Güncelleme Tarihi:
Başkent Üniversitesi’nin organizasyonuyla düzenlenen 1. Uluslararası Bankacılık Kongresinin açılışında konuşan Türkiye Katılım Bankaları Birliği Başkanı ve Albaraka Türk Genel Müdürü Melikşah Utku, son yıllarda katılım bankacılığında yaşanan büyümeye dikkat çekti. Katılım bankalarının sanıldığı gibi sadece kar dağıtmadığını, zarar da dağıttığını vurgulayan Utku, o nedenle diğer bankacılardan farklı olarak faizsiz bankacıların krediyi verdikleri andan itibaren endişelenmeye başladıklarını anlattı.
BU MODEL ÇÖKER
Ticari bankaların konut, baraj, köprü, yol gibi projelere kredi vermesinin sakıncalarına dikkat çeken Özince ise şöyle konuştu:
“Türkiye'de mali sektör yetersizdir, ayakları eksiktir. Herkesin ağzında bankalar çok alıyor, çok faiz uyguluyor, bankalar şöyle yapıyor böyle yapıyor. Biz her şeyi bankalardan mı beklemeliyiz? Köprü yapılacak bankalar, ev yapılacak bankalar. Meslek hayatımın onlarca yılı bankaların gayrımenkule kredi vermesinin yasak olduğu dönemde geçti. Niye yasaktı? Çünkü gayrımenkul finansmanı ticari bankalar tarafından ya-pıl-maz. Bunun için yasaktı. Siz bugün Türkiye’de konut kredisini 1 ay mevduata dayanan bankalardan isteyemezsiniz. Dünyanın hiç bir yerinde böyle bir konut finansman modeli yok. Yaparsanız da çökertirsiniz. Çökebilir, diyene de siz felaket tellalı diye bakmamalısınız.
GECEKONDUYA İSKAN İZNİ VERMEYE BENZEMEZ
Bu gecekondu yapıp da sonradan buna imar, iskan vermeye de benzemez. Finans alanındaki işler sağlıklı, hesap verebilir ve şeffaf yapılmalıdır. Ülkemizde yaşanan krizler vergisini veren namuslu vatandaşlara pahalıya malolmuştur. Türkiye Cumhuriyetinin bu büyüklüğe gelen ekonomisinin mali sektörünü bundan sonra riske sokmak vergisini ödeyen vatandaşlar için çok daha maliyetli olabilir. Dolayısıyla sermaye piyasasının muhakkak güçlendirilmesi gerekir. Gayrımenkul finansmanı kalkınma yatırım bankacılığı gibi ihtisas sahiplerince yapılmalıdır. Yani ticari bankalar, köprüye, baraja da gayrımenkule de kredi vermemelidir. Bunları yatırım ve kalkınma bankaları vermelidir. Şu anda Türkiye’de ticari bankaların hepsi köprüye baraja yönelmiştir. Bu devlet politikalarıyla da makbul bir trend haline geldiği için yapıyoruz ama ayağımızı yorganımıza göre uzatmamak bir tarafta işi layığıyla yapmıyoruz yani bir inşaat yapacağınız zaman doktor çağırır mısınız? Altyapı inşaatı yapacağınız zaman önce kalkınma bankacıyı çağırırsınız.”
TEKNOLOJİDEN KORKUYORUM
İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Özince, ulus devletlerin devam ettiği bir yüzyılda, ulusal ekonomik bağımsızlığın bugün en ciddi konulardan biri haline geldiğini vurguladı. Bu nedenle Trump’un da haklı olduğunu belirten Özince şöyle konuştu:
,
“Trump ülkesinde robot veya istihdam Çin’de diyebilir mi? Ben çeliğimi burada üretirim, gerekirse baştan bir daha üretirim. Aksi halde istihdam yaratacak alan kalmıyor, turizm, belki inşaat. Üniversite mezununu amele yaparsınız. Türkiye Cumhiriyeti genç bir toplum. Buna uygun ekonomik model geliştirmezsek, ki geliştirmedik zaten, dehşetdengiz bir durumla karşı karşıyayız ki ben kendi hesabıma çok üzgünüm, yani cumhuriyet nesli analarımız babamızın yaptığını biz sürdüremedik. Atatürk lider çağı değil ufkun ötesini görmeli, diyor. Bizim için ufkun ötesinde ne var diye baktığımızda büyük endişe içindeyim. Teknolojiden ödüm patlıyor. Hiçbirisi Türk değil. Ana bilgisayar sistemlerimiz, hastanemizden telefonumuza kadar 4 Amerikan sisteminin üzerinde çalışıyor. Hakim devletlerden ambargo yesek, Whatsapp’ın Facebook’un yeni versiyonunu indiremesek ya da elimizdeki telefonlardan birini çalıştıramazsanız banka manka yok. Maalesef bankacılığın tüketici ayağındaki teknolojiden de Türkiye’den banka sermayedarı çıkmamasından da hiç mutlu ve huzurlu değilim. Mali sektöru bir bütün olarak ulusal politikalarla götürmek lazım. Ama ülkemize gelen uluslararası yatırımcılara da kapımız sonuna kadar açık olmalı.”