Oluşturulma Tarihi: Ocak 05, 2011 10:23
Ünlü dondurma markası MADO, ürün yelpazesine soğukluk hissi vermeyen 'kış' dondurmasını ekledi.
MADO Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kanbur, tüketici taleplerini dikkate alarak farklı çeşitte dondurma üretmeye önem verdiklerini belirtti.
Dondurma sevenleri 80'den fazla dondurma çeşidiyle buluşturduklarını kaydeden Kanbur, “Kafelerimize göndermeye başladığımız 'kışlık' dondurmamız 5 yıl süren araştırma ve geliştirme çalışmamızın ürünü” dedi.
Kanbur, “kış” dondurmasının tüm MADO kafelerinde tadılabileceğini belirterek, şöyle konuştu:
“Bu çeşidimizin
kalori değeri diğer dondurmalarla aynı. Ama bu çeşidimiz soğukluk hissi vermiyor. Üretimde kullandığımız girdiler de diğer dondurma çeşitlerimizde olduğu gibi salep ve keçi sütü. Yani kışlık dondurmamızın reçetesi, bir başka ifadeyle yapım tarzı farklı.
Amacımız insanların kışın da dondurma yemesini sağlamak. Bizim geleneksel kış tatlılarımız var. Örneğin karsambaç bu tatlılardan biri. Kış mevsiminde kar ile pekmez karıştırılarak yapılırdı. Karsambaç şimdilerde unutuldu. Biz karsambaçtan yola çıkarak kış dondurmasını ürettik.”
“SEZONLUK ÜRÜN OLMAKTAN ÇIKTI”
Kanbur, yeni çeşitler geliştirerek dondurmayı tüketimi sezonla sınırlı bir ürün olmaktan çıkardıklarını vurguladı.
3 kuşaktır dondurmacılık yapan bir ailenin fertleri olduklarını ifade eden Kanbur, “Eskiden Türkiye'de kışın dondurma olmazdı. Dondurma sezonu 23 Nisan'da başlar ve Cumhuriyet Bayramı'nda sona ererdi” diye konuştu. Kanbur, sözlerini şöyle sürdürdü:
“1980'de ilk olarak işyerimizin camına 'sobanın karşısında dondurma yiyin' diye bir yazı astım. Aman Allah'ım öyle tepkiler aldım ki inanamazsınız. 'Kışın dondurma yenir mi?' dediler. Sonra yavaş yavaş insanlar kışın dondurma yemeye alıştı. Biz de kış mevsiminde önce haftanın bir günü, sonra iki günü sonra da her günü dondurma yapmaya başladık.
Ar-Ge çalışmalarına adeta bir servet harcıyoruz. Biz dünya markası olma yolunda ilerliyoruz. Öyleyse bu iş Ar-Ge olmadan olmaz. Bize zaman yetmiyor. Fiziken uyuyoruz ama zihnen uyumuyoruz, zihnimiz her zaman açık. Zihnimize sürekli 'düşün' diyoruz. Düşününce de yeni çeşitler üretiyoruz.”