Kibrit yok olmadı ‘Dijital Çağ’a rağmen kalem de var olacak

Güncelleme Tarihi:

Kibrit yok olmadı ‘Dijital Çağ’a rağmen kalem de var olacak
Oluşturulma Tarihi: Eylül 27, 2010 00:00

Gelecek yıl 250’nci yılını kutlamaya hazırlanan dünyanın en köklü kalem üreticisi Faber-Castell’in sahibi Kont Anton-Wolfgang Graf von Faber-Castell, Türkiye’nin Avrupa’daki en büyük ikinci pazarları olduğunu söyledi. Endüstrinin tehlikede olmadığını belirten Kont Faber-Castell “Nasıl çakmağa rağmen kibrit yok olmadıysa Dijital Çağ’a rağmen kalem de defter de olacak” dedi.

Haberin Devamı

DÜNYANIN en eski ve en büyük kalem üreticisi Faber-Castell, 16 Eylül 2010’da biten mali yılında yüzde 5 artışla 451 milyon Euro ciroya ulaştı. 2000’den fazla yazım, çizim, boyama ve renklendirme ürünü üreten firmanın yıllık kurşun kalem üretimi ise 2 milyar adet. Kalemlerin ağacının çoğunu Brezilya’da kurduğu ormandan alıyor. Ormana her yıl bir milyon fidan dikiyor. Bir ağaçtan 2500 kalem üretmek mümkün ve kalem üretimi için yılda 250 bin ağaç kullanıyor. Şirket ilk yıllarında günde sadece 5 kurşun kalem üretibiliyormuş. Faber-Castell’in başında 8’inci kuşak yönetici Kont Anton-Wolfgang Graf von Faber-Castell bulunuyor. Mütevazı tavırlarıyla dikkat çeken Kont Faber-Castell isminin uzunluğundan da yakınıyor. Bir Yuyanistan seyahatinde, otelden ayrılmak için taksiye biniyor. Araç beklemeyi sürdürünce şoförü hareket etmesi için uyarıyor. Şoför “Efendim diğer iki yolcuyu bekliyorum” deyince anlıyor ki ismi yine bir karışıklığa neden olmuş. Kont Faber-Castell ile, daha önce Ernest Hemingway, John Steinbeck gibi yazarların kaldığı ve Yahudi soykırımının ardından kurulan büyük mahkemeyi takip eden yüzlerce gazeteciye evsahipliği yapan Nürnbeg’deki şatosunda konuştuk.

Haberin Devamı

Türkiye büyümede önde

* Mali sonuçları açıkladınız. Yüzde 5 büyüme sizi memnun etti mi?
- Biz aslında yüzde 2 planlamıştık. Planlarımızın çok üstünde bir büyüme oldu. Asya-Pasifik büyümemize çok katkı sağladı.
* Türkiye’de neler oldu?
- Türkiye’de Adel Kalemcilik yani Anadolu Grubu ile ortağız. Orada daha da güzel gelişmeler var. Yüzde 10’dan fazla bir büyüme gerçekleşti. Avrupa’daki en büyük ikinci pazarımız Türkiye, çok etkileyici. Biz de orada çok güçlüyüz. Çocuk ürünlerinde gayet iyiyiz, ofis ürünlerinde de fena değiliz ama daha fazla büyüyebiliriz.
* Bu kadar hızlı büyürken yeni bir yatırım söz konusu olabilir mi?
- Acil bir yatırım planımız şu anda yok. Biz Adel’in ürettiği suluboyalar başta bazı ürünleri 40 ülkeye ihraç ediyoruz.
* Çocuk ürünlerinde çok güçlüsünüz. Çocukların tercihinde ülkeler arası farklılıklar var mı?
- Çocuklar tüm dünyada aynı. Sadece yetiştirmeden dolayı farklı kültürlere sahipler. Fakat burada belirleyici olan kültürden ziyade alım gücü.

/images/100/0x0/55eb5eeaf018fbb8f8bcc156

Haberin Devamı

Kalem hep ana ürün olacak

* Siz sekizinci jenerasyonsunuz, şirket 250 yıllık... Tüm basılı endüstriyi tehdit eden ‘Dijital Çağ’dan korkuyor musunuz? 9 veya 10’uncu jenerasyon da aynı işi sürdürüyor olabilecek mi?
- Bu endüstrinin yok olacağını düşünmüyorum. Belki azalacak ama hep var olacak. Çakmaklar çıkınca kibritlerin tarih olacağı söylenmişti ama öyle olmadı. Dünya nüfusu daha en az 30 yıl artacak. Eğitim mega trend. Biz de oraya konumlanıyoruz. İnternet pek çok endüstri için bir tehdit ama yeniden konumlamalar gündeme geliyor. İnsanlar kalemle not almayı, yazmayı, çizmeyi, boyamayı sürdürecekler. Her şeyi bilgisayarda yapamayız. Lego çok başarılı bir örnek bu bakımdan. Kendini doğru konumladı ve hala çok başarılı. Biz de çeşidi artıracağız. Ürün gamımız genişleyecek ama ana ürünümüz hep kalem olacak. Bakın biz lüks kurşun kalem yaptık. Çok başarılı oldu. Demek ki mümkün.

Haberin Devamı

Değerlerimize tapıyoruz

* Alman bir şirket değiliz diyorsunuz.
- Biz Alman değil, Alman kökleri olan global bir şirketiz. Sadece Almanya’da üretip satmıyoruz; Alman bakış açımızı, yaşam biçimimizi dikte etmiyoruz. Biz merkezi dağıttık. Örneğin Türkiye operasyonuna tavsiyede bulunuruz ama onların orada yaptıklarını biz buradan yapamayız. Şirketimizin kalite, inovasyon, yaratıcılık, sosyal-çevre sorumluluğu değerleri var. Biz bu değerlere tapıyoruz!

Kariyer

Aile şirketinde 2-3 yıl geçirecektim

- Kariyerimin başlangıcını değil ama sonunu planladım.
- Sekizinci kuşak olarak aile şirketimizde 2-3 yıl kalacağımı düşünüyordum.
- Sonra dünyanın farklı yerlerine gitmeyi hayat etmiştim ama her şey tsunami dalgaları gibi geldi. Ben de o dalgalara kapılıp gittim.
- Çocukken oyuncak bir tankım vardı. Hep tankçı olmak isterdim.
- Bana seslenen bir Amerikan askeri cevap vermediğim için kızdı ve tankımı kırdı. Bu küçük bir olay aslında. Genellikle Amerikalı askerler herkese iyi davranırdı.

Toplantı

Haberin Devamı

İstemesem de toplantılar sürekli artıyor

- Bir toplantı sabah yaparım, öğlen dinlenir sonra ikincisini yaparım. Hayır bu sadece bir şaka!
- Çok fazla toplantı sevmiyorum ama otomatik olarak günlük programıma ekleniyor, sayıları sürekli artıyor.
- Uluslararası faaliyetler, halkla ilişkiler, pazarlama, yatırım gibi konularda sürekli toplantı oluyor.
- Gelecek yıl 250. senemiz. Bu nedenle toplantılarım arttı.
- Uzun ya da kısa olması içeriğe göre değişiyor.

Güne başlarken

Erkenci kuşlardan değilim ama çocuklar var

- 14 yaşındaki ikizlerimin okul saatine göre kalkıyorum. Eskiden 06.00 gibiydi, şimdi 07.30’da uyanıyoruz.
- Erkenci kuşlardan değilim ama çocuklar nedeniyle erken kalkmaya alışıyorum.
- 5 saat uykuyla yetinebilenlerden değilim. En az 7 saat uyumak isterim.
- Bütün aile birlikte kahvaltı etmeye özen gösteriyoruz.
- Akşam da eve 19.00 gibi dönerim.

Beslenme

Haberin Devamı

Öğlenleri Türk sekreterimin zoruyla yerim

- Kahvaltı çay, siyah ekmek, az terayağı ve baldan ibaret.
- Öyle obur, çok yemek yiyen birisi değilim.
- Öğlenleri pek yemek yemem. Bazen Türk sekreterimin zoruyla sandviç falan yerim. O gider bana alır, getirir.
- Fakat akşam yemekleri çok önemli. Hafif yerim genellikle. Balık veya kırmızı et, yanında mutlaka sebze olur.
- Beyaz de çok severim ama kırmızı şarap daha çok içmeye çalışıyorum.

Mekan

Bağırmadan konuşulabilen yerlere giderim

- Benim için en önemlisi konuşabileceğim, bağırmadan sohbet edebileceğim bir yer olması.
- Elbette lezzet de çok önemli; yemekler hafif olmalı.
- Sürekli gittiğim mekanlar vardır.
- Başka bir ülkedeysem yerel tatları denerim.
- Ama ciğer, beyin falan asla yiyemem.

Spor

Karım bu konuda benden daha iyi

- Eskiden fitness’a her gün giderdim. Şimdi daha az gidebiliyorum.
- Evimizin bulunduğu köyde çok güzel bir spor salonu var. Oradaya giderim.
- Spor konusunda karım benden çok daha iyi. Daha disiplinli ve her gün spor yapıyor.
- Hafta sonu spora ağırlık veriyorum ama hafta içi de egzersiz yapmaya gayret ediyorum.
- Ara sıra tenis oynarım.
- Tatillerde ise dağcılık, tırmanma, golf severim.

Hobi

En büyük hobim kalem açmak

- Bir şeyler toplamıyorum ama atmayı beceremeyenlerdenim. Karımdan bu konuda çok şikayet duyarım “At artık şunları” der.
- Dedem ve babamdan kalma bir silah koleksiyonumuz var.
- Modern sanat eserleri topluyorum.
- Sanırım en büyük hobim kalem açmak. Bu da kısmen şaka!
- Evimizin etrafı kocaman bir bahçe. Yeşillikle, çiçekle, bahçeyle uğraşmayı severim.
- Çok fazla davet alıyorum. Bu davetlere katılmaktan bir hobi sahibi olmakta zorlanıyorum.

Tatil

Kısa Avrupa tatilleri yaparız

- Yazın 3, kasım ayında da 1 hafta tatil yaparız.
- Çok fazla iş seyahatim oluyor ama onlarda dinlenmek ya da tatil keyfi yapmak pek mümkün olmuyor.
- Çocuklarla birlikte Noel’den sonra tatil yapmaya bayılırız.
- Yatları çok severim ama karımı deniz tutar. O yüzden tekne tatili yapamıyoruz.
- ABD, Long Island’da bir evimiz var. Orada vakit geçiririz.
- Avrupa’da olmak çok güzel. Paris, Roma, Viyana birkaç saat uzağımızda. Hafta sonları kısa Avrupa tatilleri yaparız.

Otomobil

Herkes Porsche ister ama parası yoktur

- Audi S8 kısa versiyonu var. Ve her seferinde karım arkası çok dar, bacaklarımız rahat etmiyor diye şikayet eder. Ekonomi sınıfında oturmak gibi, der.
- Kesinlikle ben Audi fanatiğiyim. Dana uzun bir versiyonunu alacağım.
- Belki BMW de olabilir.
- Porsche çok severim ama 2 çocukla bu hiç anlamlı değil! Herkes spor araba sever ama parası yoktur. Paran olunca da ilgin olmuyor, olamıyor.
- Bir ara Volvo’muz vardı. Tam 7 kişilikti. Herkes biniyordu; onu çok severdik.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!