye’nin ilk alışveriş merkezi Galleria’da da ilk mağazayı açan markalardan olduklarını belirten Fehim Akar, “Sonra diğer alışveriş merkezlerinde de mağazalaştık. Şu anda 21 mağazamız var. Bunların 7 tanesi franchisee, gerisi kendimizin. Bir taraftan mağazalaşmaya birtaraftan da kendi üretimimizi devam ettirerek kalitemizi korumaya devam edeceğiz” diyor.
Günde 500 çift üretiyoruz, 6 yeni mağaza açıyoruz
ELLE Genel Müdürü Mete Akar, ikinci kuşak olarak perakendeye odaklandığını belirtiyor ve şöyle konuşuyor: “Şu anda 150’si fabrikamızda olmak üzere toplam 250 kişilik istihdamımız var. Biz kadın ayakkabısıyla yola çıktık ve kadında üretimi kendimiz yapıyoruz. Erkek ayakkabılarını fason ürettiriyoruz. 20 milyon lira ciromuz var. Yaklaşık yüzde 5’i ihracattan geliyor ama bu oranı da büyütmek için yen ibir strateji belirledik. İç pazarda mağazlaşmaya devame diyoruz. Şu anda 6 yeni mağaza açmak için yeni alışveriş merkezleriyle görüşmelerimiz sürüyor. Diyarbakır dahil birçok ilde de mağazalaşacağız. Markamızı biraz daha üst segmente konumlandırmak istiyoruz.”
DİĞER ekobi HABERLERİ
Savaşa rağmen Libya’ya tatlı satıyor, sanayi bölgelerine yayılacak
EN Son şubesini İstoç’ta açan Seyidoğlu Yönetim Kurulu Başkanı Necati Göksu, “Savaşın ortasında olmasına rağmen Libya’ya da ihracata başladık. 15 ülkeye ürünlerimizi satıyoruz” dedi. 2011’de 50 milyon lira ciro hedefliklerini beliren Göksu, şöyle konuştu: “Yurt içinde de bundan sonraki mağaza yatırımlarında sanayi bölgelerine öncelik tanıyacağız. İkitelli, Dudulu gibi potansiyele sahip fakat yeterli mağazalaşma olmayan bölgelere odaklanacağız. Ekonomideki büyüme ile bu bölgelerdeki yoğunluk İstanbul’un lüks semtlerini aratmıyor. İnşaatına başladığımız 2000 metrekarelik ek fabrika yatırımını da tamamlamak üzereyiz. Vaktiyle 100 kilo ile başlayan helva üretiminde bugün günde 25 tona ulaştık. Ayrıca günde 40 ton reçel, 10 ton tahin pekmez kapasitemiz bulunuyor. Hedefimiz global bir marka olabilmek.”
Avrupa’nın alüminyum folyocuları İstanbul’da
AVRUPA Alüminyum Folyo Birliği (EAFA) Konferansı, 16-17 Haziran tarihlerinde İstanbul’da yapılıyor. Assan Alüminyum ana sponsorluğunda düzenlenecek konferansa, Avrupa’dan 142 firma temsilcisi katılıyor. Konerans kapsamındaki sempozyumda ise, sürdürülebilirlik, geri dönüşüm, pazarlama ve özel projeler konularına yer verilecek. Ayrıca Haddeciler Grubu, Esnek Ambalaj Avrupa, Buruşuk Kap ve Sarıcı Grubu olmak üzere konular 4 bölümde ele alınacak. Assan Alüminyum Genel Müdürü Remzi Örnek, alüminyum folyonun gelecek için önem arzeden bir ürün olduğunu belirterek, “Bu ürünler hayatımızda çok çeşitli alanlarda yer alıyor. Örneğin mutfak folyosu veya yiyecek konulan folyo kap gibi günlük hayata dair kullanım alanlarından, ısı eşanjörü veya ısı kalkanı ürünlerinden, otomotiv ve beyaz eşya uygulamalarına kadar” dedi.
‘Profesyonel ortak’ aldı, ‘atıl şirketi’ 50 mağaza açacak
TÜRKİYE’-nin ünlü ayakkabı sanayicilerinden ‘Yeşil’ ailesinin üçüncü kuşak temsilcisi Faik Ali Yeşil, yıllarca perakende sektöründe profesyonel yöneticilik ve danışmanlık yapan Nihat Güler’i ortak alarak mağazalaşma atağı başlattı. Yeniden yapılanan ve 4 Frame, 3 Camel Active ve 4 Ayaks Outlet olmak üzere 11 mağazayla yola devam eden ortaklığın, hedeflerinin büyük olduğunu söyleyen Faik Ali Yeşil, “Bizim üretim gücümüz ve tecrübemiz vardı, Nihat Bey’in de işin perakende tarafındaki birikimi iyi bir ortaklık oluşturmamızı sağladı. Yüzde 60’a 40 şeklinde bir ortaklık oldu. Atıl şirketlerimizden Ayaks Ltd.’de ortak olduk” dedi.
Frame ve Camel Active
Nihat Güler de şunları anlattı: “Yıllardır Yeşil Ailesi’yle de tanışırız. Ben Flo’da çalışırken Yeşil’den ürün alırdık. Faik Ali Bey’in dedesi Ali Yeşil Bey sektörün duayeniydi. Faik Ali Bey’den böyle bir teklif gelince mağazacılık ve toptan anlamında bazı markaların Türkiye lisansörü ve distribütörü olarak yola çıktık. İstanbul’da 4 yeni mağaza için kiralama görüşmelerimiz sürüyor. Frame’de 5 yılda 50 mağaza, Camel Active de 10 mağaza açacağız. Camel Active’in ve diğer markalarımızın bazı ürünlerini kendi fabrikamızda üretiyoruz. Tesisimizin kapasitesi yüksek ve bu kapasiteyi doldurmaya başladık. Fason üretimler de yapıyoruz. Şu anda mağazalarda 60, fabrikada ise 80 kişilik istihdamımız var.”
Kırsal Kalkınma programı Bitlis’e 43 tesis kazandırdı
BİTLİS Tarım İl Müdürü Bülent Korkmaz, kentte Kırsal Kalkınma Yatırımları Programı çerçevesinde 43 tesisin yapıldığını ve bu tesisler için 8 milyon 319 bin lira hibe desteği sağlandığını bildirdi. Bu yatırımlar sayesinde Bitlis’te üretilen mamullerin, kentte kurulan tesislerde işlenerek, daha kazançlı hale geldiğini ifade eden Korkmaz, şöyle konuştu: “Çiftçi tesislerde sütü işleyip peynir yapıyor. Ayrıca salça tesisimiz var. İlde tıbbi bitkiler işleyen tesislerimiz de var. Ağırlıklı olarak süt ve süt ürünleriyle, et ürünlerini işleyen tesislerimiz kuruldu. Program kapsamında kentte çok modern mezbahaneler de kuruldu. 2011 yılında da kırsal kalkınma yatırımları programı için kentte 20 proje başvurusu yapıldı. Bu projelerin toplam tutarı 10 milyon 600 lira. 5.5 milyon liralık da hibe talep edildi. Başvurular, İl Proje Değerlendirme Komisyonu tarafından değerlendirilecek ve Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın onayıyla hibe almayı hak kazanan projeler açıklanacam. Bitlis’te daha önceden tulum peyniri üreten modern işletmeler yoktu. Bugün Bitlis’e has bir markayla, işletmelerimizde tulum peyniri üretilmekte, Mersin ve İstanbul’da pazarlanmakta. Bitlis’te çok güzel, kaliteli tulum ve kaşar peynir üretiliyor.”
Tahlille girişimci oldu, sekiz şubeli zincir kurdu
KAYSERİLİ Doç. Paşa Göktaş, İstanbul’da ikisi Kızıltoprak’da olmak üzere Göztepe, Kadıköy, Nişantaşı, Çapa, Bağdat Caddesi’nde şubeleri bulunan 120 kişilik istihdama sahip Gelişim Tıp Laboratuvarı’yla büyümeye devam ediyor. Paşa Göktaş, şube sayılarını daha da artırmak istediklerini söyleyen Göktaş, bunun Sağlık Bakanlığı’nın sektörle ilgili alacağı kararlara bağlı olduğunu vurguladı. Bakanlığın özel muayenehanelere yönelik aldığı kararların sektörde yatırımları durdurduğunu belirten Göktaş, “Laboratuvar sektörü son dönemde sıkıntılı. Laboratuvarların yaşaması muayenehanelerin varlığına bağlı. 10 yıl önce Türkiye’de 2 bin laboratuvar varken bu sayı şu anda 100’ün altına düştü. Muayenehanelerin tasfiyesi ile bu sektör de zora girdi” dedi. Yedi çocuklu bir ailenin en büyüğü olarak dünyaya gelen Doç. Paşa Göktaş, hem çalışıp, hem okuyarak sıfırdan laboratuvar kurduğunu belirterek, “Eşim de bu sektörde. İki oğlum da doktor oldu ve bu alanda çalışıyor. Üç kardeşimle beraber yedi kişi bir aileden bu sektörde yer alıyoruz” diye konuştu.