Kendi yağımızla kavrulmak durumundayız
Güncelleme Tarihi:
Işıl ARSLAN-Serhat TEZCAN/BURSA, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Nisan 29, 2009 00:00
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, hükümetin bu yıl yüzde 3.6, Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) yüzde 5.5 küçüleceğini öngördüğü Türkiye ekonomisi için, daralma tahminlerini yüzde 4.1 olarak açıklarken "Önümüzdeki birkaç yıl içinde artık kendi kendimize ve kendi yağımızda kavrulmak durumunda kalacağız" dedi.
Hükümet ile IMF’nin ortası
Sektörel Dernekler Federasyonu (SEDEFED) ve Uludağ İhracatçılar Birliği (UİB) tarafından düzenlenen konferansın açılışında konuşan Arzuhan Doğan Yalçındağ, şunları söyledi: "ABD’de geçen hafta katıldığmız IMF toplantısında bize söylenen bir iyileşme sürecinin başladığı ve 2010 yılında da dünyada bir iyileşme sürecinin ivme kazanacağı. Ancak, bunun Türkiye’ye yansımasının 2011 olacağını söylediler. Doğrusu bu, bizim beklendiğimiz bir durum değil. Tersini bekliyorduk. Ayrıca, Türkiye ekonomisinin 2009 daralma oranının yüzde 5.5 olarak gerçekleşeceğini söylediler. TÜSİAD olarak bizim öngörümüz, IMF ile hükümetimizin arasında bir noktadayız, 4.1 olarak bir beklentimiz var."
Eskisi gibi olmayacak
Bunun ötesinde 2010-2011 büyüme oranlarının da çok önemli olduğuna dikkati çeken Yalçındağ, özellikle işsizlik oranına bakıldığında çok düşük kaldığının görülebileceğini ve bu durumun pek iç açıcı olmadığını dile getirdi. Türkiye ekonomisinin, geçtiğimiz 5-6 yılda dünya ekonomisinin büyümesini lehine ve ihracat pazarlarını çok akılcı kullanarak, ihracata yönelerek büyümesini sağladığını hatırlatan Yalçındağ, sözlerine şöyle devam etti: "Önümüzdeki birkaç yıl içinde artık kendi kendimize ve kendi yağımızda kavrulmak durumunda kalacağız. Çünkü, dünya bize böyle bir ihracat imkanı sunmayacak. Tabi, ihracatımızın yüzde 50’sini AB ülkelerine yapıyorduk, oradaki iyileşme Amerika’dan da yavaş olacak, onu göz önünde bulundurarak, başka ihracat pazarları aramaktayız. Özellikle komşu ülkeleri değerlendirmekteyiz. Bunlar çok olumlu gelişmeler olmakla birlikte iç talebin önemini azaltmıyor. Bu dönemde iç talebimiz hem istihdam için dolayısıyla büyüme için son derece önemli olacak. TÜSİAD olarak uzun süredir, içinde bulunduğumuz bu olağanüstü durumdan dolayı para ve maliye politikalarını akıllıca ve kontrollü biçimde kullanmalıyız diyoruz."
Mali kural düzenlemesini kulak arkası etmeyelim
ARZUHAN Doğan Yalçındağ, "IMF ile yapılacak bir anlaşma, bundan önce Türkiye’nin kredibilitesi için önemliydi belki" derken, şu değenlendirmeyi yaptı: "Özellikle dış dünyada ama bugün artan bütçe açığımızı kontrol edebilmek için de bir IMF anlaşmasına ihtiyacımız olduğunu söylemeliyim. Bir süredir, gündemde olan mali, kural hem iç disiplinimizi sağlamakta hem de orta vadeli öngörülebilirliğimizi sağlamak açısından son derece önemli. Onun için mali kural düzenlemesini kulak arkası etmemeli, bugünden gündemimizin baş maddelerinden biri olarak sağlamalıyız."
Dip yaptı, bu kötüye gidiş 2009’da bitecek
BURSA’daki toplantıya katılan Zarayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, iyimser değerlendirmelerde bulunarak, "Gerek sanayi üretim endeksleri gerek kapasite kullanımları, daha kötüye gitmeyecek" dedi. Çağlayan, şunları söyledi: "Ben dip yaptığı kanaatindeyim. Artık eksiden sıfıra doğru gidiş olacağını düşünüyorum. Şimdi kriz sonrasını planlıyor olmamız lazım bizim. Bu kötü gidişin 2009’da biteceğini düşünüyorum. Ama, kriz sonrasını dizayn etmek zorundayız, aynı zamanda bir sanayici olarak ülkeme güveniyorum ve krizi en az hasarla atlatacağımızı düşünüyorum."
Otomotivin geleceği
Türk ekonomisinin yapısal değişim ve dönüşüm döneminde, "kabuk değiştirme" sürecinde bu krize yakalandığını ifade eden Çağlayan, "Her krizin dünyanın bütün sektörlerini, özellikle Türk özel sektörünü ciddi manada terbiye ettiği kanaatindeyim" dedi. Otomotiv sektörünün de önemini vurgulayan Çağlayan, "Türkiye otomotiv sektörü açısından geleceği en parlak olan ülkelerin en başında gelen ülkedir. Bu sektöre ben fazlasıyla inanıyorum, güveniyorum" diye konuştu.
Sektörel Dernekler Federasyonu (SEDEFED) ve Uludağ İhracatçılar Birliği (UİB) tarafından düzenlenen konferansın açılışında konuşan Arzuhan Doğan Yalçındağ, şunları söyledi: "ABD’de geçen hafta katıldığmız IMF toplantısında bize söylenen bir iyileşme sürecinin başladığı ve 2010 yılında da dünyada bir iyileşme sürecinin ivme kazanacağı. Ancak, bunun Türkiye’ye yansımasının 2011 olacağını söylediler. Doğrusu bu, bizim beklendiğimiz bir durum değil. Tersini bekliyorduk. Ayrıca, Türkiye ekonomisinin 2009 daralma oranının yüzde 5.5 olarak gerçekleşeceğini söylediler. TÜSİAD olarak bizim öngörümüz, IMF ile hükümetimizin arasında bir noktadayız, 4.1 olarak bir beklentimiz var."
Eskisi gibi olmayacak
Bunun ötesinde 2010-2011 büyüme oranlarının da çok önemli olduğuna dikkati çeken Yalçındağ, özellikle işsizlik oranına bakıldığında çok düşük kaldığının görülebileceğini ve bu durumun pek iç açıcı olmadığını dile getirdi. Türkiye ekonomisinin, geçtiğimiz 5-6 yılda dünya ekonomisinin büyümesini lehine ve ihracat pazarlarını çok akılcı kullanarak, ihracata yönelerek büyümesini sağladığını hatırlatan Yalçındağ, sözlerine şöyle devam etti: "Önümüzdeki birkaç yıl içinde artık kendi kendimize ve kendi yağımızda kavrulmak durumunda kalacağız. Çünkü, dünya bize böyle bir ihracat imkanı sunmayacak. Tabi, ihracatımızın yüzde 50’sini AB ülkelerine yapıyorduk, oradaki iyileşme Amerika’dan da yavaş olacak, onu göz önünde bulundurarak, başka ihracat pazarları aramaktayız. Özellikle komşu ülkeleri değerlendirmekteyiz. Bunlar çok olumlu gelişmeler olmakla birlikte iç talebin önemini azaltmıyor. Bu dönemde iç talebimiz hem istihdam için dolayısıyla büyüme için son derece önemli olacak. TÜSİAD olarak uzun süredir, içinde bulunduğumuz bu olağanüstü durumdan dolayı para ve maliye politikalarını akıllıca ve kontrollü biçimde kullanmalıyız diyoruz."
Mali kural düzenlemesini kulak arkası etmeyelim
ARZUHAN Doğan Yalçındağ, "IMF ile yapılacak bir anlaşma, bundan önce Türkiye’nin kredibilitesi için önemliydi belki" derken, şu değenlendirmeyi yaptı: "Özellikle dış dünyada ama bugün artan bütçe açığımızı kontrol edebilmek için de bir IMF anlaşmasına ihtiyacımız olduğunu söylemeliyim. Bir süredir, gündemde olan mali, kural hem iç disiplinimizi sağlamakta hem de orta vadeli öngörülebilirliğimizi sağlamak açısından son derece önemli. Onun için mali kural düzenlemesini kulak arkası etmemeli, bugünden gündemimizin baş maddelerinden biri olarak sağlamalıyız."
Dip yaptı, bu kötüye gidiş 2009’da bitecek
BURSA’daki toplantıya katılan Zarayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, iyimser değerlendirmelerde bulunarak, "Gerek sanayi üretim endeksleri gerek kapasite kullanımları, daha kötüye gitmeyecek" dedi. Çağlayan, şunları söyledi: "Ben dip yaptığı kanaatindeyim. Artık eksiden sıfıra doğru gidiş olacağını düşünüyorum. Şimdi kriz sonrasını planlıyor olmamız lazım bizim. Bu kötü gidişin 2009’da biteceğini düşünüyorum. Ama, kriz sonrasını dizayn etmek zorundayız, aynı zamanda bir sanayici olarak ülkeme güveniyorum ve krizi en az hasarla atlatacağımızı düşünüyorum."
Otomotivin geleceği
Türk ekonomisinin yapısal değişim ve dönüşüm döneminde, "kabuk değiştirme" sürecinde bu krize yakalandığını ifade eden Çağlayan, "Her krizin dünyanın bütün sektörlerini, özellikle Türk özel sektörünü ciddi manada terbiye ettiği kanaatindeyim" dedi. Otomotiv sektörünün de önemini vurgulayan Çağlayan, "Türkiye otomotiv sektörü açısından geleceği en parlak olan ülkelerin en başında gelen ülkedir. Bu sektöre ben fazlasıyla inanıyorum, güveniyorum" diye konuştu.