ANKA
Oluşturulma Tarihi: Eylül 23, 2008 15:33
Krea Group CEO’su ve gayrimenkul geliştirme sektörünün önde gelen isimlerinden Hakan Kodal, konut sektörü için 2008'in zor bir yıl olduğu, 2009'un da kolay bir yıl olmayacağı değerlendirmesini yaptı.
Hakan Kodal, küresel piyasalarda yaşanan krizin artık dibe vurduğunu, bundan sonraki süreçte artçı şokların ve dalgalanmaların devam edeceğini belirtti.
Kodal, “Krizin dibe vurması çıkışın başladığı anlamına gelmez. Toz duman bulutunun dağılmasını bekleyerek krizin Asya ve Avrupa piyasalarına etkilerinin de ne yönde olacağını görmek gerekiyor. Dünya piyasalarında Türkiye’deki piyasalar gibi sert düşüşler ve ani çıkışlar olmaz. Krizden çıkış süreci yavaş ve kademeli ve uzun süreli bir hareket olacaktır. Ancak ABD’de mevcut mortgage sisteminin artık çöktüğünü ve iflas ettiğini söyleyebiliriz. Konut finansmanına Avrupa modeline doğru bir yakınlaşma olacak” dedi.
DÜŞÜK GELİRLİ İÇİN KİRA ÖDER GİBİ EV SAHİBİ OL DÖNEMİ BİTTİ
Hakan Kodal, Türkiye’de konut sektörünün durumunu değerlendirirken, mortgage modeline dayalı finansman modelinin uygulama şansının iyice azaldığını savunarak “Türkiye’de düşük gelir sahibi olanların kira öder gibi ev alma sahibi olmaları artık hayal olmuştur. Bu kesimlerin konut sahibi olması, Hükümetin yeni vergi teşviklerini içeren çok özel bir finansman paketi çıkarmasıyla ancak mümkün olabilir” diye konuştu. Kodal, konut sektörünün 2008 yılının zor bir yıl olduğunu kaydederek “ 2009 yılı da konut sektörü için kolay bir yıl olmayacak” değerlendirmesini yaptı.
ZARAR 1.5 TRİLYON DOLARA ÇIKABİLİRDünya Piyasaları, Bölgeye Etkileri, Türkiye’ye Yansıması ve Gayrimenkul Sektörüne Etkisi konusunda İstanbul’da bir basın toplantısı düzenleyen Hakan Kodal, dünyada artık sadece yatırım bankası olarak ayakta kalma döneminin bittiğini, yatırım bankacılığı ve ticari bankacılığın birlikte yürütüleceği bir dönemin başlamakta olduğuna işaret ederek “ Amerikan hükümetinin 1 trilyon dolara yaklaşan destek paketinin tam olarak piyasalara nasıl bir güven getireceğini kestirmek zor. Toplam zarar, varlıkların yeniden değerlemesi ile birlikte 1,5 trilyon doları bulabilir” değerlendirmesini yaptı.
GELİŞEN PİYASALAR VE TÜRKİYE CAZİPKredi piyasalarının çok daraldığı, fonlama maliyetlerinin arttığı bir dönemde “ bekle-gör “ politikasının öne çıkacağını söyleyen Kodal, Türkiye’nin de içinde bulunduğu gelişmekte olan piyasaların cazibesini koruyacağını kaydederek “ Türkiye’nin tabi ki bir iki yıl öncesindeki cazibesini koruması söz konusu değil. Yatırım ikliminde global ölçekte genelde bir bozulma söz konusu olduğu için Türkiye’nin de bundan etkilenmemesi mümkün değil. Ancak görece olarak ve gelişmiş piyasalara oranla Türkiye’nin yatırımcılar açısından çekiciliğini sürdüreceği açıktır” diye konuştu.
BANKALAR KONUT FİNANSMANINDA DAHA SEÇİCİ OLACAKTürkiye’de mortgage pazarının 30 milyar
dolar ile GSMH’nin yüzde 6’sı düzeyinde bulunduğunu ve toplam mortgage kredi kullanıcı sayısının da 70 milyonluk nüfus içinde 500 bin civarında olduğunu anlatan Hakan Kodal şunları söyledi “ Bankaların gayrimenkul sektörüne ayırdıkları kaynaklar çok sınırlı düzeyde. Türkiye’de genelde tüketiciler de konut sahibi olurken borçlanmaya çok fazla başvurmuyorlar. Dolayısıyla konut sektöründe dışardaki gibi bir risk Türkiye’de yok. Bankacılık sistemi de zaten güçlü durumda. Bankaların bundan sonraki dönemde konut finansmanında çok daha seçici davranacakları açık. Gayrimenkul sektörü sindirim dönemi yaşıyor ve bu süreç de biraz ağır ilerliyor” diye konuştu.
KONUT FİYATLARI UCUZKonutta Avrupa’ya göre Türkiye’nin halen ucuz ve büyüyen bir pazar olduğunu hatırlatan Hakan Kodal ,faizlerin orta vadede düşmesinin beklenmediğini belirterek “ Konutta fiyatlar bölgeler ve projelere göre farklı trend izleyebilir.Fiyatlarda ciddi bir düşüş olmaz, riskli projeler ve arz fazlası olan bölgeler olumsuz etkilenir. Eğer birkaç yıl içinde alım gücünün artacağını düşünüyorsak bugünkü fiyatların geleceğe göre çok daha avantajlı olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim” dedi.
Alışveriş merkezlerindeki artışa dikkat çeken Kodal “AVM piyasalarındaki tek sorun AVM adedi değil. Perakendedeki hızlı büyüme, tüketimin düşüşü ve konsept hataları AVM adedinden daha kritik sorunlar ortaya çıkarıyor. Perakende sektöründe 5-10 mağazadan 100 mağazaya çıkışlar oldu. Konut sektöründeki sindirim AVM sektöründe de yaşanıyor” görüşünü ifade etti.
KREA GRUP ORTA VADELİ HEDEFLERİ DEĞİŞMEDİ Krea Grup’un faaliyetleri hakkında da bilgi veren Hakan Kodal, küresel ekonomideki gelişmeler ışığında ortaya çıkan fırsatları “bekle-gör”yaklaşımı içinde değerlendirdiklerini, beş yılda beş milyar dolar yatırım hedefinde bir değişiklik olmadığını belirtti. Kodal mevcut 4 AVM, 2 konut-otel projesine yatırıma devam ettiklerini, İstinye projesinin de üçte birlik bölümün satıldığını , diğer üçte birlik bölüm için de opsiyonlar olduğunu ifade ederek toplam yatırım tutarının 1 milyar doları bulacağını söyledi. Kodal, bu yatırımların Bosphorus fonunun (BREF) kapasitesinin yüzde 65ine tekabül ettiğini, bu fonun yüzde 25’inin Merrill Lynch şirketine ait olduğunu ve ayrıca 14 global yatırımcının bulunduğunu, Merrill Lynch’in Bank of America tarafından satın alınmasının bir durum değişikliği ya da sorun yaratmadığını açıkladı. Kodal, gayrimenkul yatırım fonu modelinin örnek bir model olarak giderek tüm dünyada yaygınlık kazandığını belirterek “ Bankalar artık bilanço içinden kaynak ayırarak gayrimenkul sektörüne yatırım yapmak istemiyor. Piyasa oyuncuları artık bilanço dışından sermaye koyup bağımsız olarak yönetilen fonlara katılmayı tercih ediyor” dedi.