Güncelleme Tarihi:
Kırmızı Ödülleri tarihinde ilk kez siz jüri başkanı olarak oy kullanmamayı tercih ettiniz. Bu kararınızın gerekçesi neydi?
Kırmızı jüri başkanlığı, temsil ettiğimiz kurumun ötesinde bir sektör temsilciliği… Türkiye’deki yaratıcılık çıtasının, eşiğinin belirleneceği bir yarışmada jürinin dengesini, yarışmaya katılan tüm işlere gerekli zamanı ayırıp eşit şartlarda, hakkaniyetli değerlendirmesini sağlamanız lazım. Bu kadar ağır bir sorumluluğun altına girmişken, kanımca jüri başkanının önceliği her bir işe oy vermek yerine bu alana odaklanmak olmalı.
Aynı zamanda, jüri başkanının oy vermemesi, kıyasıya rekabet eden şirket temsilcilerinin jüri koltuğunda oturduğu bu yarışmada size daha ilk dakikada bağımsızlık, rekabetin üstünde bir konum sağlıyor.
Sizin yönetiminizde Kırmızı jürisi bir diğer yeni adım daha attı. Özgünlük tartışmalarında farklı bir yaklaşım sergilediniz. Bu konuda ne söylemek istersiniz?
Temsil ettiğimiz sektörün en önemli konularının başında, yarattığımız değeri ortaya koymak ve bu değere paralel olarak, hak ettiğimiz itibara kavuşmamız var. Yaratıcı bir sektörde özgünlük tartışmaları, artırmak istediğimiz itibar adına ciddi bir tehdit...
Bu nedenle, özgünlük tartışmalarını sağlam bir zemine oturtmaya ve gerekli tüm partilerin şeffaf görüşünü ve savunmasını alarak karar vermeye çok önem veriyorum.
Arkasında inanılmaz bir efor olan çalışmaların özgünlüğünün değerlendirilmesi kritik bir önem taşıyor. Özgünlük tartışmalarına jüri üyelerinin ”hatırlıyorum/görmüştüm” gibi görüşleriyle, yayın zamanlamaları değerlendirilmeden, fikrin sahibinin görüşü alınmadan, gıyabında karar verilmemeli dedik. Her türlü özgünlük tartışmasında, benzer işi ve yayın zamanlamasını alarak bunu özgün değil iddiasına maruz kalan ajansla paylaştık ve kendilerinden savunmalarını istedik. Bir kısım iş, ajansı tarafından hemen geri çekildi, bir kısmı ise sonuna kadar işini savundu ve biz jüri olarak, söz konusu işi, benzerini ve ajansın savunmasını bir arada değerlendirerek son kararımızı verdik.
Genel anlamda reklam yaratıcılığı yarışmaları hakkında, sektöre katkısı konusunda ne düşüyorsunuz?
Varlık sebebi yaratıcılık yeteneğini markaların, ürünlerin, servislerin ihtiyacı doğrultusunda kullanmak olan bir sektörün yaratıcılık yarışmalarından beslenmemesi söz konusu olamaz.
Yarışmalar, aynı zamanda bir sene içinde benzer kategorilerde yapılan işleri görmek, değerlendirmek, sektör/marka/ajans bazlı yaratıcılık eşiğini anlamak için de inanılmaz bir fırsat...
Bu gerçekleri tüm reklam yaratıcılığı yarışmaları için söyleyebiliriz. Kırmızı’nın tüm bu yarışmalardan önemli bir farkı da, büyük ölçüde İstanbul’a odaklanan bir sektörün tüm Türkiye’de temsil edilmesine, reklam yaratıcılığının İstanbul ajanslarından daha geniş bir alana yayılmasına fırsat vermesi...
13 yıldır devam eden bu yatırımın en önemli sonucunu bu sene, kimi kategorilerde İstanbul ajanslarından daha başarılı bölge ajanslarının ortaya çıkması ile gördük. İşte bu noktada ben, helal olsun Hürriyet’e diyorum.
Jürinin Adana’da toplanması da bu bakış açısının bir sonucu... Adana ziyareti, tanışılan bölge ajansları ve süreç olarak Kırmızı, benim çok keyifli bir deneyim...