Sembol İnşaat tarafından Astana'da inşa edilen “Astana Arena Stadyumu”nun açılışının ardından gazetecilerle sohbet eden Tamince, Kazakistan sanayisinin ağır sanayide önemli yatırımlarının olduğunu belirterek, son 4-5 yıldır ise bankacılıktaki gelişmelerden dolayı Kazak'ların gayrimenkule yöneldiğini söyledi.
Türkiye'de çok farklı dinamiklerin ve belirli alanlarda oturmuş bir sanayisinin olduğunu dile getiren Tamince, Türkiye'nin krize iyi durumdayken yakalandığını hatırlatarak,”Eğer buradaki yer altı zenginlikleri Türkiye'de olsaydı Türkiye'yi kimse tutamazdı. yüzde 13,8'lik küçülme sürpriz bir küçülmeydi, bizde beklemiyorduk ama inşallah toparlar kendini” diye konuştu.
Kazakistan gayrimenkul sektöründe durgunluğun olduğuna dikkati çeken Tamince, Türkiye'de özel sektörün çok dinamik olduğunu ve kendi sorunları ile baş edebildiğini, ancak Kazak'ların o kadar mücadeleci olmadığını ifade etti.
Kazakistan devletinin krizin ilk günlerinden itibaren büyük sanayi kuruluşlarına baskı yaparak işçi çıkarmalarını engellediğini, ancak bunun karşılığında da belli fonlar çıkararak şirketleri desteklediğini anlatan Tamince, şöyle konuştu:
“Kazakistan, krizden en fazla etkilenenlerin başında. Bizim burada iki türlü işlerimiz var. Bir devletin finanse ettiği taahhüt işleri, birde kendi yaptığımız yatırımlar var. Devlet taahhütlerinin çok büyük sorunu yok. Çünkü devlet ödüyor, bizde inşa ediyoruz ama kendi yatırımlarımızda bankacılık sektörü şu anda çok büyük sorunlar yaşadığı için finansman bulmada büyük sıkıntı çekiyoruz. Dolayısıyla kendi işlerimizi durdurduk ya da yavaşlattık. Birde tabii ayrıca alıcı da yok. Bu şartlarda bunları yapmanın bir anlamı da yok. Ancak, 'Han Çadır' diye bir AVM yatırımımız var. Onu sürdürüyoruz. Hedefimiz Eylül-Ekim aylarında burayı bitirmek.”
Fettah Tamince, bir gazetecinin “Kazakistan'da en fazla yatırım yapan şirket, siz misiniz?” sorusu üzerine “En fazla yatırım yapan biz miyiz değil miyiz bilmiyorum ama en fazla iş yapan şirketlerden biriyiz” dedi. Tamince, Kazakistan'da global şirketlerden çok, yerel markalarla rekabet ettiklerini söyledi.
Astana Arena Stadyumu'nun açılışı ile ilgili bir soruya da Tamince, Kazakistan'a böyle bir eser kazandırdıkları için Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev'in kendilerine teşekkür ettiğini ifade etti. Nazarbayev'in kendilerini yabancı olarak görmediğini anlatan Tamince, “Cumhurbaşkanı, bize çok güveniyor. Güvendiği için de bize çok büyük sorumluluklar veriyor” dedi.
“Türkiye'de de stadyum açmayı düşünüyor musunuz?” sorusu üzerine de Tamince, Türkiye'nin bir çok dinamiğe sahip olduğunu, ancak bazı şeylerin yapılamadığını söyledi. Tamince, “Bu konuda iş adamlarına da basına da büyük görevler düşüyor. Antalya'da bir stadyum işine girmiştik, ancak ertesi gün gazeteleri okuyunca işi yapmaktan vazgeçtim. İhaleye girdik, 'Niye fazla para veriyorsunuz, az veriyorsunuz' gibi şeyler söylendi. Neden böyle bir zihniyet var? Şimdi Antalya neyi kaybetti? 30 bin kişilik stadyum yapılacaktı. Stadyum yok ortada. Belki Türkiye'nin ve Avrupa'nın en önemli futbol merkezi olacaktı Antalya. Tesisler olmazsa bunlar nasıl olacak?” diye konuştu.
“YALILAR 10 MİLYON DOLARA DEĞİLDE 50 MİLYON DOLARA SATILIR”Fettah Tamince, bir gazetecinin, yabancılara mülk satışı hakkındaki sorusuna da Türkiye'de son 6 yıldır yabancılara mülk satışının bir çok kere iptal edildiğini hatırlattı. Tamince, yabancıların önünün açılması ve Türkiye'ye gelip yaşamaları için zemin hazırlanması gerektiğini belirterek, “ABD hala insanlar gelsin diye teşvik ediyor. Böyle yapınca ABD'yi mi kaybediyor?” dedi.
İstanbul'un, Türkiye'yi çok önemli bir cazibe merkezi haline getirdiğini dile getiren Tamince, “Yabancılar da en iyi evleri neden İstanbul'dan almasınlar? Çocuklarını neden İstanbul'da okutmasınlar? Neden banka hesaplarını İstanbul'da açmasınlar? Dubai'yi Dubai yapan nedir? Oraya baktığımızda, Hintli, Pakistanlı, Ortadoğulu orayı kendilerine göre bir merkez olarak kabul etmişler. İstanbul, bunlardan daha büyük bir potansiyele sahip. Zemini oluşturursak, insanlar gelip yatırım da yapar, İstanbul'da da kalır. O zaman ev fiyatları daha yüksek olur. Yalılar 10 milyon dolara değilde 50 milyon dolara satılır” diye konuştu.
Kazakistan'daki diğer yatırımlarına da değinen Tamince, şunları kaydetti:
“Sadece bir stadyum değil, kongre merkezleri de yaptık burada. Bu çapta bir kongre merkezi Türkiye'de yok. Bir tek salon 5 bin kişilik. Han Çadır gibi bir proje yok. Bırakın onları, Türkiye'de öyle projeler tasarladık öyle projeler düşündük ki bunlar o projelerin yanında hiçbir şey.
Çünkü Türkiye'de tüketici, turizm var. Türkiye'de potansiyel var. Antalya'ya günde 345 uçak iniyor. Böyle bir şehir dünyada kaç ülkede var? Türkiye 35 ülkeye 3-3,5 saat uzaklıkta. Bunların çoğu da gelişmiş, zengin ülkeler...
Türkiye'nin 20 milyon genci var. Lisan bilen birçok insanı var. Türkiye artık eskisi gibi değil. Dolayısıyla Türkiye'nin artık vizyon projelere, en iyi stadyumlara, en iyi anıtsal yapılara ve turizm tesislerine ihtiyacı var.”
Hükümet'in Türkiye'ye hiç olmadığı kadar vizyon koyduğunu ve Antalya, Lara, Çeşme ile Dalaman'da 10 binlerce dönüm arsa ürettiğini vurgulayan Tamince, “Bunları dünya çapında projelere dönüştürelim dedik. Sadece Dalaman, Türkiye'ye 30-40 milyar
dolar para getirecek bir proje ama o proje, yılardır mahkemelerde sürünüyor. Dalaman tek başına bir Dubai'nin topladığı parayı toplar” diye konuştu.
Turizmin, Türkiye için en doğru sektör olduğunu dile getiren Tamince, krizde ihracata dayalı sektörlerin keskin düşüşler yaşadığını, ancak turizm sektöründe diğerlerine göre bu düşüşün az olduğunu söyledi. Ekonomide dışa açık olmanın önemini vurgulayan Tamince, “Baktığımızda en imrendiğimiz ülkeler, en açık olan ülkeler” dedi.
“TÜRKİYE'DEKİ EN ÖNEMLİ SORUN, KAMPLAŞMA”Türkiye'deki en önemli sorunun, kamplaşma olduğunu belirten Tamince, “Türkiye'de 'Karşıdaki ne kadar güzel olursa olsun kötüdür' şeklinde bir anlayış var. Bu, en fazla siyasi yapılarda var. Galataport projesinde de bunu yaşadık.
Galataport, ayda ortalama 15-20 milyon avro kira getirecekti. Bir kaç yüz milyonluk yatırımdı ve İstanbul'un çok önemli bir ihtiyacını giderecekti. Şimdi hep beraber kaybettik” ifadelerinde bulundu.
Dubai'de yaptıkları oteli bitirdiklerinde “Acaba elektrik verebilir miyiz, veremez miyiz” diye düşündüklerini anlatan Tamince, “Antalya'da o kadar otel yaptık, hiçbirini düşünmedik. Hiç birimiz arıtmayı düşünmedik, hiçbirimiz yolu düşünmedik, çünkü bütün alt yapı vardı. Sadece son 5 yılda hükümet, Antalya'nın alt yapısına 6 milyon dolar para harcadı. Baktığınız zaman bunların hepsi Türkiye'nin zenginliği” diye konuştu.
Tamince, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bölge ülkelerini çok sık gezdiğim için çok net görüyorum. Eğer biz ağlarsak, onların hiç gülmemesi lazım. Suudi Arabistan, en fazla petrol üreten ülke ama 'kimin potansiyeli daha fazla?' derseniz, ben yine Türkiye derim. Çünkü bizdeki alt yapı, onların çok daha ötesinde. Şimdi Almanya'nın, Japonya;nın petrolü var mı? Yok... Almanya bugün, fuarlardan dolayı bizden daha fazla turizm geliri elde ediyor. Bunları iyi düşünmek lazım.
Rixos çok fazla krizden etkilendi de diyemem. Yatırımlara gelince de iş adamının hedefi minimum sermeye ile maksimum verimi nasıl alırımın gayretidir. Rixos'ta çok fazla zorlanmadıktan sonra büyük yatırımlar yapmak istemiyoruz. Çok büyük taahhütlere de girmek istemiyoruz. Rixos markasına duyulan bir güven var. Asıl olan bu işi çok daha iyi yapabilmek. Otel yatırımları, çok büyük yatırımlar. Otelin başarılı olması için birkaç yıl gerekiyor.”
Fettah Tamince, otel sayısından çok bilinirliğin önemli olduğunu belirterek, “5 bin oteli olan grupla 30 oteli olan grup, aynı ciroyu yapıyor. Biz biraz daha ciro endeksli gidiyoruz. Önümüzdeki 10 yıl boyunca her yıl ortalama yüzde 25-30 büyümek istiyoruz” dedi. Rixos otellerini ilk olarak müşteri üretebilecekleri bölgelerde açmak istediklerini anlatan Tamince, “Gidip Güney Amerika'da otel açmanın mantığı yok. Çünkü orada bizi tanıyan insanlar yok. Ancak, Ortadoğu'da artık bir isim olmaya başladık. Orada yatırım yapıyoruz. Orta Asya'da devam ediyoruz. Ülkemizde kesinlikle bu konuda pazardan daha fazla pay almak istiyoruz. Doğu Avrupa'da tanınıyoruz. Belki önümüzdeki dönemlerde biraz daha Avrupa'ya yöneliriz. Avrupa'da şehir otellerinde büyüyoruz” diye konuştu.
Bir gazetecinin, Ortadoğu'daki yatırımlarını sorması üzerine de Tamince, bölgedeki ülkelerin, bir gün kendilerinde petrolün biteceğini anladıklarını ve turizme yöneldiklerini vurgulayarak, “Katar'da genelde küçük oteller yapılıyor ama biz, 500 odalı bir tesisin anlaşmasını imzaladık. Bahreyn'de bir anlaşma imzaladık. Bu da 2010'da bitecek. Dubai'deki tesisi yıl sonuna kadar açacağız. Tesisin şu anda yüzde 95'i bitmiş durumda. Adı da, 'Rixos Ottoman Palace' olacak” ifadelerinde bulundu.
SEYRANTEPE SPOR KOMPLEKSİ KONUSUSeyrantepe Spor Kompleksi projesi ile ilgili bir soruyu da Tamince, şöyle yanıtladı:
“Seyrantepe işini kapattık artık. Girmeyi düşünmüyoruz. Eren Talu'nun ne yaşadığını ben çok iyi anlıyorum. Siz, bütün birikimlerinizi bir işe koymuşsunuz. Savaş çıkınca da sanki bir yerden bir şeyleri bedava almışsınız gibi lanse edilirse kahrolursunuz.
Çok şeffaf olan bir ihale aslında. İhale gitti geldi ama keşke, Eren'e yardımcı olunsaydı. Dünya değişti. General Motor batmış, ülkeler bile zor duruma düşmüş, bankalar para vermeyi kesmiş. Eren ne yapabilir ki? İmkanı 10 liraysa, 10'un hepsini de koymuş. Ben Eren'e üzülüyorum.
Eren bey, ortak arayışı içinde bizi de aradı ama bizim böyle bir işe girme imkanımız yok şu anda. Bir dönem ilgilendik ama iki yıl öncesinin dünyası çok farklıydı. O zaman bankalar vardı, para vardı. Herkes gelip iş teklif ediyordu ama şimdi para olmayınca nasıl yapacaksınız? Ayrıca, aynı parayla bugün dünyada bir çok farklı iş yapabilirsiniz. Bugün Seyrantepe'yi incelemedim ne kazanırız ne kazanmayız diye ama şimdi megalomanlık yapıp, 'biz alsaydık bitirirdik' demek istemem. 'İyi ki de kazanmadık' da demek istemem. Şartlar bizi farklı bir yere getirebilirdi.
Eren'in karşılaştığı olay, tamamen Eren den kaynaklanıyor değil. Siz bir ortak bulmuşsunuz, ortak para taahhüt etmiş koyamıyor. Banka size para vereceğini taahhüt etmiş, krizden dolayı veremiyor. Cebinizdekinin de hepsini koymuşsunuz ama yetmemiş. Ne yapabilirsiniz ki? Eşten, dosttan para alarak yapılabilinecek bir proje değil ki...
Milyar dolarlık proje... Eren'e yardımcı olmak için bir çok model geliştirilebilinirdi. Kazakistan'da anti kriz paketi var. Bakarsanız bu pakete görebilirsiniz.”
“TOKİ'nin konut üretmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna da Tamince, TOKİ'nin, dar gelirli kişilere “çok uygun” fiyatla konut ürettiğini, bu açıdan TOKİ'yi çok başarılı bulduğunu söyledi.
Bir gazetecinin, “Aklınızda bir prestij projesi var mı?” sorusuna da Tamince, “Önce bu yılı atlatalım. Sonra söyleyebilirim. 2009, hayatta kalma yılı...” dedi.
“Mardan Palace'ı nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusunu ise Tamince, “Mardan Palace, çok önemli bir tesis ve yatırım. Yatırımcının büyük bir fedakarlık göstererek Türkiye'ye kazandırdığı önemli bir tesis. İnşallah işleri çok iyi gider. Elimizden ne gerekiyorsa da yaparız. Türk turizmine çok farklı bir çıta getirdi ama bu yatırımı yapmasında Rixos Premium'un gösterdiği başarı da, çok ciddi bir örnek olmuştur. Neticede Türkiye'de böyle şeyler yapılabilinirliğin adımıydı bu. Bu da onu cesaretlendirdi. Şimdi birileri çıkıp Mardan Palace'a benzeyen başka yerler yapabilir” şeklinde yanıtladı.