Güncelleme Tarihi:
TBMM, Marmara’nın kirliliği ve müsilaj sorununun gerçek sorumlusunun İstanbul olduğunu ortaya koydu. Denizdeki kirliliğin yüzde 72’sinin İstanbul kaynaklı olduğu öne sürüldü. Raporunu yakın zamanda açıklayacak olan TBMM Müsilaj Sorununu Araştırma Komisyonu Başkanı Mustafa Demir, yaptıkları çalışmaları ve vardıkları sonuçları bir grup gazeteciye anlattı. Demir, müsilajın Marmara denizi için bir uyarı olduğunu belirterek, çözüme ilişkin önerilerin dikkati alınması durumunda iki yıl içerisinde sorunun ortadan kalkacağını öne sürdü. Demir, şunları söyledi: “Marmara Denizi’nin kirlenmesinde üç temel faktör var. Küresel ısınma, Marmara Denizi’nin yapısal kendi özelliği ve kirlilik. Üst su düzeyi 6 ay içinde yenileniyor. Alt kısım ise 6 yılda kendini yenileyebiliyor. Eğer bu sorunların önüne geçmezseniz, problem artarak büyüyecek. Tedbirleri almazsak Marmara Denizi’nin akibeti konusunda müspet bir şey söyleyemez.
ŞEHİR ATIKLARI İLK SIRADA
Başlıca kirleticiler, şehir atık suları, sanayi atıkları ve kötü tarım uygulamaları. Esas sorun, önüne geçebileceğimiz kirleticiler. Marmara’ya 5 milyon 393 bin metreküp su veriliyor günlük. Kentsel atık 4 milyon 813 bin metreküp. Endüstriyel atıklar 479 bin metreküp. Bunların yüzde 53’ü ön arıtma. Biyolojik arıtma yüzde 42, ileri biyolojik arıtma yüzde 4.5 oranında. Kesinlikle denize sadece ileri biyolojik arıtma suları verilmeli. Marmara Denizi’nin kirletilmesinde İstanbul’un payı yüzde 72. İstanbul’u çözmeden bunu çözmek mümkün değil. Marmara’yı kurtarmak adına söylüyorum. İlk etapta ileri biyolojik tesislerin olması için Marmara havzasındaki tüm belediyelerin sorumluluğu var. Çözüm ortakları yerel yönetimler. 16 arıtma tesisi için 10 milyar lira gerekiyor. İBB böyle kaynağı olmadığını söyledi. Bu sorunun el birliği ile çözülmesi gerekir. Marmara Denizi eylem planı maddeleri hayata geçirilmeli. Onların içinde bir tanesi Marmara Denizi’nin Çevre Koruma Alanı ilan edilmesiydi. Bu kararı aldık. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, İller Bankası aracılığıyla bunu yapar ya da yaptırır. Ve belediyelerden tahsil edebilir. İçinde yerel yönetimlerin mutlak olacağı, harcanacak kaynağın bir bölümünü belediyelerin üstleneceği bir yapıyı tartışıyoruz.”
Yapılması gerekenin, kontrol mekanizmasının güçlendirilmesi olduğunu belirten Demir, “Gemi atıkları ve sintinelerin çok iyi takip edilmesi gerekir. Yat limanlarının kirlilik kontrolü yapılmalıdır. Cezaların caydırıcı olması zorunlu. Kirletici ve vahşi balıkçılık sona ermeli. Larvaların bırakıldığı deniz altı alanlara dokunulmaması, belli büyüklükten küçük olan balıkların avlanmaması, sanayi tipi balıkçılığın yasaklanması gibi kurallar gerekiyor” diye konuştu.